İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Necmettin Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamındaki 96 şüpheli hakkında takipsizlik kararı vermişti. <p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Can Dündar, Cumhuriyet’teki yazısında, soruşturma sürecini ve sonrasında verilen takipsizlik kararını irdeledi. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Dündar’ın Cumhuriyet’te ‘25 Aralık kapatılamaz!’ başlığıyla yayınlanan yazısı şöyle:<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Ne komik görüntü: <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını yürüten Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı’yı Emniyet takibe alıyor. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Yıllarca takip eğitimi veren Saygılı, takip ekibini hemen fark edip atlatıyor. Ardından da dalga geçmek için tweet atıyor: <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">“Bir takip eğiticisine bir çaylak… Alındım doğrusu…” <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Sonra, panikleyen “çaylak”a yardımcı olmaya karar veriyor: <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">“Endişe etmeyin, Halkalı Kent Hastanesi’nde serum yiyorum. Bitince gelirim.” <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Emniyet’in haline bakar mısınız?<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">***<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Ne hazin durum: <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Genel Başkan seçildiği kongrede, “Tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanacak eli, kardeşimizin olsa koparırız” diyerek işe başlayan Davutoğlu’nun ilk icraatı, tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanan ellerdeki zinciri çözmek oluyor. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Hükümet, hırsızı salıverirken, onu yakalayan polisin elini zincirliyor. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Devletin haline bakar mısınız?<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">***<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Ne vahim manzara: <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">25 Aralık fezlekesini satır satır okudum; uzun bir yazı dizisiyle sizlerle paylaştım. 900 sayfanın herhangi bir satırındaki iddia bana yöneltilse dünyayı ayağa kaldırır, suçsuzluğumu ispatlamak için “Hodri meydan, gelin soruşturun” derdim. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">900 sayfada hırsızlıkla suçlananlar ne yaptı: <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">İddiayı belgeleyen polisleri görevden aldı. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">İddiayı soruşturan savcıyı sürdü. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">İddia dosyasına yayın yasağı koydu. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">İddiayı yazanlara dava açtı. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Ve nihayet kendilerine takipsizlik kararı çıkarttırdı. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Şimdi de dosyayı hepten kapatmak için, yolsuzluğu soruşturan polisleri tutukluyorlar. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Peşinden delilleri, belgeleri yok edecekler. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Unutulmasını bekleyecekler. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Türkiye’nin haline bakar mısınız?<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">***<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Ne nafile çaba: <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">İstediğiniz kadar yakın, silin, imha edin o ses kayıtlarını, dosyaları, fotoğrafları... <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Hepsi dinlendi, okundu, görüldü, kopyalandı, kaydedildi bir kere; ebediyen yok etmeniz imkânsız... <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Şehir şehir, sokak sokak, hane hane, oda oda, bilgisayar bilgisayar basıp silseniz; yine de nereye gitseniz, gelecek peşinizden; ille çıkacak karşınıza, valla sorulacak hesabı… <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Kaçış yok; sonunda yargılanacaksınız.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">***<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Mülkiye’de bir derste hocamız Mehmet Ali Ağaoğulları, “karşı ütopyalar”ı okutmuştu. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">“Ütopyalar”, insanlığın mutlu geleceğinin masallarıdır; “karşı ütopyalar” ise despotizmi haber veren korku romanları… <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Ray Bradbury’nin “Fahrenheit 451”i, ikincilerdendir. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">1950’lerin Soğuk Savaş ikliminde yazılmıştır. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Bradbury’nin kurguladığı “yeni dünya”da kitap, bir suç unsurudur. Çünkü despotlar, korkar kitabın ışığından; yasaklar okumayı… İtfaiye, ihbarla evleri basıp bulduğu kitapları yakar. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Yine bir baskında, itfaiyeci Montag, kütüphaneden düşen bir kitabı yangından kurtarıp göğsüne saklar. Aydınlanır onunla... <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Lakin karısı ihbar eder Montag’ı; o da kaçar, direniş örgütüne katılır. Örgüt, baskıya direnen bilgelerden kuruludur. Her örgüt üyesi, önemli bir eseri ezberlemiştir. Kitaplar, bu “kitap-adamlar”da saklanır. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Her kitap bir adamdır artık; her adam, bir kitap… <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">İnsanlık mirası, böyle korunur.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">***<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Evi basılanları, dosyası kapatılanları, bağıracakken susturulanları gördükçe o “kitap-adamlar”ı anımsıyorum. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Bütün suç evraklarının silindiği bu yangın yerinde, hepimiz hafızamızda saklayıp ezberimizde gezdireceğiz o belgeleri… <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal">Taa ki yangının, itfaiyeyi yakacağı güne kadar...<o:p></o:p></p>