GÖRÜLMEDİK DİRENİŞ DEVAM EDİYOR!

SOLAKLI’DA SU VE YAŞAM ALANI MÜCADELESİNDE YENİ BİR SAYFA YAZILIYOR

Trabzon’un Solaklı Vadisi’ndeki Karaçam ve Köknar köylerinde 3 Ekim Perşembe günü, kolluk kuvvetleriyle vadiye girmek isteyen HES şirketi Bugato enerji karşısında direnen, gün ve gece boyunca 2400 rakımdaki dağ yolunda, soğuk ve kar yağışı altında nöbet tutan vadi halkına sabah saatlerinde saldırıldı.

Bu haberi kaleme aldığımız sırada vadi halkı Çaykara İlçe Hastanesi'nde darp raporu almış, suç duyurusunda bulunulduktan sonra Trabzon şehir merkezindeki Meydan Park’ta toplanmak üzere yola çıkmıştı. Araçlar önce Yomra’da sonra da Trabzon girişinde, havaalanı önünde durduruldu. Görüşmelerden sonra polis ve basın eşliğinde Trabzon Meydan Park’a doğru ilerleniyor.

İstanbul’da da, saat 14:30’da, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu bileşenleri bu saldırıyı kınamak ve yöre halkıyla dayanışmak amacıyla Taksim Tramvay Durağında kitlesel basın açıklaması düzenledi.

Solaklı’da dün, jandarma ve robokop polisler eşliğindeki iş arabalarının dağ yolunda gözükmesiyle başlayan ve halen devam eden süreçte Köknar ve Karaçam’lılar, su ve yaşam alanı mücadelesinde yeni bir direniş destanı yazıyor. Olaylar aşağıdaki gibi gelişti:

3 Kasım, Saat 10:30 civarında ilk haber düştü: “Trabzon Solaklı vadisindeki Karaçam ve Köknar köylerinde HES yapmak isteyen Bugato Şirketi, iş makinelerini vadiye sokmak için harekete geçmiş durumda. Şu an dağ tarafından, eski Bayburt yolundan iniyorlar. Kadınlar ve çocuklarla birlikte 300'e yakın köylü şirketi karşılamak için yola çıktı, bekliyor.”

Karaçam ve Köknar köylerinde açılmış davalara ve halkın kararlı direnişine rağmen HES kurmak için vadiye girmeye inat eden HES’çi Bugato Şirketi ile gerginlik bir süredir devam ediyordu. 23 Eylül’de de yine bölgeye iş makinelerini götürmeye çalışan firma yetkilileri ve onlara eşlik eden jandarma ile köylüler arasında gerilim yaşanmıştı. Köylülerle jandarma ekipleri ve firma çalışanları arasında çıkan arbede de 2 jandarma ile 7 köylü yaralanmış, 6 köylü ise gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan tutuklanan 3 kişi ise daha sonra tutuklamaya yapılan itirazlar sonrasında serbest bırakılmıştı.

Köylülerin tepkisi üzerine yaşanan gerginlikler sonrasında, HES firmasına ait iş makineleri bölgeden indirilmiş ve bölgede şantiye yapılmasından vazgeçilmişti.

Bu gelişmelere rağmen yeni müdahale duyumlarına karşı vadilerinde nöbete başlayan halk, yaşam savunucularını ve duyarlı insanları desteğe çağırmıştı. Karadeniz İsyandadır Platformu, Derelerin Kardeşliği Platformu, Trabzon Emek Meclisi, Halkevleri ve pek çok yaşam savunucusu vadi halkıyla dayanışmak için Karaçam ve Köknar’a intikal etmişlerdi.

Dava sürecinde ise Mahkeme, bölgede Bilirkişi İncelemesi yapılmasına ve HES’in yürütmesinin durdurulması ve iptali isteminin Bilirkişi İncelemesi ve Keşif sonrasında değerlendirilmesi yönünde karar vermişti.

Karaçam ve Köknar halkı, son olaylardan bir gün önce yaptıkları basın açıklamasında: “Özelikle Trabzon İdare Mahkemesinin bu davayla ilgili Bilirkişi tayin ettiği, hukuk sürecinin işlediği bir dönemde Bilirkişi Heyetinin bölgeye gelmesi beklenmeden askeri destek ile Karaçam ve Köknar’a girilmeye çalışılması bizim yasalara karşı olan güvenimizi tamamen alt üst etmiştir. Bu andan sonra bölgede yaşanabilecek herhangi bir olumsuzluğun sorumlusu kesinlikle bizler olamayız. Bizler yaşam alanlarımızı korumaya devam edeceğiz. Mücadelemiz, yaşam mücadelesidir ve meşrudur. Duyurumuz yaşam alanlarımıza saldıranlara uyarıdır.” demişlerdi.

Nitekim 3 Kasım sabahı endişe edilen olumsuzluklar yaşanmaya başlandı… Saat 11:30 civarında Eski Bayburt Yolu olarak bilinen dağ yolunu tırmanan köylüler çok sayıda jandarma ve tam teçhizatlı robocoplarla karşı karşıya geldiler. Firmaya ait iş makinelerini bölgeye sokmak istemediklerini belirten köylülerle güvenlik güçleri ve HES firması çalışanları arasında tartışma başladı.

Öğle saatlerinde kolluk kuvvetleriyle köylüler arasında pazarlık ve gergin bekleyiş sürüyordu. “Alana girelim, konteynırları kuralım ama çalışmayalım” gibi önerileri direnişçiler tarafından kabul görmedi.

Jandarma ve köylülerin karşılıklı bekleyişi sürerken olaya tepkiler yağmaya başladı. Saat 14:30’da Karadeniz Teknik Üniversite’li HES karşıtları Trabzon merkezindeki Meydan Park’ta bir basın açılması düzenleyerek müdahaleyi kınadılar. Ülkenin her yanından yaşam savunucuları ve duyarlı insanlar solaklı vadisine ulaşmaya çalışıyor, ulaşamayanlar Trabzon valiliğini dilekçe yağmuruna tutuyordu: “Şirket Alana girse bile kış şartları nedeni ile çalışamayacak iken ısrarla Jandarma ve Çevik Kuvvet eşliğinde alana sokulmak istenmesi nedeni ile yörede kasıtlı olarak gerginlik yaratmaya çalışıldığının farkında olunmasını, şirket yetkililerinin devletin kolluk güçlerini istediği gibi kullanabilmesinin önüne geçilmesini, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sosyal yanını göstererek yargı süreci sonlanmadan alana girmeye çalışan şirket yetkililerin bir an önce alandan çıkartılması için adım atmasını,” isteyen dilekçeler valiliğin fakslarını kilitledi.

Dağ yolunda direnenler zorlu şartlarda gelişmeleri aktarmaya çalışıyordu:

Saat 15:10: "Net başında olan arkadaşlar, son durumu paylaşalım: 2400 metrede, araçları geçirmemek üzere bekliyoruz. Kar yağışı başlamış durumda. Komutanlar dışarıdan gelenlere "siz buralı değilsiniz" diyerek köylünün birliğini kırmaya çalışıyor. 2400 metreye, jandarmaya takviye olarak 200 kişilik Çevik Kuvvet çıkartıldı."

17:10: " 2.400 rakımda direniş devam ediyor. Vadi karanlıkta ve sis altında. Hava dondurucu soğuk. Az önce Köknar Köyü'nden 3 minibüsle direnişçilere yakacak odun ve sıcak ekmek getirildi. Jandarma ve Çevik yol üzerinde barikat kurmuştu ama şimdi dağıldılar. Soğuktan dolayı araçların içine sığındıklarını tahmin ediyoruz (bizim ateşimiz var, onların yok :)) Sadece komutanları ortada. Karşılıklı beklemeye devam ediyoruz. Duyurmaya devam edin."

Akşama doğru gelen mesajlarda sıcaklığın iyice düştüğü, kar yağışı ve buzlanmanın arttığı belirtiliyordu. ”Dağ yolunda 200 civarında insan, kamp ateşleri etrafında direnmeye devam ediyor. Jandarmalar da üzerinde hiçbir ibare bulunmayan, nereden tahsis edildiği bilinmeyen, sivil minibüslerin içinde bekliyor. Gerekirse sabahlanacak. Direnenler kazanacak. Doğa kazanacak.”

Nitekim sabahlandı: “Şirkete karşı nöbeti gece de sürdüreceğimizden, bazı arkadaşlar barınak yapabilmek için branda almaya köye indiler. Soğuğa rağmen direnişçilerden ayrılan yok aksine yeni katılımcılar bölgeye intikal ediyor. Keyfimiz yerinde, moralimiz yüksek, kolluk kuvvetleri buradan gidene kadar burada kalmaya kararlıyız".

Böylece 3 Kasım'ı 4 Kasım'a bağlayan gece, Bugato şirketi Solaklı deresine kepçelerini daldırabilsin diye, vatandaşlarını yani Karaçam ve Köknar köylüleri ile jandarmasını ve polisini Doğu Karadeniz Dağları’nın 2400 metresinde, tipi ve sıfırın altında, birbirinin karşısında nöbete diken devleti de gördük. Tabi tüm bunları bizim iyiliğimiz için yaptığına inanmamızı isteyen, tüm bu fedakarlıklara “su akar Türk bakar” demesinler diye katlanan devleti… Ve daha göreceklerimiz de vardı..

Nitekim sabah 05.30’da ilk müdahale geldi: “Polis ve jandarma birlikte halka saldırdı: “dağılın! Dağılmazsanız dağıtacağız!” Barikatı dağıttılar. İnsanlara doğrudan, 1 metre mesafeden gaz sıktılar. Yaralılar var....

Saat 06:00 İKİNCİ MÜDAHALE: “Kadınlara saldırdılar. İlk müdahaleyi kadınların köye indiği sırada yapmışlardı. Olaylara yetişen kadınlara ikinci kez saldırdılar. Biber gazlarıyla girdiler. Araçları insanların üzerine sürdüler. Ezilen kadınlar var. “Komutanları “atın bunları dereye!” diye bağırıyor. Acil yardım!”

Saat 07:00 ÜÇÜNCÜ MÜDAHALE: “Polis ve jandarma Derebaşı Mevkii'ne çekilen halka üçüncü kez saldırdı. Özel mülk olan çay bahçesine girdiler, sığınan halka saldırıyorlar. Ambülanslar geldi, yaralılar var. Valinin emriyle saldırdıklarını söylemişler... Göz altına alınanların sayısı şu anda bilinemiyor.

Saldırıya uğrayan grup çay bahçesinin 100 m kadar daha gerisine çekilmiş durumda sürünerek direnmeye devam ediyorlar. Bu grup bilindiği gibi köyün dışında. Bu gruptaki bazı gençler polisin ulaşamadığı sarp yamaçların tepesine çıktılar "gözaltına aldıklarınızı bırakana kadar buradan inmeyeceğiz. Ya da gelin bizi de alın!" diye direniyorlar. Bu arada köyde Karaçam halkı galeyana gelmiş durumda, belediye binasına doğru yürüyüşe geçtiler.”

4 Ekim Cuma, Saat 10:00 “Saldırıya uğrayan halk belediye binası önünde toplandı ancak kapılar kapalıydı ve belediye başkanı kayıp; nerede olduğu bilinmiyor. Belediye önünde de arbede yaşandı. Gözaltına alınmış olan herkes geri alındı, şu anda gözaltında kimse yok. Şimdi halk darp raporu almak için topluca Çaykara Sağlık Ocağına doğru ilerliyor. Oradan da Trabzon'a geçilecek ve suç duyurusu yapılacak.”

Aynı saatlerde Solaklı'dan şu mesajın paylaşılması isteniyordu: “Yaşam savunucularının var güçleriyle dayanıştıkları bu direniş, Karaçam Köknar halkının direnişidir ve Karaçam Köknar halkı tarafından, vadi halkının organizasyonu ve inisiyatifinde sürdürülmektedir.”

Bizler de Karadeniz İsyandadır Platformu olarak Karaçam ve Köknar halkı ile yan yana direnişi sürdürüyor, yaşam alanlarına sahip çıkan onurlu ve dirençli Karadeniz halkını isyanımızın tüm ateşiyle selamlıyoruz. An itibariyle direnişçiler, yolda iki kez polis engelini aştıktan sonra, polis ve basın eşliğinde Trabzon Meydan Park’a doğru ilerliyorlar.

Şimdi sadece güç gösterisi amacı taşıdığı aşikar olan bunca terör ve insanlık dışı uygulamadan sonra birkaç konteynır adeta utanç ve vahşet abidesi olarak vadiye dikilmiş durumda. Böyle bir halk tepkisi karşısında bu şantiyenin hayata geçemeyeceği ortada iken yaşanmakta olan sürecin halkın direnişini kırmak yerine öfke ve kararlığı bilediğinin sembolü üç konteynır…

İstanbul’da ise saat 14:30’da Taksim Tramvay Durağında basın açıklaması var.

Gelişmeleri kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.

Bizler yaşanmakta olan bu olayların kapitalizmin vardığı bu insanlık dışı aşamada, dünyanın her yerinde yaşam alanlarının ve başta su olmak üzere tüm yaşam kaynaklarının ticarileştirilmesi, yağmalanması sürecinin bir parçası olduğunu biliyoruz. Bizler de kendi yaşam alanımız olan bu toprakları sermaye iktidarına kolay lokma etmemek kararlığımızı, bizleri kolayına köleleştiremeyeceklerini, topraklarımızı elimizden alıp su mültecisi konumuna düşüremeyeceklerini bir kez daha haykırıyoruz.

Herkesi bulundukları her yerden tepkilerini yükseltmeye, Solaklı vadisinin onurlu yaşam alanı mücadelesini ve meşru müdafaasını sahiplenmeye çağırıyoruz.

SOLAKLI HALKI YALNIZ DEĞİLDİR!

DİRENENLER KAZANACAK! DOĞA KAZANACAK!

KARAÇAM, KÖKNAR, TORTUM, HOPA, GERZE; EŞKIYALAR HER YERDE!

Karadeniz İsyandadır Platformu