DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin, Torba Yasa’nın Meclis’ten geçirilmesine ilişkin bir açıklama yaptı.

Çelebi, “Gerçekleştirdiğimiz eylem ve etkinlikler sonucunda kamuoyunun konuya ilişkin duyarlılığının sağlandığı ve Torba Yasa’nın içinde yer alan sakıncalara dikkat çekildiği görülmekte“ dedi.

Açıklamada, hükümetin, yasanın tarafları ile hiçbir mutabakat aramaksızın, sadece işveren çevrelerinin beklentilerini dikkate alarak çıkarmaya çalıştığı düzenlemelerin teşhir edildiğini ve bu sayede kimi düzenlemelerin seçim süreci de dikkate alınarak geri çekildiği vurgulandı.

Geri çekilen düzenlemeler şunlar:

  1. Çırakların asgari ücretlerinin düşürülmesi
  2. 16-18 yaş arası gençlerin asgari ücretlerinin düşürülmesi
  3. Engellilerin çalışma yaşamından tecrit edilmesi gibi kimi hükümler kamuoyundan gelen tepkiler üzerine komisyona aşamasında geri çekilmek zorunda kalınmıştır.

TBMM Genel Kurul görüşmeleri sürecinde DİSK, KESK, TMMOB, TTB gibi emek örgütlerinin, TBMM önünde, yasa ile ilgili protesto hakkı, gaz bombaları ve joplarla engellenmek istemişti. Ancak kamuoyu bu eylem ile emek örgütlerinin sesine biraz daha kulak vermek durumunda kalmıştı.

Sonuç olarak Torba Yasa dün TBMM Genel Kurulu’ndan geçti. Kanun taslağında yer alan esneklikle ilgili, uzaktan ve evden çalışma, denkleştirme ve deneme süreleri ile ilgili düzenlemeler geri çekildi.

Süleyman Çelebi, bu maddelerin geri çekilmesinde, esneklik uygulamalarının başlı başına bir hak gaspı olduğu konusunda DİSK’in yaptığı bilgilendirmelerin rolünün büyük olduğunu belirtti.

Çelebi, “Gerekçesinde kısmi zamanlı çalışmanın yaygınlaştırılmasının hedeflendiğinin belirtildiği “uzaktan ve evden çalışma” düzenlemesinin geri çekilmesi şüphesiz bir kazanımdır. Ancak, esnekliğin 4857 sayılı yasa da yer alan diğer hükümlerinin de, istihdamı olumsuz etkileyen yapısı dikkate alınarak gözden geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

TORBADA KÜÇÜK DELİKLER OLDU AMA YETMEZ

Çelebini açıklaması şöyle devam etti:

Öte yandan, bu maddelerin geri çekilmesi, Torba Yasa’da yer alan emek düşmanı yaklaşımların ortadan kalktığı anlamına gelmemektedir. Bu anlamda emekçilerin hayatlarını olumsuz etkileyecek diğer hususların Genel Kurul’dan geçirilmiş olması kabul edilemez.

Konfederasyonumuz, Torba Yasa ile kabul edilen emek düşmanı düzenlemeleri kamuoyu ile paylaşmayı bir sorumluluk olarak görmektedir:

1)    Resmi 3 milyon işsize karşın, sadece 170 bin kişinin faydalanabildiği İşsizlik Fonu’nun prim gelirlerinin yarısının, taşeron firmalara, Özel İstihdam Bürolarına aktarılmasının yolu açılmıştır.

2)    Belediye işçilerine sürgün yolu açıldı. Sendikasızlaştırma kapıda.  Norm kadroda ya da değil, belediye işçileri “İhtiyaç fazlası” ilan edildikleri taktirde, Milli Eğitim veya Emniyet teşkilatının taşra teşkilatlarına gönderilecek. Atandıkları yere 5 günde başlamazlarsa işlerini kaybedecekler. İşçiyi yollayan belediye 5 yıl boyunca yeni kadrolu işçi alamayacak. Hizmet alım yöntemiyle taşeron ile anlaşacak. Taşeronlaşma yaygınlaşacak.

