Danıştay, Efemçukuru Altın Madeni için yapılan Acele Kamulaştırma Kararının iptalini onayladı.

Bu karar 2011 yılından bu yana mahkeme süreçlerine rağmen üretime devam eden madenin çalışmasını durdurmasa da, Bakanlar Kurulu Acele Kamulaştırma kararına tek başına direnen, ‘Yalnız Efe’ denilen keçi çobanı Ahmet Karaçam’ın direnişinin zaferle sonuçlanması anlamına geliyor.

DANIŞTAY BİR KEZ DAHA ‘ACELEYE NE GEREK YOK’ DEDİ

Evrensel’den Özer Akdemir’in haberine göre; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK) Danıştay 6. Dairesinin Efemçukuru köylüsü Ahmet Karaçam’a ait arazilerin Bakanlar Kurulu Acele kamulaştırma kararını iptal eden kararına yapılan itirazları reddetti.

6. Dairenin kararına Başbakanlık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yanı sıra altın madenini işleten Kanada sermayeli TÜPRAG Şirketi de DİDDK’da itiraz etmişlerdi.

DİDDK konuyla ilgili yaptığı inceleme sonrasında oy çokluğu ile yapılan itirazları yerinde bulmayarak Danıştay 6. Dairesi’nin iptal kararını onadı.  

DİDDK, “işletmenin biran önce faaliyete geçmesinin sadece ekonomik yarar yönünden irdelendiği, ancak acele kamulaştırma yoluna gidilmezse kamunun uğraması muhtemel zararlarının neler olduğunun ortaya konmadığı, ...olağan kamulaştırma usulü uygulanmaksızın taşınmaza el konulmasını gerektiren acelelik koşulunun gerçekleşmediği” gibi gerekçelere dayanan 6. Daire’nin kararına yapılan itirazı “usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır” diyerek reddetti.

DİDDK kararın temyizi için 15 günlük süre tanırken bazı Danıştay üyelerinin verilen kararın kesin olduğu ve temyiz aşamasının bulunmadığını gerekçe göstererek buna karşı oy yazdıkları görüldü.
Danıştayın bu kararını yorumlayan Ahmet Karaçam’ın EGEÇEP Hukuk Komisyonu üyesi Avukatı Arif Ali Cangı, köyünde keçi çobanlığı yapan Ahmet Karaçam’ın acele kamulaştırmaya direnmesi ve davayı kazanmasının madenin faaliyete geçmesini engelleyemediğini aktardı.

Karaçam’dan arazisini alamayan şirketin projenin sağlık koruma bandını daralttığını belirten Cangı, idarenin de buna göz yumması sonrası madenin 2011 yılından bu yana çalıştığının altını çizdi.

ÖRNEK ALINACAK BİR DİRENİŞ ÖYKÜSÜ

Cangı, “Ancak Ahmet Karaçam’ın direnişi çok anlamlı. Birincisi ve en önemlisi, tek başına da olsa direnmesi ve 8 yıl sonra yargıdan haklı olduğuna dair karar alması tarihe not düşülmesi gereken bir olaydır. Ahmet Karaçam’ın bu tutumu alkışlanacak örnek alınacak bir direniş öyküsüdür. Bu öykünün kendisi dahi çok değerlidir, gelecek kuşaklara bırakılan eşsiz bir mirastır. O yüzden Ahmet Karaçam ne kadar övünse, ailesi onunla ne kadar gurur duysa azdır. Ben de davasını sonuna kadar götüren müvekkilim Ahmet Karaçam’ı kutluyorum” dedi.

HUKUK LİTERATÜRÜNE GEÇTİ

İşin bir başka yönünün de kararın hukuk literatürüne etkisi olduğunu belirten Cangı, “Ahmet Karaçam ve acele kamulaştırma Türkiye hukuk literatürüne geçen bir olaydır. Bu dava ile yargı acele kamulaştırma konusundaki kararları istikrar kazanmıştır. Artık idarenin kamu yararı ve acelecilik koşulunu kanıtlayamadığı acele kamulaştırmaları yargıdan iptal edilmektedir. Bu sayede, siyasi iktidarın acımasız mülksüzleştirme uygulamalarına karşı hukuki yoldan bir umut kapısı aralanmıştır” diye konuştu.

EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü Sevda Budak’ta Ahmet Karaçam’ın tek başına direnmesi sonrası elde edilen bu hukuki kazanımın son derece önemli olduğunu belirterek, önümüzdeki günlerde Karaçam’ı ziyaret ederek bu direnişinden dolayı bir kez daha kendisini kutlayacaklarını söyledi.