Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın son genel seçimden iki gün önce Resmi Gazete'de yayınlayıp oldu bitti ile çıkarttığı yönetmenlik, sera alanlarının talanına yol açmaya başladı. 1968 döneminin birikimini de taşıyan Göllüce köylüleri, meralarını gasp eden şirkete karşı direniyor.

Torbalı ilçesine bağlı Göllüce köyü, çevresini kuşatan tarım şirketlerinin ardından, üç yüz yılı aşkın kullandıkları mera alanlarının gasp edilmesiyle karşı karşıya.

Mete Kızık'ın Cumhuriyet'te yayımlanan haberine göre, yaklaşık bin nüfuslu ve köyün tamamının küçük baş hayvancılıkla geçindiği köyde köylülerin kendilerine ait bir arazi parçası olmadığı gibi, büyükbaş hayvancılık yapacak kadar sermaye birikimleri ve destekleri de yok. Buna karşın yaşamlarını hayvancılıkla sürdüren Göllüceliler köy yakınındaki Defne Tarım'ın dört bin dönümlük meralarını gasp etmesiyle karşı karşıya.

Meralarının elinden alınmasına karşı komite oluşturan yurttaşlar “Şirketin çıkarları için bir köy halkı tamamıyla açlığa mahkum edilmek isteniyor” diyor.

Meralarına sahip çıkmak için 15 kişiden oluşan komitede oluşturmuşlar. Komite Başkanı Hasan Taş, ”Adli kayıtlardan bile anlaşılacağı üzere köyümüzde en küçük bir sabıka, hırsızlık, cinayet yaşanmadı. Köyümüz kuruluşundan  biri üç yüz yılı aşkın  küçükbaş hayvancılıkla geçiniyor. Kimseden, devletten bir şey talep etmeden tarımıyla, onuruyla yaşıyor. Ancak görüldüğü gibi köyün tüm meralık alanları şirket kendi malı diye çitle çevirip, hayvanlarımızın otlatılmasına alan bırakmıyor. Bu nasıl oluyor,  Açlıkla karşı karşıya bırakılıyoruz. Ancak meralarımızı vermeyeceğiz. Otlarımıza sahip çıkıyoruz. Köyümüzün devrimci geleneği buna izin vermeyecektir.”

KADINLAR DİRENİŞİN MERKEZİNDE    

Göllüce'nin kadınları şirketin meralarını gasp etmesine karşı sonuna kadar direnecekleri belirtiyor. Pazar günü yapılan direniş şenliğini düzenleyip, dayanışmaya çağırdılar duyarlı insanları.

Köyün dört bin dönüm meraları şirket tarafından dikenli tellerle çevrilip gasp edilen Göllüce kadınlarının duyguları şöyle:

Şenay Sağır: ”1969'dan beri buradayız. Hayvanlarımızı otlatarak geçimimizi sürüyoruz. Neden meramızı elimizden alıyorlar. Bizler ne yapacağız. Benim elimden değneğimi alıyorlar. Körün elinden değneğini alırsanız ne yapar. Canımızı vereceğiz, bebeleri vermeyeceğiz. Bizi açlığa mahkum ediyorlar. Hayvancılıktan başka geçim kaynağımız yok. Başka bir iş yapamayız ki,  okumuşluğumuz, sigortamız bile yok. Bizi açlığa, ölüme mahkum edecekler bunlar.”

Türkan Ersöz,” Bu köylüden ne istiyorlar. Neden ekmeğimizi  hayvanlarımızı elimizden alıyorlar. Kadınlardan, köylülerden hayvanlardan ne istiyorlar. Elektiriğimiz, suyumuz bile yok bu yaşadığımız yerde. Buna rağmen hiçbir şey istemiyorum. Hayvanlarımdan, ekmeğimden uzak dursunlar yeter”.

GÖLLÜCE 1968 MİRASI    

Köyün tamamı Alevi- Bektaşi olmasına  karşın cemevinin olmayıp cemaaiti olmayan caminin olduğu Göllüce'de yurttaşlar, 68 döneminde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının köyleri gelerek, toprak ağalarına karşı verdiği mücadeleyi desteklediğini gururla anlatıyorlar. Eski başbakan Bülent Ecevit'in köylerini ziyaret edişini ve tarihe geçen sözünü burada söylemesinden hala şükranla anıyorlar. 

O dönemde 15 yaşında olan eski muhtar Emin Taş, “Köylülerle toprak ağaları arasında büyük sıkıntı yaşanıyordu.  Hazine arazisini sahiplenen ağalar, köylüye toprak vermiyordu. Dönemin ağaları  Mesudiye Evliya Zade ve Atalan Köyü ağası Süleyman Gülcüolu, toprakları korumak için köye jandarmaları soktu. Sıkıyönetim gibiydi ortalık. Sokağa çıkanı jandarma tutukluyordu. Ağa o toprakları sürmeye traktörlerle gelince,  bu kadınlarımız ayaklandı ve direnişi başlattı ve dalga dalga büyüdü. Çok iyi hatırlıyorum ki jandarmalar annemi yolun ortasında sürüklediler direniyor diye. Gazetelerde çok çıktı bu direniş. Bunun üzerine  merhum Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Bülent Ecevit'te köyümüze gelerek direnişimize destek verdi. Ecevit burada ilk defa “Toprak işleyenin su kullananın” diyerek seçim çalışmasını başlatmıştı” diye konuştu.