3)    Kriz döneminde, şirketler krizdeyiz diyerek işçi ücretlerini ödemediler. İşçilerin ücretleri İşsizlik Fonu’ndan, işçilerin kendi haklarından ödendi. Şimdi bu uygulama sadece genel kriz koşullarına tabi olmayacak, sektörel ve bölgesel düzeyde de uygulanabilecek. Şirketler her dara düştüğünde ücretsiz izinler, kısa çalışma ödeneği devreye girecek. Bu uygulamanın olduğu işyerlerinde işten çıkartmalar kolaylaşacak. İşverenler kriz bittiğinde bu fona, işçilere yapılan ödemelerin karşılığında bir geri ödeme yapmıyorlar. Olan işçilerin işsiz kaldıklarında kullanacakları haklarına oluyor.

4)    Torba Yasa ile kamuda esnek istihdam artık yasal hale getiriliyor. Öngörülen değişiklik ile bir kamu emekçileri birkaç farklı kurumda çalıştırılabileceği gibi, 8 saatlik çalışma süresinin dışında farklı şekillerde çalıştırılabilecektir.

5)    Kamu emekçileri, rızaları dışında kurum içi ve kurumlar arasında 1 yıldan 6 aya kadar görevlendirilebilecek. Sürgün kural haline gelecek.

6)     Özel sektörde 10 yılın üzerinde yöneticilik yapmış kişiler, kamu kurumlarının başına getirilecekler. Böylelikle kamu yararı ilkesinin yerine, piyasa koşullarına uyum sağlanmaya çalışılacak. Özel sektör zihniyeti kamuyu yönetilecek.

7)     İşyeri denetimlerini iş müfettişlerinin yerine çalışma bakanlığının memurları yapacak. İşçi daha korumasız hale gelecek. İş kazaları konusunda yaşanan süreç ortada. Böylelikle kamuda nüfuzu olan şirketler denetimden kaçabilecek.

8)     İş öğrenimi adı altında, daha kuralsız ve düşük ücretle çalışmanın aracı olan stajyerlik uygulamasında ücretler düşürüldü. Stajyerler 229 TL yerine 178 TL alacak. 20’den az kişi çalıştıran iş yerlerinde stajyer ücretleri 89 TL olacak. Stajyer uygulamasının yapılabileceği yerlerde işçi sınırı 20’den, 5’e çekildi. Böylelikle denetimin en az olduğu alanlar stajyer kullanımına açılıyor.

9)    Kamuda daha az engelli istihdam edilecek.

Konfederasyonumuz, Torba Yasa ile emeğin kazanılmış haklarına yönelik yapılan saldırının, arkadan gelecek daha büyük hak gasplarına zemin hazırladığını düşünmektir.

Gerek İstihdam Strateji Belgesi’nde, gerek TİSK, TÜSİAD ve TOBB’un Ekim 2010 tarihinde hazırladığı son taslak raporunda ve gerekse de Yatırım Ortamını İyileştirmesi İstihdam Teknik Komitesi (YOİKK) 2011-2013 eylem planı önerilerinde bu hususlar görülmektedir.

Seçim sonrasına ertelenen hedefler, 4857 sayılı yasada yapılacak değişikliklerle çok daha kapsamlı ve bütünlüklü bir saldırının temel verilerini bize sunmaktadır.

Kıdem tazminatı hakkının gasp edilmesi, bölgesel asgari ücret, Özel İstihdam Büroları’nın geçici iş ilişkisi oluşturabilmesi, Asgari ücretin çıraklar ve 16-18 yaş gençler için düşürülmesi, “güvenceli esneklik” adı altında esnekliğin bütün biçimlerinin yaygınlaştırılarak kayıtdışının yasallaştırılması, kayıtiçi sektörlerin ise kuralsızlaştırılması, AKP’nin seçim sonrasında yeniden hükümet olması halinde emekçileri bekleyen tehditlerdir.

Ancak sermayenin ve AKP’nin emek düşmanı bu programını uygulamayacağını taahhüt etmeyen her türlü siyasal partinin de bu suça ortak olacağını ve emekçilerin desteğini alamayacağını deklere ederiz.

Yasa konusunda mücadelemiz Cumhurbaşkanı nezrinde sürecektir. Ancak temel gündemimiz yeni gelecek saldırı dalgasına karşı ortak mücadele hattını şimdiden örmektir. Bu anlamda çağrımız tüm emek güçlerinedir. Emek örgütleri ya bu yasalara ve anlayışa karşı direnecektir, ya da tarihin tozlu sayfalarında bir teferruat olarak kalacaklardır.

DEMOKRAT HABER