Sadece Dicle ve Fırat nehirlerinin kıyısında yaşayan Fırat kaplumbağasının soyu tükenmekle karşı karşıya. Doğaseverler Derneği Başkanı Şemsettin Turğa nehir havzasında yapılan projelerin kaplumbağanın soyunu tamamen tüketebileceği uyarısında bulundu.

Doğaseverler Derneği Başkanı Şemsettin Turğa’ın verdiği bilgilere göre Mezopotamya’ya özgü bir kaplumbağa türü olan Fırat kaplumbağası, soyunun tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun en önemli nedeni de kaplumbağanın yaşam havzasında yapılan barajlar ve kum ocakları.

Fırat kaplumbağası adını Fırat nehrinden almış olsa da, Fırat’ın Türkiye topraklarında kalan kesiminde, peş peşe dizili barajlardan dolayı bu tür artık hemen hemen tamamen ortadan kalkmış durumda. Dolayısıyla, Türkiye’de Fırat kaplumbağasının hâlen bulunabileceği yerler sadece Dicle nehriyle sınırlı.

“Ekip arkadaşlarımla birlikte Fırat kaplumbağasını yıllardır araştırıyoruz. Gözlemlerimiz türün şu an Dicle’deki en önemli nüfusunun Diyarbakır’da, özellikle Devegeçidi ve Dicle Barajları ile Bismil arasında kalan kesimde yaşadığını gösteriyor.  Zaten Dicle ve kolları üzerindeki mevcut barajların bulunduğu kesimlerde bu hayvana rastlanmıyor. Ama tür için en ağır darbeyi, halen inşası devam eden Ilısu Barajının vuracağı açık, çünkü böylece ana nehir ve onu besleyen belli başlı kollardaki yüzlerce kilometrelik doğal kıyı bandı tamamen ortadan kalkmış olacak. Oysa bu hayvanın beslenmek için akarsuya, yumurta bırakmak için kuma, güneşlenmek için güvenli kıyılara ihtiyacı var; derin ve durgun sularda bunları bulması mümkün değil” diyen Tuğra, kaplumbağanın Ilısu barajının yapımının ardından sadece Diyarbakır’ın kuzeyindeki Devegeçidi çayı ile Bismil arasında kalan 90 kilometrelik havzada yaşam alanı bulabileceğini kaydetti.

Turğa’nın verdiği bilgilere göre Dicle nehrinin bu kesimi, başta kum ocakları olmak üzere, kıyılara hafriyat ve çöp dökümü, kontrolsüz ve düzensiz yapılaşma, sınırsız tarımsal faaliyetler gibi nedenlerle zaten ileri derecede bozulmuş durumda.

Turğa devamla şunları ifade etti: Şimdi de, tam da bu yörede yeni projelerin hayata geçirilmek ve Dicle’nin üç noktada daha dizginlenmek istendiği açıklandı. Yıllardır Dicle Vadisi Projesi, HES projesi, ıslah projesi, rekreasyon alanı oluşturma projesi gibi adlarla çeşitli kesimler tarafından gündeme getirilen nehre müdahale tasarılarında, burasının başka yerlere benzemeyen hassas bir doğal sistem olduğunun, şu an ne kadar kötü durumda olsa da hâlâ başka yerde bulamayacağınız birçok canlıya ev sahipliği yaptığının dikkate alınmadığı görülüyor. Fırat kaplumbağası özelinde bu projelerin etkisi, sadece oluşturulması planlanan gölet alanlarıyla sınırlı kalmayacaktır; zaten tükenmekte olan kaplumbağa nüfusu bir kez daha parçalara bölünmüş, böylece tür daha da büyük bir hızla yok oluş girdabına sürüklenmiş olacaktır. İnşa edilecek bentlerle Dicle’nin önünün daha fazla kesilmesi, zaten adeta can çekişen Fırat kaplumbağasının “ipini çekmek” demektir. ( anf )