KESK’e SES Hakkari Şubesi Sağlık Bakanlığı’nın bir Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlüğe sokulan Kamu Hastane Birliği (KHB) sistemine sert tepki gösterildi.

Kamu Emekçiler Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasından (SES) yapılan açıklamada, yürürlüğe giren KHK ile Sağlık Bakanlığı’nın icracı olmaktan çıkarılıp, düzenleyici ve denetleyici bakanlık haline getirildiği vurgulanarak, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın yasal alt yapısının tamamlandığı belirtildi.

'HASTANELER TAMAMEN İŞLETME OLARAK YÖNETİLECEK'

Kamu Hastane Birlikleri uygulaması ile hastanelerin tamamen “İşletme” olarak yönetileceği savunulan SES açıklamasında, “Çalışanların ise güvencelerine bakılmaksızın, çalıştıkları birliğin verimliliği-kârlılığı üzerinden birliğe bağlı hastaneler arasında dolaşması, gerektiğinde birliğin dışına çıkarılması, sürgünü anlamına gelmektedir. Kamu Hastane Birlikleri, A B C D E diye sınıflandırılmış hastanelerin, tıpkı özel hastanelerde olduğu gibi, katkı, katılım payı ve ilave ücretlerinin farkı nedeniyle, herkesin parasına uygun olan hastaneye başvurması demektir. Kamu Hastane Birlikleri, birlik içindeki hastanelerin, hatta içindeki birimlerin performansı üzerinden işletme hakkının devredilmesi, kiralanması ya da pervasızca taşeronlaştırılması demektir. Sözleşmeli yöneticinin “CEO”nun buna yetkili olması demektir.”denildi.

'HASATANELERİN İŞLETME, HASTALARIN MÜŞTERİ OLDUĞU DÖNEM BAŞLAMIŞTIR'

‘Hastanelerin işletme, hastaların müşteri, çalışanların da sözleşmeli dönemi başlamıştır.’ Bilgisine yer verilen açıklamada, “Kamu yararına olmadığı, sağlık hizmeti için prim, her kademede katkı-katılım payı ve ilave ücret ödeme zorunluluğu getirdiği için sağlığı hak olmaktan çıkardığı, kamu sağlık kuruluşlarını ticarileştirdiği gün gibi açık olan Kamu Hastane Birlikleri uygulaması yalnız özelleştirme değil aynı zamanda partizanca kadrolaşma anlamına da gelmektedir. Kamu Hastane Birlikleri uygulamasının başlatılması amacıyla atanan nitelikleri başlı başına tartışılır CEO’lar (Birlik Genel Sekreterleri) ve sözleşmeli yöneticiler incelendiğinde birçoğunun iktidar partisi ile adaylık, yöneticilik gibi siyasi bağlarının, neredeyse tümünün belli bir sendikanın üye ve yöneticileri olduğu görülmektedir.”ifadelerine yer verildi.

'HALKIN DİKKATİNİN AÇLIK GREVLERİNDE OLDUĞU BİR DÖNEMDE DÜZENLEMENİN YAPILMASI MANİDAR'

Düzenlemenin açlık grevlerinin 65.gününde, grevcilerin ölüm sınırında olduğu bir dönemde partizanca yapıldığına işaret edilen açıklamada “Halkın, emekçilerin ve tüm toplumsal kesimlerin dikkati bu yönde iken sağlık hizmeti veren hastanelerde sessizce, hızla ve partizanca kadrolaşmaya gidilmesi oldukça manidardır. Bu Çerçevede Hakkâri İline Hakkâri Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri olarak atanan Birlik Genel Sekreterin daha Hakkâri’ye gelmeden yaptığı atamalar yukarıda değindiğimizi gibi partizanca ve AKP-Cemaat - Memur –Sen işbirliğinin hastanelerde açıkça kadrolaşma göstergesidir. Bunun için soruyoruz.  Hakkâri Kamu Hastaneleri Kurumu Genel Sekreteri hayatı boyunca Hakkâri’ye gelmemiş, halkı ve çalışanları tanımayan biri olmasına rağmen hastanelere yönetici ataması yaparken kendisine kim/kimler ve nasıl referans olmuştur? Atama kriterleri yasalar ölçüsünde liyakat, hizmet ve emek gözetilerek mi yapıldı; yoksa tek kriter Memur-Sen üyesi olarak mı değerlendirildi?  Yada hastanelere yönetici olarak atanmaları için SES’ten istifa etmeleri mi dayatıldı. ADSM Müdürü SES’ten istifa etmediği için mi sözleşme imzalanmadı ve görevden alındı.

Memur-Sen’e bağlı sağlık-sen yönetici ve işyeri temsilcilerinin sözleşmeli yönetici ve şube müdürü olarak atanmaları bir tesadüf mü? Bundan böyle alınacak sözleşmeli elemanlar (Örneğin Büro elemanı vb) yandaşlık üzerinden değerlendirilerek mi alınacak?”ifadelerine yer verildi.

'TOPLUMUN HER KESİMİNİ MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ'

SES’in açıklamasında şu bilgilere yer verildi:

"Bu temelde Birliğe bağlı hastanelerde yapılan özellikle kimi sözleşmeli yönetici atamaları Hakkari halkına ve hastanede çalışan sağlık emekçilerinin genel beklentilerine uymayan ve toplumsal hassasiyet dikkate alınmadan yapılmış yandaş atamalar olarak değerlendiriyoruz.

Yapılan kimi sözleşmeli yönetici atamaları açıkça liyakat esası ve emek gözetilmeden, önyargılı, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, kayırmacı ve ötekileştiricidir.

 Çalışma barışını ve huzurunu bozan bu kadrolaşma işyerlerimizde asla kabul edeceğimiz bir durum olmayacaktır.

Bizler, sağlık alanındaki emek örgütü olarak; çalışma barışını ve huzurunu bozan bu yandaş atamalara ve sendikamız SES üzerindeki baskılara bir an önce son verilmesini, yapılacak yönetici atamalarının anayasa ve ilgili yasalara uygun olarak hakkaniyetli ve eşitlikçi bir temelde, liyakat, emek ve hizmet esas alınarak yeniden gözden geçirilmesini talep ediyoruz.

Bilinmelidir ki; Devlet hastanelerini ticarethaneye dönüştüren bu düzenlemeye ve kadrolaşmaya karşı halkın sağlık hakkı ve kazanımlarımız için mücadelemizi daha da yükselteceğimizi ve işyerlerimizi haklarımızı gasp eden kutuplaştırıcı ve yandaş yapılara teslim etmeyeceğimizi buradan ilan ediyoruz.

Bu mücadelede toplumun her kesimini bizlerle birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz."