ODTÜ, 33 milyonun üzerinde ağacı, yaklaşık 500 tür kır çiçeği, 23 tür memeli canlısı, 9 tür sürüngeni, 126 tür kelebeği ve 226 kuş türüyle bozulmamış bir doğa parçası konumunda. Ancak alan, son 20 yıldır süren tahribatlara ilave yeni tehditlerle karşı karşıya.

Gerek eşsiz doğal zenginlikleriyle, gerekse de birçok eski medeniyete ev sahipliği yapmış arazisiyle I. Derecede Doğal Sit Alanı ve I. Derecede Arkeolojik Sit Alanı olan ODTÜ, son 20 yıldır süren tahribatlara ilave yeni tehditlerle karşı karşıya.

odtunundogasi.org’ta konu ile ilgili yapılan açıklama şöyle:
 
ODTÜ'nün Doğasını Sahiplenme Zamanı!

ODTÜ’nün ne denli önemli ve eşsiz bir doğasının olduğunu anlamak için güncel bir uydu görüntüsünden ODTÜ arazisinin Ankara içindeki konumuna bakmak yeterli olacaktır aslında. Milyonlarca betonun sıradaki lokması görümünde, insan eliyle var edilmiş eşsiz bir orman, İç Anadolu’nun doğal varlığını koruyabilmiş yegane bozkırları ve bozkırın vahası konumunda bir sulak alan: Eymir Gölü. Büyük bir şehre bu kadar yakın olan ve etrafında kendine eşdeğer başka bir alan olmayan, Türkiye’nin en büyük kampüs alanı olan bu korunaklı alan, elbetteki eşsiz bir doğa tasviri uyandıracaktır zihinlerimizde... 

Gerçekten de ODTÜ, bizleri yanıltmıyor ve 33 milyonun üzerinde ağacıyla, yaklaşık 500 tür kır çiçeğiyle, 23 tür memeli canlısı, 9 tür sürüngeni, 126 tür kelebeği ve 226 kuş türüyle, şehrin gündelik hayatının ve koşuşturmacasının sıkıntısını yok edecek, bizlere temiz bir hava sunacak, insanlara yaşama dair farklı bilgiler verebilen bozulmamış bir doğa parçası konumunda. 

Fakat, gerek eşsiz doğal zenginlikleriyle, gerekse de birçok eski medeniyete ev sahipliği yapmış arazisiyle I.Derecede Doğal Sit Alanı ve I.Derecede Arkeolojik Sit Alanı olan bu alan, son 20 yıldır süren tahribatlara ilave yeni tehditlerle karşı karşıya. 

Dün olduğu gibi bugün de Ankara’daki arazi rantının odağında ODTÜ Arazisi. Başta Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, villa düşkünü müteahhitler, kamu kurumları ve aklınıza gelebilecek her türlü özel şirket ve hatta ODTÜ yönetiminin kendisi bile bu doğal zenginiklerin yerine alternatif zenginlikler arayışı içinde. 

2008’de ODTÜ’deki binaları yıkmakla tehdit eden ve ODTÜ’ye 2 milyon liraya yaklaşan ceza kesen ODTÜ düşmanı, rant düşkünü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in geçtiğimiz hafta tekrar gündeme getirdiği, ODTÜ üzerinden geçerek Konya yolunu Eskişehir yoluna bağlayacak yol projesi ve Eymir Gölü’nü yapay bir parka çevirme planları ODTÜ’yü yavaş yavaş bölerek ondan parçalar koparmanın en somut hamlesi şu anda. Birbiri ardına gelecek yeni yağmalama projelerine kapı açacak bu proje, Ankara’nın yegane bakir alanının, Ankaralının nefes kaynağının ve de ODTÜ’nün ruhunun da sonunu hazırlayacaktır. 

İnsanlık, binbir emekle var ettiği bir cenneti, bir uzvunu kendi eliyle yok etmenin eşiğinde,
ODTÜ doğasını korumak bugün geçmişe göre daha zordur ve gün geçtikçe daha da zorlaşacaktır. Ancak bu, yapılamayacak bir şey değildir. ODTÜ gibi bir camia ve doğasever Ankara halkı buna bütünüyle önem verirse bu oldukça kolay bir şekilde gerçekleşecektir. 

Önümüzdeki süreç, gerek öğrencisi, akademisyeni, çalışanı, mezunuyla ODTÜ olarak, gerekse de Ankara halkı olarak ODTÜ Doğasını tehdit eden yanlış uygulamalara ve rant odaklı yağmalara karşı direnme, ODTÜ Doğası’na sahip çıkma dönemi olmalıdır. 

ODTÜ’yü VERMEYECEĞİZ!
odtunundogasi.org
İletişim ve Destek olmak için
[email protected]

Kaynak: ATLAS; FOTO: Murat Acuner, Alakarga