Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davaya da devam edildi.

Duruşmanın bu bölümünde ilk olarak, Kemal Eren, tanık olarak dinlendi. Yaklaşık 11 yıllık madenci olduğunu, hazırlık ekibinde başçavuş olarak görev yaptığını anlatan Eren, işten çıkmadan önce 4'üncü insan nakil bandı ile 5'inci insan nakil bandı arasındaki bölgede çökme olduğunu söyleyip, "Bir metre derinlikteydi.

Çatlaklardan elimi soktuğumda hava sirkülasyonu olduğunu hissettim. Durumu kül ekibine söyledim, onlar da emniyetçilere bildirdi. Ben çıkmadan önce o bölgede tahkimat yapıldığını gördüm" dedi.

Olaydan sonra ocağa döndüğünü ve kurtarma çalışmalarına katıldığını da anlatan Kemal Eren, cenazelerin yanmış olduğunu gördüğünü, bantlarda ise bir yanma olmadığını ifade etti.

Kemal Eren, işe girmeden önce verilen eğitimlerin yetersiz olduğunu da savunup şöyle dedi: "Okudum, anladım, diye imza atmamız için kağıt uzatıyorlardı."

Eren ifadesinde ayrıca, "Madende iş temposu yoğundu. Daha fazla kömür çıkarmak için acele ediliyordu. Güvenlik için gerekli olan kama gibi malzemeler eksikti. Bildirdiğimiz halde eksikler tamamlanmıyordu. Ocak içindeki kepçeler, çok fazla karbonmonoksit salımı yapıyordu.

Müfettiş geldiğinde 'kepçeyi çalıştırmayın' talimatı geliyordu. Biz niye çalışıyorduk o zaman orada o kepçeyle?

Emniyetçilerden, kama eksik olduğu için ya da kepçe fazla gaz saldığı için çalışmayın diyen olmadı" dedi.

"BEN YEMEK YEMİYORUM, SİZ DE YEMEYİN"

Duruşmada tanık olarak dinlenen İsmail Çapkın da, barutçu olarak görev yaptığı ocakta, olay günü saat 14.45 gibi işini bitirdiği için yer üstüne çıkmak için hareket ettiğini, başka bir barutçu arkadaşıyla, 5'inci insan nakil bandına bindiğini, bant bir süre ilerledikten sonra enerjinin kesildiğini kaydetti.

Çapkın ifadesinde, "Bu sırada duman geldi. Bant kokusu ve kömür kokusu vardı dumanda. Banttan indik. 4'üncü insan nakil bandı ile 5'inci insan nakil bandı arasındaki irtibatta çalışan iki kişiyi gördüm.

Tabandan gaz sızdığı için kül bastıklarını söylediler. Sonra Mehmet Efe geldi, 'çıkın, ocak yanıyor' deyince, biz de ayrıldık" dedi.

Ocaktaki emniyetçilerin sayısının yeterli olmadığını, bazı bölgelerde daha yoğun çalışıldığını savunan İsmail Çapkın, bir amirin ise işçilere "Ben yemek yemiyorum, siz de yemeyin" dediğini duyduğunu ileri sürdü.

Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, duruşmayı, 21 Aralık Pazartesi gününe erteledi.