Enerji Bakanı Taner Yıldız, Akkuyu nükleer santral projesi için yapılan tören sırasında, Fukuşima nükleer kazasından ders alındığını söyledi. Fukuşima tanığı Araştırmacı Gazeteci Toshiya Morita, “Bizim ülkemizde daha nükleer santralın neden bozulduğu bile belli değilken, nereden ders almış olabilirler?” diye sordu.
 
Birgün Gazetesi'nden Ömür Şahin Fukuşima'da ne olduğunu en iyi bilen isimlerden Japon Araştırmacı Gazeteci Toshiya Moritasan ile konuştu. Türkiye'de ki nükleer santral projelerine ilişkin de değerlendirmeler yapan Moritasan, Fukuşima gerçeğini anlattı.

Akkuyu’da nükleer santral kurmak isteyen Rus şirketin deprem deneyimi olmadığına dikkat çekti Moritasan, hükümetin halktan neler sakladığını da anlattı. 

Ömür Şahin'in Toshiya Moritasan ile söyleşisinin bir bölümü şöyle: 

Hükümetler nükleer işine girdiklerinde halktan neler saklıyorlar?

Nükleer santralların arka planında plütonyum üretimi var. Yani atıklarından nükleer silah yapmaya yarayan bir plütonyum elde ediliyor. Devletler öncelikle askeri niyetlerle bu faaliyeti gizli yapmak durumundalar. İkincisi halk bunu istemiyor. Amerika’da ayaklanan halk, atıklardan plütonyum yapılan tesislerin kapatılması için uğraşmıştı. Gelecekte Türkiye nasıl olur bilmiyoruz, ama ne olacağı sesimizi ne kadar çıkardığımıza bağlı.

Sağlığa etkilerini de saklıyorlar… Şu anda Türkiye’de olan bu…

Tramvayda gelirken Akkuyu’nun reklamlarını gördüm. Sadece şeffaflıktan uzak kalmıyor bir de sevdirerek kabullendirmek için yalan söylüyorlar. ‘Temizdir, güvenlidir’ diye yalan söyleyerek nükleeri farklı göstermeye çalışıyorlar.

Hükümet diyor ki “Fukuşima’dan ders aldık, aynı hataları yapmayacağız.” Ne ders almış olabilirler?

Bahsettiği konu Fukuşima’yla alakalı ama bunu Rus nükleer santralının töreninde söyledi… Bu söylemi Japonlar nükleer santrala inandırmak, daha çok satmak için kullanıyor. Kazayı “Fukuşima’dan ders aldık, şimdi çok daha iyi olacak” şeklinde pozitif yaklaşımla ele almaya çalışıyorlar. Sizin Türkler de böyle herhalde… Ama bizim ülkemizde nükleer santralın neden bozulduğu, soğutma suyunun neden durduğuna dair bile tam bilgi yok. Daha kazanın teknik meseleleri bile çözülmüş değilken, nereden ders almış olabilirler?

Japon hükümetinin Fukuşima’nın verdiği zararı gizlediğini söylüyorsunuz. Asıl kapsamını nasıl anlatırsınız?


Öncelikle 1800 kişinin öldüğünü söylemeliyim. Direkt patlamadan dolayı öldüler demiyoruz ama patlamadan sonraki süreçte öldüler. Defalarca yerlerinden edildiler, uzun saatler aç aç yolculuk ettiler...

Çernobil’de 200 kilometrekarelik alan tahliye edilmişti. Fukuşima’da ise 20 kilometrekarelik alan tahliye edildi. İkisini karşılaştırdığımız zaman Fukuşima’daki önlemler çok daha zayıf kalıyor. Bu 200 kilometre kare içinde 10 milyon insan yaşıyor. Fukuşima’ya 230 kilometre mesafedeki Tokyo’da da pek çok hastalık meydana geldi. Sadece kanser değil, kalp hastalıkları, tiroid gibi… Devlet de tam bir veri paylaşımında bulunmuyor.

Enerji Bakanı nükleerin istihdam sağlayacağını söylüyor. Peki nükleerin çalışanların sağlığına nasıl etkileri oluyor?

işçilerin yılda 50 miliSievert’in (mSv) üzerinde radyasyon almaması gerekiyor. Üzerlerinde taşıdıkları bir alarm, doz aşılırsa çalıyor. Ama şirket onu susturarak insanların çalışmaya devam etmesini sağlıyor. Biri bu durumu ihbar eder ve karmaşa çıkarsa taşeron şirketle anlaşma bozuluyor. Bu nedenle herkes sessiz kalıyor.

50 mSv altı radyasyonun da çalışanlar üzerinde etkisi olur mu?

İnsanlar sadece 5 mSv de alsalar ileride lösemi gibi hastalıklara tutulabilirler. Ama şirketler bu tür suçlamaları hiç kabul etmiyorlar.

Patlama olmasa da santralın çevresinde yaşayanların sağlığı olumsuz etkilenir mi?


İnsanların üzerinde uzun yıllar sonra hastalıklar çıkıyor, çevrede yaşayanlarda da santralda çalışanlarda da.

Santrallarda evsizlerin çalıştırıldığı doğru mu?

Japon mafyası Yakuza, evsizleri toplayıp nükleer santrallarda çalıştırıyor. İşçiler cüzi miktarlarda para alarak, zor koşullarda çalıştırılıyorlar. Sadece Japonya’dakileri değil tüm dünyadaki evsizleri ve yoksulları topluyorlar; Tayvan’dan Brezilya’dan insan getiriyorlar. Dünya çapında bir köleleştirme hali var. Japon şirketlerindeki nükleer santral yöneticileri ‘Şirketimde hiç Japon çalışmıyor, çok rahatım, beni burada dava edecek kimse yok, istediğim gibi çalıştırırım’ diyor.

Nükleer ucuz mu?

Kesinlikle değil. Fiyatların içine hammadde tutarı dahil değil, kurulumu söylüyorlar.

Türkiye bir deprem bölgesi. Rus şirketin deprem deneyimi yok. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Japonya deprem ülkesi olmasına rağmen depremle ilgili sorununu çözemedi. Deprem oldu, tsunami oldu ve patlama yaşadık. Rusya’da depremle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Çünkü kendi ülkelerinde deprem yok.

Şirketler tarafından sunulan risk değerlendirmeleri gerçeği yansıtıyor mu?

Kesinlikle doğru değil o risk hesapları. Ayrıca zaman zaman santrallarda kazalar oluyor. Kimseye duyurmuyorlar...

Söyleşinin tamamını okumak için tıklayın