CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tutuklanacağına dair iddialara deneyimli gazeteci Celal Başlangıç da katıldı.

Başlangıç, “Fezlekesini Erdoğan, iddianamesini AKP Genel Merkezi yazmış. Geriye uygun bir savcı ile bir Sulh Hukuk Hakimi bulmak kalmış. Aranan 'uygun savcı'da tercihen 'FETÖ rehinesi' olacak" diye yazdı. 

AKP’nin MİT TIR’ları davasında 25 yıl hapis alan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'yla Kemal Kılıçdaroğlu arasında bağ kurmaya çalıştığını Artıgerçek’teki yazısında ela alan Başlangıç, Kılıçdaroğlu hakkında iddianamenin bile hazır olduğunu iddia etti.

İktidarın son 14 ayda 3 kez Kılıçdaroğlu’nu tutuklatmak “kumpas” kurduğunu iddia eden Başlangıç, Kılıçdaroğlu hakkında daha önce suç duyurusunda bulunan AKP Genel Sekreteri Abdülhamit Gül’ün bugün Adalet Bakanı olduğunu hatırlatıyor.

Başlangıç'ın "Kılıçdaroğlu'nun iddianamesi bile hazır" başlığı ile yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle: 

“AKP iktidarı, Kılıçdaroğlu’nu tutuklatmak için son bir yılda üç kez düğmeye bastı. Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunan AKP Genel Sekreteri ise bugünkü Adalet Bakanı Abdülhamit Gül. 

Satır satır yazılmış CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki iddianame…

‘MİT TIR’ları ihanet suçundan FETÖ’nün yargı, emniyet, asker ve medya içindeki unsurlarıyla aynı argümanları ve söylemi kullanan sanık…’

‘Sayın Cumhurbaşkanımız, bazı bakanlarımız ve AK Parti yöneticileri hakkında FETÖ terör örgütü mensupları tarafından kullanılan ‘Uluslararası mahkemelerde yargılanacaklar’, ‘Yurt dışına kaçacaklar, gelip yargılanacaklar’ söylemlerini aynen tekrar etmek suretiyle…’

“FETÖ terör örgütü üyeleri gibi ‘Türkiye güvenlik açısından riskli ülke’ savını her bulduğu mecrada dile getiren, uluslararası basın aracılığıyla ülkemizi ısrarla güvenlik açısından riskli ülke olarak göstermeyi sürdüren sanık…”

‘Suçlarını gizlemek isteyen FETÖ mensuplarıyla aynı paralel dili kullanarak 15 Temmuz hain darbe girişimini partisine mensup bazı milletvekilleriyle birlikte ‘kontrollü darbe’, ‘evcilik’, ‘tiyatro’ demek suretiyle terör örgütüyle ilişkisini ele veren Kılıçdaroğlu…’

‘MİT TIR’ları ihanet suçunda ‘Bu görüntüleri ben de seyrettim’ itirafında bulunan Kılıçdaroğlu, dosyayı Can Dündar’a veren ve bu suçtan mahkum olan milletvekili Enis Berberoğlu’nu göreve aracı etmek suretiyle terör örgütünün amaçları doğrultusunda faaliyet göstermekten…’

‘17 Mayıs 2015’te Zaman gazetesine yaptığı bu ziyaret sırasında söz konusu ihanet görüntülerini temin ettiği anlaşılan zanlı…’

‘kendisi ve partisi CHP siyasetin gereği olarak sandığı, seçimleri ve demokrasiyi adres göstermek yerine ısrarla sokağı adres göstermek suretiyle…’

‘Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin FETÖ senaryosunun aktörü ve taşıyıcısı olduğu anlaşıldığından…’

İşte Kılıçdaroğlu hakkındaki hazırlanan iddianamenin bazı satır başları böyle.

Bunu henüz bir savcı yazmadı. Bu iddianame AKP Genel Merkezi’nde kaleme alındı.

Parti sözcüsü Mahir Ünal da bu ‘iddianame’yi ‘Kılıçdaroğlu’na yöneltilen yedi soru’ formatında kamuoyuna açıkladı.

Dün bütün Saray medyasının hemen hepsinde ‘Cevap ver Kılıçdaroğlu’ manşetiyle bir sorguya dönüşmüştü.

Aslında bu ‘iddianame’nin ‘fezlekesi’ni önceki gün AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan yazmıştı:

‘İçerideki zatla ilgili soruşturma kendisine uzanacak diye korkuyor. İçerideki zatla Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşırmayın. ‘Buradan çıktım çıktım, çıkmadım açıklamalarda bulunacağım’ diyor içerideki zat.’

Aslında bu Berberoğlu’na yapılmış bir ‘ahlaksız teklif’:

‘Kılıçdaroğlu’nu ihbar et, hapisten kurtul.’

Enis’in yalanlaması, eşi Oya’nın ‘Yalanlarınızda boğulacaksınız’ diye açıklama yapması boşuna. Erdoğan ve AKP iktidarı Kılıçdaroğlu’nu kriminalize etmeyi kafasına koymuş bir kez. Bu hedefe varmak için gerçeğe ihtiyaçları yok. Sadece “FETÖ davasından rehin alınmış” bir savcı ile bir Sulh Ceza Hakimi yeter.

Oyunu da aynı bir zamanlar ortaklık yaptıkları Cemaat’in yöntemleriyle sahneye koyuyorlar.

Önce Saray medyasının birkaç gazete ve televizyonunda aslı astarı olmayan bilgilerden derlenmiş, haber kılığındaki yağlı çamuru hasmın üzerine atıyorlar.

Sonra iktidarın en tepesinden en aşağısına kadar bütün sözcüleri bu yalanları ekran ekran, toplantı toplantı, meydan meydan gerçekmiş gibi dile getiriyor. 

Durumdan vazife çıkartan ya da çıkarttırılan savcı gözaltına aldırıyor, polisten savcılığa, oradan da tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimi’ne doğru başlayan yolculuk Silivri Cezaevi’nde sona eriyor.

İktidar, Kılıçdaroğlu’nu tutuklatacak kumpası kurmuş. Sadece bu kumpası uygulamaya mecbur mu, değil mi onu test ediyor. Eğer iktidarı kaybedeceklerini bir anlasınlar, anında uygulamaktan çekinmeyeceklerdir bu kumpası.

Aslında bu Kılıçdaroğlu’na kurulan ilk ‘tutuklama kumpası’ değil. Son 14 ayda tam üç kez uygulamaya soktular bu tezgahı.