Gökçeada altın ve gümüş madeni tehlikesi altında. Merih Madencilik A.Ş. tarafından 2013 yılında alınan ruhsata istinaden yapılan çalışmalar sonucunda hazırlanan proje tanıtım dosyası kısa süre önce Çanakkale Valiliği’ne sunuldu ve proje hakkında ÇED süreci başlatıldı.

BirGün'den Mustafa Dermenlı'nın haberine göre 2011 senesinde sakin şehir ilan edilen ve Türkiye’nin organik tarım yapılan nadir yerlerinden biri alan Gökçeada’da zeytincilik, tarım ve hayvancılık halen yoğun uğraşlar arasında yer alıyor. 

Proje tanıtım dosyasındaki verilere göre adanın güney kesiminde, 44 noktada, toplam 1.100 metre sondaj gerçekleştirilecek. Toplam 229 bin TL’lik projenin arama aşamasında 423 ton kazı toprağı ortaya çıkacak. İşletme ruhsatı alındığında ise çok daha fazla toprağın kazılacağı emsal projelerden tahmin ediliyor.

Dosyada dikkat çeken bir nokta da emisyon değerlerinin, hava kirliliğine neden olan sınır değerini aşması. Toprak kazısı sırasında ortaya çıkacak tozun, emisyon hesaplamaları sonucunda ortaya çıkan kontrolsüz 1,1242 kg/saat değeri Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği”nde belirtilen sınır değer olan 1,0 kg/saat değerinden yüksek olduğu belirtiliyor. Fakat bu sınır değerlerin nasıl çözüleceği konusu ise dosyada muğlak bırakılmış.

Maden aramasının,ada turizminin en önemli noktalarından olan güney kıyılarında yapılacak olması, Gökçeada’ya gelen turist sayısını ve dolayısıyla da adanın turizmini de olumsuz etkileyeceği adalı bazı işletmeciler tarafından da dile getiriliyor.

LAZKOYU TEHDİT ALTINDA

Dosyaya göre, arama yapılacak bölge çevresinde bulunan derelerin yataklarında herhangi bir sondaj çalışması yapılmayacağı ve katı-sıvı atık atılmayacağı firma tarafından taahhüt edilse de, arama faaliyetlerinde kullanılacak bentonit maddesinin yeraltı suları ve yağış etkisiyle su kaynaklarını olumsuz etkileyeceği Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan tarafından önemle dile getiriliyor. Hazırlanan tanıtım dosyasında da belirtildiği üzere, altın ve gümüş araması yapılacak bölgenin çevresinde Damlar, Çamiçi ve İncesu dereleri ile

Şahinkaya Göleti bulunuyor. Ayrıca dosyada yer alan harita ve görsellere göre adanın en bilinen plajlarından Lazkoyu ve çevresi de ruhsat sınırları içerisinde yer alıyor.

CENNET ADANIN ÖLÜM FERMANI

Kazdağı ile çevresinde yıllardır altın madencileriyle mücadele eden Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, “Altın madeni firmaları son günlerde Kazdağı, Madra Dağı, Kozak Yaylası ve ülkemizin diğer bölgelerinde akın akın saldırıya geçmiş durumdadır. Gökçeada da bu saldırıdan nasibini almaktadır.

Altın madenciliğinin çevreye verdiği zararlar bilinmektedir. Madenciliğin yapılacağı alanlarda tüm ağaçlar traşlanarak kesilmekte, ormanlar, tarım alanları, meralar yok edilmektedir. Zaten giderek azalmakta olan su kaynakları madenciler tarafından kullanılmakta, sular azalmakta ve kirlenmektedir. Gökçeada’da deniz kıyısına, derelere, Su Altı Milli Parkı’na, Tuz Gölü’ne yakın olan altın madeni projesi ada için bir yıkım olacaktır. Organik tarım adası olan ve turizm cenneti olan adada altın madenciliği projesi, tüm bu faaliyetlerin ölüm fermanı demektir.

Altın madencilerinin kazancı uğruna Gökçeada’nın doğası mahvolacak, halkın tarım ve turizmden elde edeceği gelir yok olacak, halk yoksullaşacak ve adayı terk etmek zorunda kalacaktır. Gökçeada Yuvacık Köyü Altın Madeni Projesi’nden acilen vazgeçilmelidir. Ada halkı, çiftçiler, organik tarımcılar, turizmciler acilen bir araya gelip daha arama aşamasında olan bu projeye karşı çıkmalı ve durdurmalıdır. Aksi halde işletme ruhsatı alması durumunda doğa tahribatı çok daha fazla olacaktır. Ve de projenin durdurulması daha da zordur. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği olarak ada halkının vereceği mücadelenin yanındayız” dedi.

Kaynak: BirGün