Hasankeyfliler ve Doğa Derneği gönülleri, İstanbul’un en önemli kültürel ve tarihi anıtlarından biri olan Topkapı Sarayı’nı ziyarete kapatarak 12 bin yıllık tarihlerinin Ilısu Barajı ile yok edilmek istenmesini protesto etti.

Sarayın girişini geçici olarak kapatan Hasankeyfliler ve Doğa Derneği gönüllüleri, “UNESCO Dünya Kültür Mirasları Topkapı ve Hasankeyf Taşınamaz”(1) yazan büyük bir pankart açtılar. Protestocular, Hasankeyf ve Dicle Vadisi'nde Ilısu barajı nedeniyle sular altında kalacak yüzlerce yıllık tarihi alanların ve nesli tehlike altındaki türlerin resimlerini de sergilediler.

67 yaşındaki Hasankeyfli emekli imam İsmail Koçyiğit, Saray’ın önünde yaptığı açıklamada “Antik kentimiz Hasankeyf ve Dicle Vadisi yıllardır Ilısu Baraj projesinin tehdidi altında. Hükümet 2010 yılında Hasankeyf Kalesi ve çevresindeki tarihi alanları ziyarete kapattı. Projeden sorumlu Bakan Veysel Eroğlu da Hasankeyf’in başka bir yere taşınacağını iddia etmektedir. Nasıl bir Dünya Kültür Mirası olan Topkapı Sarayı başka bir yere taşınamaz ise, aynı ünvanı fazlasıyla hak eden Hasankeyf de taşınamaz” dedi.

Topkapı Sarayı dört UNESCO kriterine uyarken, Hasankeyf ve Dicle vadisi on UNESCO Dünya Kültür Mirası kriterlerinden dokuzuna uyan dünyadaki tek yerdir (2). Ancak Türkiye Hükümeti bütün çağrılara rağmen bugüne kadar bölgeyi UNESCO listesine dahil etme yönünde henüz bir girişimde bulunmadı.

Hasankeyfliler ile protestoya katılan Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz şöyle dedi: “Ilısu Türkiye'deki en büyük ikinci baraj olarak planlanmaktadır. Eğer proje bu haliyle devreye sokulursa 10 binlerce insan yurtlarından olacak (3), nesli tehdit altındaki birçok önemli canlı türü ve doğal yaşam alanı yok olacak ve binlerce ve yüzlerce yıllık tarihi eserler ve Hasankeyf gibi antik alanlar sular altında kalacak.”

1981 yılında birinci dereceden Arkeolojik SİT alanı ilan edilmesinden bu yana Hasankeyf’te herhangi bir restorasyon çalışmasına izin verilmediği gibi bu tarihi kente hemen hiç bir yatırım yapılmadı (4). Hasankeyf’in Ilısu baraj projesi gölgesinde on yıllardır çürümesine seyirci kalındı ve sonuçta bölgede yaşayan vatandaşlar yoksullaştı.

Kızı ve kocasıyla Hasankeyf’ten gelen Hamdiye Öztekin tarihi ve doğal alanları yok edecek Ilısu Barajı yerine bölgeye doğru yatırımlar yapılması halinde Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin elde edeceği yüz milyonlarca liralık turizm gelirine dikkat çekti: “Hasankeyf ile birçok benzer özellikler taşıyan Kapadokya 1980'lerde UNESCO Dünya Kültür Mirasi ilan edildikten sonra yapılan yatırımlar sayesinde gelişti ve senede 600 milyon dolar turizm geliri elde eder hale geldi (5). Oysa bizler böylesine büyük turizm potansiyeli olan tarihi kentimizde yaşamak ve turizm sayesinde kalkınma hakkından mahrum edilmek isteniyoruz.”

Hasankeyfliler ve Doğa Derneği gönülleri, Başbakan Erdoğan’dan Ilısu barajı projesinden vazgeçilmesini; Hasankeyf ile Dicle Vadisi’nin bir an önce UNESCO Kültür Mirası Listesine dâhil edilmesini talep ettiler.

Not:

(1) Topkapı Sarayı 1985'te 4 kriter ile UNESCO Dünya Kültür Mirası Alanı ilan edildi.

(2) 2009 yılında yayınlanan ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Alanlar Konseyi) Türkiye'nin başkanı ve İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü akademisyeni Prof. Dr. Zeynep Ahunbay imzalı rapor için;

(3) Dünya Bankası uzmanlarından Ayşe Kudat’ın hazırladığı rapora göre Ilısu Barajı’ndan doğrudan etkilenecek insanların sayısının 19,000 ila 34,000 arasında olduğunu tahmin edilmektedir. Rapora göre potansiyel olarak etkilenecek insanların sayısı ise 78 bini bulmaktadır.

(4) Hasankeyf’in içinde yer aldığı Dicle Vadisi'ndeki insan yerleşimleri prehistorik (Tarih öncesi) çağlara kadar uzanmaktadır. Diğer önemli eserler arasında; Hasankeyf kalesi 4. Yüzyılda, orta çağın en büyük taş köprüsü olan köprü de 12.yüzyılda inşa edilmiştir. Eyyubi Sultan Süleyman’ın mezarı da Hasankeyf’te bulunmaktadır.

(5) Kayseri Cappadocia Tourism Cluster Final Report, ABIGEM, November 2009