Bu yıl 14-18 Mart tarihlerinde Marsilya’da yapılacak olan “6.Dünya Su Konseyi Forumu” na alternatif olarak toplanan; suyun ticarete konu edilmesine karşı, suyun yaşama hakkını savunan; şirketlerin suyu ele geçirmesi halinde tüm canlı ve cansız varlıkların yaşamının tehlikeye gireceğini; parayı bilmeyen ve tanımayan yaban hayatın suya erişmede güçlük çekeceğini; yaban hayatın ekolojik zincirin sigortası olduğunu, tüm canlıların yaşayabilmesi için de gerekli olan gıdanın yaban hayat olmadan üretilemeyeceğini, su olmadan yaşamın da olamayacağını savunan ve dünyanın bir çok bölgesinden çıkıp bir araya gelen yaşam savunucuları “6. Dünya Alternatif Su Forumu”nda şirketlere karşı seslerini tüm dünya halklarına bir kez daha duyuracaklar.

 

Türkiye’den Ergene inisiyatifi gönüllüsü Nejla Demirci ve Çiftçi Sendikaları Başkanı Abdullah Aysu’ nun konuşmacı olarak katılacakları forumda Demirci’ nin yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği “Gündöndü: Türkiye’de Bir Nehrin Hikayesi” belgeselinin ilk gösterimi de yapılacak.

 

"GÜNDÖNDÜ: TÜRKİYE’DEN BİR NEHRİN HİKÂYESİ…

Su insanlığın ortak malıdır. Ama Kapitalist sistem kendi sürekliliğini sağlamak için doğanın insanlığa armağanı olan her şeyi gezegenin yok olması pahasına acımasızca kullanıyor, tüketiyor. Petrolü ve türevlerini kullanıyor, su kaynaklarını kullanıyor, kirletiyor ve tüketiyor. Enerji üretmek bahanesiyle akarsuların doğal akışını değiştiriyor, suyu ticari bir meta haline dönüştürüyor. Gün gelecek petrol tükenecek. Ama petrolün aksine su daima bizimle olacak.

 

Doğanın sonsuz cömertliğine olan güvenimiz kısmen doğru. Çünkü her bir yağmur damlası okyanusa ulaşır, okyanus damla damla gökyüzüne yükselir, sonra su damlacıkları tekrar yeryüzüne iner. Bu döngü milyarlarca yıldır böyle sürer gider. Önümüzde duran en büyük sorun “yeryüzüne inen bu suyu nasıl koruyacağımız” sorunudur.

 

Günümüzde artık” doğanın sonsuz cömertliği” mitinden vazgeçmemizin zamanı geldi de geçiyor. Suyla kaplı yeşil gezegenimiz artık alarm veriyor. Dünya nüfusunun yarısının yaşadığı bölgelerde yer altı sularının düzeyi hızla düşüyor ve kirleniyor. Payımıza düşen suyun fazlasını kullanmışız. Görevimiz, suyun sınırları dâhilinde sağ kalabilmenin akılcı yollarını bulabilmek, gözümüzü açıp sulak gezegenimize bakmak ve onu yaşanabilir halde tutmaktır.

 

Trakya’ da Yıldız Dağları’ ndan doğan ve 293 kilometre boyunca Ergene Havzasını geçen, Uzunköprü’ nün Adasahranlı köyü yakınında Meriç Nehri’ ne karışıp Ege Denizi’ ne dökülen Ergene Nehri 30 yıl öncesine kadar bu bereketli toprakları besleyen, bölgeye yaşam veren bir suydu. Çorlu-Çerkezköy sanayi bölgesindeki suyun plansız bir biçimde üretimde kullanımı yeraltı su kaynaklarının seviyesini çok aşağılara çekti ve aynı zamanda sanayi atıklarının kontrolsüz bir biçimde arıtılmadan Ergene’ ye dökülmesi bu gün Ergene Nehri’ ni içerisinde hiçbir canlı organizmanın yaşamadığı bir suya dönüştürdü, Trakya Üniversitesinin raporu da bu acı gerçeği anlatıyor: …Nehrin yararlı kullanımı ortadan kalkmıştır ve Ergene Nehri bitme noktasındadır…

 

Bu gerçeği bölge halkına ve tüm yaşam savunucularına anlatmak, uluslararası kamuoyunun dikkatini de bu bölgeye çekmek; yıllardır konuşulan, ama bir türlü somut adımların atılamadığı çözüm sürecini devletin yetkili kurumlarının da gündeminde tutmak amacıyla bir süreden beri bölgede faaliyet gösteren “Ergene İnisiyatifi” nin mücadelesi bir belgesele dönüştü: Gündöndü “Türkiye’ de Bir Nehrin Hikâyesi”

 

Günümüzde 1,5 milyon insanın yaşadığı Ergene Havzası’ nda sosyal, kültürel ve siyasi değişimlerin anlatıldığı belgeselde su, toprak ve gıda analizleri, bunların insan sağlığı üzerindeki etkileri; kirlenmenin yer altı kaynaklarına etkisi ve tarımdaki olumsuz sonuçları; sanayide kullanılan yeraltı su kaynaklarının durumu, tükenişi; göç hareketleri ve tarım toplumundan uzaklaşmanın yol açtığı sosyal değişimler bilimsel araştırmalarla anlatılıyor. Belgeselde Ergene Nehri’ndeki bu olumsuz değişime neden olan, verimli ovayı ve doğal yaşamı tüketenler ile bu geriye gidişi durdurup doğal yaşamı yeniden canlandırmaya çalışan insanların mücadelesi anlatılırken yöre halkının tanıklıklarına da yer veriliyor.

 

DEMOKRAT HABER