Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görevli akademisyen Ceren Şenel Damar’ı katleden sanık Hasan İsmail Hikmet hakkında “Tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile açılan davanın ilk duruşması Ankara 33'ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.

Sanık Hikmet, ifadesinde Ceren Damar Şenel ile ilişkisi olduğunu öne sürdü.

Tutuklanma sürecine kadar “ilişkisi olduğu” yönünde ifade vermediğinin hatırlatılması üzerine sanık Hikmet, “Ailesinin zarar göreceğini düşündüm” dedi.

Emniyette verdiği ifadenin “Kendime hakim olamadım ve cebimde olan ateşle ateş ettim. Ve yere düştükten sonra saldırdım” bu bölümünün hatırlatıldığı sanık Hikmet, emniyetteki ifadelerine katılmadığını söyledi.

MUSTAFA DAMAR: BİR SENARYO YAZILIYOR

Daha sonra Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar söz aldı. Bir senaryo yazıldığını belirten Damar, şöyle konuştu:

“Aktörü iyi olmayan bir dizi ile karşılaştık. Kendisi ile birlikte kopya çeken hakim ve savcıların şu an görevde olduğunu iddia ediyor. Kızım çok değerli bir bilim kadını, evrensel değerlere sahip bir insandı. Kızımın görev yaptığı yer tek başına çalıştığı bir yer değil. Yüzlerce hocanın, akademisyenin görev yaptığı ve günde onlarca insanın gelip gittiği bir yerde çalışıyordu. Dolayısı ile bu anlattıklarını nereye oturacağını anlayamıyorum. Bu katilin annesi, babası polis kökenli. 2016 yılında babası emekli olmuş, annesi de aynı yıl FETÖ’den ihraç edildim diyor.

Bu sanığın ve annesinin ifadesi. Bunlara rağmen Türkiye’de vicdanı olan insanlar ağlarken bu katiller emniyette cirit atıyordu. Annesi bir saat geçmeden oğlunun otomobilini almaya nasıl okula gidiyor?  Savcının otomobili arama emri olmasına rağmen annesi, polis arama yapmadan arabayı kaçırıyor ve bir gün sonra arabada oğlunun intihar mektubunu bulduğunu söylüyor. Araba kaçırılmasaydı arabaya bakan polis mektubu bulacaktı.  Olayda katilin annesinin parmağının da olduğunu düşünüyorum.”

‘İNSAN ÖLDÜRENE KATİL DENİR’

Sanığa katil demesi üzerine müdahale eden sanık avukatına tepki gösteren Damar, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde insan öldürene “katil” denildiğini belirtti.

Bu sırada mahkeme salonunda  bulunan izleyiciler de hep bir ağızdan “katil” diye bağırarak alkış ve ıslıklarla destek verildi.

‘DELİLLER KARARTILDI’

Damar,  sanığın gözaltına alındıktan sonra polisin cep telefonunu aldığını söylemesine rağmen telefonun başka bir yerden sinyal verdiğini söyledi.

Teslim alınan telefonun daha sonra kullanıldığını ve delillerin karartıldığını dile getiren Damar, “Bu canice vahşice işlenen cinayet bir üniversitede cereyan etti. Ve hukuk fakültesinde. Ve bu fakültede oturanlar buralarda ilerde görev yapacak. Ve onları yetiştirmesi için emek harcayan insanlar var o fakültede. Bu hocalar bire bir olayı gördükleri için tanıklık yapıyorlar. Hukuk bilmeyen sıradan bir vatandaşa yapılan muamele hukuk bilen insanlara yapılıyor bunun nedeni de anne ve babanın polis olmasıdır. Polislerden bir kısmı da bunlara yardım ve yataklık ediyor. Polisler sanığa ifade konusunda yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.  

Sanığın duygusal ilişki iddialarına tepki gösteren Damar, “Allah’ın aşkına  bir aynaya bak kendine bak ne ilişkiden bahsediyorsun. Görevi gereği zorunlu olarak iletişim kurduğun biriydi sadece. Akademideki bir insana iftira atmak insanlığın en alçak seviyesidir. Fail hak ettiği cezası aldığında adalet tecelli edecek” dedi. 

‘İFTİRA ATIYOR’

Ceren Damar’ın annesi Feyzen Damar ise sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Sanığın ölen bir kişi arkasından saygısızlık yaptığı ve iftira attığını belirten anne Damar, “Onun söylediği hiçbir şey beni acıtmadı. Benim kızım süt kadar temiz” şeklinde konuştu.

‘DERİN DEVLET VARMIŞ DEMEK Kİ’

Ceren Damar’ın eşi Levent Şenel, şunları söyledi:

“Derin devlet varmış demek ki. 30 Eylül’de evlilik yıl dönümümüz. Benim tam da hazırlık yapmam gerekirken; eşimin öldürülmesinden dolayı duruşmadayım. Bugün eşime duyduğum sevgi, aşk devam ediyor. Ceren’in hayalleri vardı. Bu ülkeye bilim insanı olarak haysiyetli öğrenciler yetiştirmek istedi. Ceren bu şahsın kopya çekmesini görmezden gelip hayatta olabilirdi ama o korkmadı işini yaptı. Sayısız eğitim veren Ceren tanımadığı öğrencilerin hakkını korumak için canını vererek son dersini insanlık adına Türkiye’ye vermiştir. Ceren hoca bedenen aramızda olamayabilir ama fikirleri ve duruşları tüm Türkiye’nin kalbindedir. İnanlar kızlarına Ceren adını verirken gururlu ve mutlu olacak. Bir kişi öldürdüğünü sanıyorsun. Bu dünyadan gittiğinde Ceren Damar Şenel orada seni bekliyor olacak.”

TANIK DİNLENDİ

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Ahmet Eren Can Göksü, tanık olarak dinlendi. Olayın yaşandığı sırada sanığın peşinden koşarak müdahale etmeye çalışan Göksü, olay anını şöyle anlattı:

“Bir anda silah sesleri gelmeye başladı. Ben tam yetiştim. Fail gayet sakin bir şekilde hızlanıp koşmaya başladı. O arada üzerine atıldım. Yakalayamadım. Aşağı indik. Maden Tetkik Arama’nın (MTA) önünden baya kovalamaya başladık. 155’i aramıştım. Silah sesi duymaya başladım. Biraz yavaşlamaya başladım. Köşeye vardığımda sanık kaybolmuştu.”

SANIK AVUKAT SALONDAN ÇIKAMADI!

Savunmaların ardından mahkeme ara verirken, sanık avukatını uzun süre salondan çıkmadığı görüldü. Duruma tepki gösteren izleyiciler ile avukat arasında kısa süreli arbede yaşandı. Sanık avukatın “Herkes çıkmadan çıkmayacağım” demesi dikkat çekti.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı