Arat Saadetyan / Demokrat Haber

Artvin'in Yusufeli ilçesindeki Sarıgöl dereleri üzerinde başlatılan Hidroelektirik Santrali (HES) çalışmalarına karşı "Artvin Yusufeli Sarıgöl Dereleri HES Karşıtı Platformu" adıyla örgütlenen yöre halkı , geçtiğimiz hafta Artvin'de yaptıkları eylemleri bu hafta İstanbul'a taşıdı. İstanbul'da yaşayan Artvin Yusufelililer, köylerinde başlayan direnişe desteklerini, Beyoğlu'nda horonlar eşliğinde gerçekleştirdikleri yürüyüşleriyle gösterdi.

Hafta içinde "Artvin Yusufeli Sarıgöl Dereleri HES Karşıtı Platform"un çağrısı ile bir araya gelen Artvin Yusufelililer Beyoğlu'nda "Andergalsın HES'ler (eksik kalsın HES'ler) Özgür Aksın Dereler" ile yürüdü.

“SU HAKTIR SATILAMAZ, BU PROJE YAPILAMAZ”

Beyoğlu Tünel'de toplanan yaklaşık 800 kişi, "Andergalsın HES'unuz", "HES kalkacak, şirket gidecek, dereler bizimle özgürleşecek" ve "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganlarıyla Galatasaray Meydanı'na kadar yürüyerek gerçekleştirdikleri eylemi basın açıklamasıyla sonlandırdı. Eyleme Hrant Dink'i anmak için Beyoğlu'nda yürüyüş gerçekleştiren Halkevleri ve HDP'den de destek geldi. Gelen destekle eyleme katılım binleri buldu.

Kadınların ve çocukların en önde yürüdüğü kortej Galatasaray Meydanı'na vardığında, basın açıklaması okundu. Platform adına Hande Kurt yaptığı açıklama şunları dile getirdi:

“Bizler Artvin Yusufeli Sarıgöl Dereleri boyunca Kaçkar dağlarına kadar yer alan köylerde doğmuş büyümüş insanlarız. Kaçkar milli parkının bittiği yerde başlayan köylerimiz, hala doğal hayatın yaşandığı, dağlarında yaban keçisinden, boz ayısına her türlü canlının yaşadığı yerlerdir. Türkiye’de var olan 380 kelebek türünün 200'ü bu bölgede bulunmaktadır. Bu türlerin birçoğu da sadece bu bölgede yaşamaktadır. Bölgenin kelebekleri birçok bilimsel çalışmaya konu olmuştur. Bölgede yetişen 113 nadir bitki türünün yarısı dünyada sadece bu bölgede yetişmektedir.

Bu bölgede yaşayan insanlarımız bu doğal hayatla barışık yaşamayı sürdürmüştür. Doğal hayatı bozacak hiçbir şey yapmamıştır. Çünkü bizler bu dağların, derelerin, vadilerin sadece bize ait olmadığının, doğadaki bütün canlılarla ortak yaşamamız gerektiğinin bilincindeyiz.

Yasalar de bu konuda birçok koruyucu tedbir almıştır. Mesela derelerde balık tutmak yasaklanmıştır. Köylerimize gelip kelebekleri yakalayıp yurtdışına götürenler hakkında yasal işlemler yapılmıştır. O bölgedeki bitkileri çantalarına koyup yurtdışına götürenler hakkında da aynı yasal işlemler yapılmıştır. Fakat artık her şey değişti... Birilerine rant sağlamak için bu topraklar feda ediliyor.

Bu toprakları boşaltmaya, insansızlaştırmaya çalışıyorlar. Köylerimizde başlanan HES projeleri ile bu bölgedeki bütün ekolojik denge bozulacaktır. Derelerimiz kuruduktan sonra bu bölgeye özgü zengin bitki ve kelebek türleri tamamen yok olacaktır. Bu bölge için hazırlanan bilimsel çalışmalar; yapılacak HES projelerinin bu bölgede bir doğa katliamına neden olacağını ısrarla söylemektedir.

O bölgede yaşayan bütün canlıların hakkı olan su, yapılacak tünellerle bizlerden çalınacaktır. Birilerine rant sağlamak için bu doğa katledilecektir. Bizler bu katliamları daha önce yapılan HES projelerinden biliyoruz. Doğayı katleden bütün HES projelerine karşı çıkıyoruz.

Oldubittiye getirilen yasal süreçlerin sonucu yangından mal kaçırır gibi kar altındaki köylerimizde HES projeleri için çalışmalara başladılar. Çünkü kendileri de biliyorlar yaptıklarının gayrimeşru olduğunu.

Bizim için hukuki süreç yeniden başlıyor. Derede balık tutanlar için, kelebekleri çalanlar için hassas olan HUKUK'un YASA'ların; derelerin kurutulup bütün balık ve kelebeklerin yok olmasına karşı da hassasiyetini koruyacağına inanıyoruz. ,

Son sözümüz; SU HAKTIR SATILAMAZ, BU PROJE YAPILAMAZ. Birilerine rant sağlamak için bu doğanın katledilmesine izin verilemez. ŞİRKETİN YALANINA, DOĞANIN TALANINA HAYIR!

Haklıyız Meşruyuz Kazanacağız!

ARTVİN YUSUFELİ SARIGÖL DERELERİ HES KARŞITI PLATFORMU”