Kemal Göktaş / kemal-goktas.blogspot.com/

 

2010 Milliyet Örsan Öymen İnceleme ödülü sahibi, Cumhuriyet Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sezer Ayan'ın, üniversitelerde araştırma görevlilerinin maruz kaldığı mobbing (psikolojik taciz) uygulamaları ile ilgili araştırmasından çarpıcı sonuçlar çıktı. Öğretim görevlilerinin ortalamanın üstünde mobbinge maruz kaldıklarını tespit eden Ayan, bu araştırmasını hiçbir Türk üniversitesinin bilimsel dergisinde yayınlatamadı. Ayan'ın başvurduğu hiçbir üniversite dergisinin yayınlamayı kabul etmemesi üzerine çalışma, Kırgızistan'da bulunan İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Kırgız-Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü'nün "Akademik Bakış" isimli dergisinde yayınlanabildi.

 

SONUÇLAR ORTALAMANIN ÜSTÜNDE ÇIKTI

Cumhuriyet, Kocaeli ve Gazi üniversitelerinde görev yapan 189 araştırma görevlisi ile yapılan görüşmelerde psikolojik tacizin yaygın olarak uygulandığı sonucu ortaya çıktı. Araştırma görevlilerine her biri psikolojik tacizin bir unsuru olan bazı davranışlara maruz kalıp kalmadıkları soruldu. Evet için 2, hayır için 1 puan verildi. Araştırma sonunda "Yıldırma ölçeğinin genel ortalaması 1,45 olup, araştırma görevlilerinin ortalamanın üstünde örgütten kaynaklanan nedenlerle psikolojik tacize maruz kaldıkları görülmektedir" sonucu ortaya çıktı.

 

PSİKOLOJİK TACİZ BULGULARI

Ayan, araştırmadan çıkan sonuçları şöyle özetledi:

* Araştırma görevlilerinin örgütsel yıldırma ölçeğinden aldıkları puanların genel ortalaması 1,45 olup, araştırma görevlilerinin çalıştıkları üniversitede ortalamanın üzerinde psikolojik tacize maruz kaldıklarını göstermektedir.

 

* Araştırma görevlilerinin iş yerinde en çok, kendi görev ve yetkileri dışında basit ve gereksiz işlere zorlanma (1,79), arkasından bakma ve dedikodu yapma (1,79), azarlanma (1,69), jest ve göz hareketleri ile örgütlerdekilerle iletişim kurmasının engellenmesi (1,65), verdiği kararların sürekli eleştirilmesi (1,62), söz bakış ve hareketlerle işini yapmadığının hissettirilmesi (1,62) gibi taciz davranışlarına maruz aldıkları görülmektedir.

 

* Tıp fakültesinde çalışan araştırma görevlileri fen-edebiyat ve iletişim fakültesindeki çalışanlara (1,50) oranla daha çok tacize maruz kalıyor.

 

* Çalışma süresi 3-4 yıl olanlar çalışma süresi 1-2 yıl ve 5-6 yıl arası olanlara göre daha çok psikolojik tacize maruz kalıyor.

 

* Tacizcinin statüsüne bakıldığında, araştırma görevlilerinin bölüm hocaları, kendilerinden daha kıdemli ya da daha az kıdemli araştırma görevlisi arkadaşları, dekan vb. diğer öğretim üyeleri tarafından psikolojik tacize maruz kaldıkları görülüyor.

 

* Araştırma görevlilerinin yaş, cinsiyet ve medeni durumları ile psikolojik tacize uğramaları arasında ise anlamlı bir farklılığa rastlanmadı.

 

MOBBİNG BİÇİMLERİ

Araştırmada, öğretim görevlilerinin maruz kaldığı psikolojik taciz biçimleri şöyle sıralandı:

"Günlük konuşmalarda sözünün kesilmesi, yeteneklerini gösterme imkanlarının engellenmesi, söz bakış ve hareketlerle işini yapmadığının hissettirilmesi, arkasından bakma dedikodu yapma, jest ve göz hareketleri ile iletişim kurmasının engellenmesi, başaramayacağı derecede zor iş yapmaya zorlanma, konumu ve yaptığı işle ilgili sürekli küçümsenme, işyerindekiler tarafından azarlanma, sanki iş yerinde değilmiş gibi davranılması, kendi görev yetkileri dışında basit ve gereksiz işlere zorlanma, verdiği kararların sürekli eleştirilmesi, özel hayatı ve çalışma hayatı konusunda sert eleştirilere maruz bırakılma, işyerinde diğer çalışanların konuşmaktan kaçınması, verilen yetki ve görevlerin geri alınması, hakkında uygunsuz şakaların yapılması, lakap takılması, sosyal olarak yalnız bırakılma, gülünç duruma düşürmek için yürüyüş, hareket veya konuşmanın taklit edilmesi, cinsel ima ya da doğrudan cinsel tacize maruz kalma, dini, siyasi görüşü, özel yaşamı, milliyeti ile alay edilmesi, işyerindekilerden sözlü ya da yazılı tehdit alma, bağırma, kapıları çarpma, masa yumruklama gibi saldırgan davranışlara maruz kalma"