Ankara - BDP Muş Milletvekili Demir Çelik'in meclise Cem Evlerinin yasal statüye kavuşturulması için kanun teklifi verdi.

 

BDP’li vekil Demir Çelik, Cem Evleri’nin yasal statüye kavuşturulması için Tük Meclisi’ne kanun teklifi verdi. Teklifin gerekçesinde Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesi, 24. Maddesindeki inanç hürriyeti ile 14. Maddesindeki ibadet, dini ayin ve tören serbestisi hatırlatılırken, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 18. Maddesindeki düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne ilişkin düzenlemeye yer verildi.

 

Gerekçede, şunlar belirtildi: “Ülkemizde yaşayan Alevi inancına sahip yurttaşlarımızın dini inançları gereği neredeyse 14 asırdır ibadethane olarak kullandıkları Cem Evleri, günümüzde halen varlığını sürdürmekte ve sayıları 15 ile 20 milyon olan Alevi yurttaşlarımız tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Günümüze kadar kullanılan ve halen varlığını sürdürmekte olan tarihin ilk Cem Evlerinden biri Malatya’nın Arapgir İlçesine bağlı Onar Köyü’nde bulunan 8 asırlık Cem Evidir. Bu denli köklü ve kültürel bir altyapıya sahip Alevi inancının ibadethanesi olan Cem Evleri’nin günümüzde halen yasal statüye kavuşamamış olması, Alevi inancını benimseyen yurttaşlarımıza yapılan büyük bir haksızlık ve ayrımcılıktır. Camiler, Kiliseler, Mescitler, Sinagoglar gibi ibadethanelerin resmi statüde olması ile birlikte bu hakkın Cem Evleri’ne verilmiyor olması Alevi yurttaşlarımızın inanç ve ibadetlerini yaşamalarının önünde büyük bir engel teşkil etmektedir.

 

Belirtmek gerekir ki, Cem evlerinin yasal statüden yoksun olmasının yarattığı bir diğer sıkıntı ise, bu durumun idarenin işlem ve eylemlerine yansımasıdır. Zira her ne kadar devlet tüm inanç, mezhep ve kanaatlere eşit mesafede durmak ve bu kesimlerden fertler arasında ayrımcılık gözetmeme zorunluluğu ile bağlı olsa da yıllardır devlet tarafından Alevilere uygulanan asimilasyona varacak pratikler olduğu gözlenmektedir. Bilhassa son yıllarda Alevilerin yaşadıkları yerlerde ihtiyaç olmamasına rağmen cami yapılması, cami olmamasına rağmen imam atanması fakat tüm bunlara rağmen cem evlerinin açılması için destekleyici bir adımın olmaması toplumun tüm kesimleri tarafından kaygıyla izlenmektedir.”

 

“Cem Evlerinin İbadethane olarak yasal güvence altına alınması tarihten gelen bir kazanım ve toplumsal bir haktır. Devlet tüm inanışları kabul etmeli ve tüm inanışlara aynı mesafede eşit davranmalıdır” denilen gerekçede, imar kanunundaki “İbadet yeri” ibarelerinin “Cami, Cem Evi, Mescit, Kilise, Sinagog, Havra” ibarelerini içerecek şekilde değiştirilmesi ve Cem Evlerinin yasal statüye kavuşturulması istendi. (ANF)