Çok sayıda kurum ve örgüt, ortak bir imza metni hazırlayarak, Cudi Dağı eteklerinde TSK’nın top atışları nedeniyle nedeniyle başlayan ve günlerce devletin müdahale etmeyerek izlediği yangını kendi olanaklarıyla söndürmeye çalışan halka destek verdi.

‘Cudi’de taammüden ekolojik bir cinayet işlendi’ denilen imza metninde, yangın ile ilgili yöre halkıyla birlikte suç duyurusunda bulunulacağı; ‘Yangında can veren hayvanların çığlıkları, birer suç duyurusudur’ sözleriyle belirtildi.

"Nuh'un çocuklarına mektup" başlığıyla yayınlanan imza metninde şu ifadelere yer verildi:

‘’Gezi’de, Karadeniz yaylalarında, Karaburun’da, Cerattepe’de, Kazdağları’nda, Munzur’da yüreğimize düşen ateş; Cudi’de büyük bir yangına dönüştü. Günlerdir hepimizin gözleri önünde hektarlarca orman yandı. Yanan sadece ağaçlar değildi. Kaplumbağalar, keçiler, arılar, kuşlar, karıncalar, kelebekler dahil bütün bir ekosistem yok edildi.

Yangının kontrol altına alınmış olmasının artık hiçbir önemi yok.

İnsanlık tarihinin bilinen en büyük ekolojik anlatısı olan Nuh tufanından çıkışın adresi olduğuna inanılan kadim bir coğrafyanın bu şekilde yara alması, uygarlığımız için bir utanç kaynağı sayılmalı. Dünya denilen bu geminin dümenini ele geçiren kapitalist barbarlık, sömürü ve tahakküm düzeni ile emeğimizi ve doğamızı yok etmeye devam ediyor. Yeşilin ve kuş cıvıltılarının yerine kapkara bir dünya ve duman kokusu bırakarak.

Cudi’de taammüden ekolojik bir cinayet işlendi.

Orman ve Su İşleri Bakanı, Orman Genel Müdürü ve Şırnak Valisi olayın başta gelen sorumlularıdır. “Olayda can kaybı yok” diyen yetkililer, günlerdir bütün dünyanın gözü önünde bir ekolojik felaket yaşanırken olayı kasıtlı bir şekilde görmezden gelmiş daha sonra oluşmaya başlayan kamuoyu tepkisi karşısında göstermelik olarak yangın alanına birkaç iş makinesi göndererek sorumluluklarını gizleme çabası içine girmişlerdir. Yangın ancak yöre yurttaşlarının ve bölgedeki duyarlı belediyelerin gönderdiği araçlarla kontrol altında alınmaya başlanmıştır. Yangın söndürme helikopterleri ısrarla devreye sokulmamıştır.

Ekoloji mücadelesinin demokrasi ve barış mücadelesi ile birlikte verilebileceğine inanıyoruz. Doğal varlıkların askeri ve güvenlik politikalarının bir aracı olarak kullanılmasını, bir savaş aracına dönüştürülmesini asla kabul etmiyoruz. Bu yaklaşımın IŞID’ın Ortadoğu’nun ve bütün insanlığın ortak değerlerine uyguladığı vandalizmden hiçbir farkı yoktur.

Yangında can veren hayvanların çığlıkları, birer suç duyurusudur. İlgili tüm kamu görevlileri ile birlikte sorumluların yargı önüne çıkartılmaları için yöre halkı ile birlikte sürecin takipçisi olacağımızdan kuşkunuz olmasın.

Karıncanın kardeşi var.

Bu yangının ilk olmadığını ve dost elini uzatmakta zaman kaybettiğimizi biliyoruz. Ama Bergama köylülerinden bu yana derelerimizde, ovalarımızda, vadilerimizde, dağlarımızda ve kentlerimizdeki talana karşı verdiğimiz ekolojik direnişlerimizden geç de olsa öğrendik: Karıncanın, arının, kuşun kardeşi var.

Bu saatten sonra yok edilen orman ekosisteminin eski haline getirilmesi imkansız. Ancak doğal ortamda yaşanan tahribatın tespit edilmesi ve mümkün olduğu ölçüde rehabilite edilmesi için bu alanda uzman bilim insanlarından oluşan bağımsız bir heyetle çalışmalara başlıyoruz. Yörede seçilecek uygun bir alanda yaşanan bu ekolojik felaketin unutulmaması için ağaçlandırma kampanyası çağrısı yapıyoruz. En kısa sürede Silopi’de buluşacağız ve yok ettikleri her ağacın yerine daha fazlasını elele verip kardeşlik türküleri söyleyerek dikeceğiz.

Evimize düşen bu büyük yangını avuçlarıyla su taşıyarak söndürmeye çalışan analarımıza, yaralı hayvanları kucaklayan Nuh’un çocuklarına selam olsun.

KARDEŞLERİNİZ….

Sinop Nükleer Karşıtı Platform

Yeşilırmak Çevre Platformu

Ege Çevre ve Kültür Platformu

Fırtına İnsiyatifi

Tümköysen

Kuzey Ormanları Savunması

Bakırtepe Çevre Platformu

Tonya Çevre Platformu

Bodrum Yarımadası Çevre Koruma Platformu

Yeşil Artvin Derneği

Dört Ayaklı Şehir

Velotopya İstanbul

Karadeniz İsyandadır

Alakır Nehri Kardeşliği’’