Çanakkale Çan'a bağlı Karadağ Köyü sınırları içinde sondaj çalışmalarına devam eden maden şirketine tepki gösteren köylüler, dua ve salalarla protesto düzenledi.

Temsili tabutun üzerine "Karadağ" yazan köylüler, "Köyümüzün cenaze namazını kıldık, duasını ettik. Sonuna kadar altın madenine karşı mücadele edeceğiz" dedi.

Seçkin Sağlam'ın Radikal'de yer alan haberine göre  Çan'da kurulu bulunan 18 Mart Termik Santrali'ne yaklaşık 10 kilometre uzaktaki komşu köylerden biri olan Karadağ köylüleri, köylerine kurulması planlanan altın madenine karşı eylem yaptı.

ESAN Eczacıbaşı tarafından kurulacağı iddia edilen altın madeni için dün sabah saatlerinde sondaj alanı yakınlarında eylemlerine başlayan Karadağ Köyü sakinlerine Kocayayla, Kulfal, Bahadırlı, Doğancılar, Dondurma, Ahmetler gibi civar köylerden gelen vatandaşlar da destek oldu.

“Ağaçlarımıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkacağız” diyerek köyün aynı zamanda merası olduğunu söyledikleri alanda toplanan köylüler altın madenlerine izin vermeyeceklerini söylediler. Burada ellerinde pankartları ile toplanan köylüler, daha sonra Karadağ Köyünü temsil eden bir tabutu da getirdiler.

Köylüler burada, diğer köylerden de katılan vatandaşlar ile birlikte okunan salanın ardından tabutu kaldırarak sondaj alanının önüne koydular. Buraya kadar tekbirlerle yürüyen köylüler, burada köyleri için Fatiha okuyup, dua ettiler.

Ellerinde “Ölüler altın takar mı?”, “Bugün Karadağ'da; Kocayayla, Dondurma, Bahadırlı, Ahmetler, Doğancılar sırada”, “Geldin sinsi sinsi, gideceksin pisi pisi” gibi sloganların yer aldığı dövizleri ile protestolarını sürdüren köylüler, köylerini temsil eden tabutun üzerine ise, “Katilimiz Eczacıbaşı” Karadağ; D. bilinmiyor, Ö. 2014” yazılı dövizler astılar. Okunan salanın ardından tabutla birlikte sondaj sahasının önüne giden köylüler buradaki duanın ardından sloganlar atarak maden şirketini protesto ettiler.

Köylülere seslenen Karadağ Köyü Muhtarı Ramazan Dizman, Karadağ'ın geleceğinin kararmamasını istediklerini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bir tarafında termal tesisler olan, diğer tarafında termik santral bacaları yükselen Çan ilçesine ve diğer illere köylerimizin sürekli göç vermesinin ana nedeni, yeraltı zenginliğimiz olan ve ancak bizlerin yaşamına yeten su kaynaklarımızın azlığıdır. Adı Ecza ile başlayan bize sağlık ve yaşamı hatırlatan ancak son şekli olan ESAN maden markası ile yaşam kaynaklarımıza müdahil olan Eczacıbaşı, sermayenin gücü ve katili olarak canımıza ve Çan’ımıza kastetmek üzere köyümüzdedir.

Bugün sadece düğünlerimizde bir süs aracı olarak kullandığımız altın bahane edilerek Karadağ köyünün arkeolojik geçmişi ve doğamız talan edilmek istenilmekte olup, bu süreç suyumuzu da tehdit etmektedir. Bugün nedenini bilmediğimiz! Onaylarını verenleri köyümüzde hiç görmediğimiz, ortalama 650 civarında sondaj kuyusunu açma yetkisine 2019 yılına kadar sahip olan Eczacıbaşı şirketi ile tek başımıza ve yöre köylerimizle birlikte mücadele vermekteyiz. Biz bugün tıpkı Bursa’nın Orhaneli ilçesinin Başköy halkı gibi, suyumuz ve yaşam alanımız için mücadele etmekteyiz. Biz bugün tıpkı Kızılelma yöresi halkı gibi, yaşam alanımızı terk etmemizi isteyenlere karşı yasal haklarımız ile mücadele vermekteyiz. Biz istemekteyiz ki; sonumuz ne Kazdağları ne Bergama ne de bir başka yöre gibi olmasın. Biz istemekteyiz ki, geleceğimiz Karadağ’ımız kararmasın. Ve son olarak Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi çok iyi bilmekteyiz ki; biz tüm köylüler olarak birlik oldukça, onlar geldikleri gibi gidecekler.”