Hükümetin kiralık işçilik, taşeron işçilik ve uzaktan çalışma konularında hazırladığı söylenen ve basına yansıyan taslak sendikacıların tepkisini çekti.
Kıdem tazminatı tartışmalarının ardından bu taslağın gündeme gelmesinin manidar olduğunu söyleyen sendikacılar, AKP Hükümetinin sermayenin tüm isteklerini yerine getirmek için çalıştığına dikkat çektiler.
Hazırlandığı söylenen taslağa tepki gösteren DİSK Genel Sekreteri ve Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, patronların 21. yüzyılda yaşadıklarını unuttuklarını dile getirdi. “Kafaları kölelik düzeninde kalmış. Ucuz istihdamı yaygınlaştırmak, piyasa ekonomisinin ihtiyaçlarına göre emek piyasasını yeniden şekillendirmek istiyorlar.  Ödünç işçiliği, köleci anlayışı, güvencesizliği, ucuz işçiliği, esnek çalışmayı, işçinin yaşantısını belirleme hakkını ellerine almak istiyorlar” diyen Serdaroğlu, bunu da istihdam bürolarıyla yapmak istediklerini, şimdiden kamuoyunun ısıtıldığını ifade etti.
Sendikasızlaştırmanın ve grev yasağının getirilmek istendiğine dikkat çeken Serdaroğlu, “İşçiyi insan olarak değil, meta olarak, makine olarak, kâr makinesi olarak görüyor.” dedi Bu saldırılara karşı bir mücadele hattı oluşturmaya çalıştıklarını dile getiren Serdaroğlu,  “Bu tehlikeleri görüp bir mücadele hattı oluşturuyoruz. İstihdam artacakmış, iş alanları genişleyecekmiş gibi gösterilip insanları kandırmaya çalışıyorlar. Adeta zehrin üzerine bal döküp yutturmaya çalışıyorlar” diye konuştu.  
BİZE DÜŞEN SOKAĞA ÇIKMAK
Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi de taslağa tepki gösterdi. Uzun süreden beri sürekli demokrasi diyen AKP Hükümetinin, sermayenin tüm isteklerini yerine getirmekte kural tanımadığını söyledi. Kuralsızlığın yasallaştırılmak istendiğini dile getiren Servi, hak ve özgürlükleri genişletmesi gereken AKP’nin darbecilerin bile yapmadığını yaptığını grevleri yasakladığını, şimdi de grevi fiili olarak ortadan kaldırmaya çalıştığını ifade etti. Sendikacılara düşenin ortak hareket etmek ve sokağa çıkmak olduğunu belirtti.
‘BEKLEMEDEN MÜCADELE ETMELİYİZ’
Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Karatay, bir süredir iş yerlerinde üyelerine kıdem tazminatı ve son taslakla ilgili bilgi verdiklerini, ortaya çıkan taslağın Telekom işçileri için sürpriz olmadığını dile getirdi. İşçiye köle muamelesi yapılmak istendiğini, iş güvencesinin ortadan kaldırılmak istendiğini ifade eden Karatay, söylenenlerin yapılması halinde sendikanın anlamının kalmayacağını dikkat çekti. Sendikalara, sendikacılara düşünün kimseden talimat beklemeden harekete geçmek olduğunu söyleyen Karatay, “İstanbul sendikalar birliği, tüm sendikalar, konfederasyonlar harekete geçmeli. Tasarıdaki tüm maddeler başlı başına grev nedeni. Biz işçilerimizle temsilciliklerimizde buna karşı her şeyi yapmaya hazırız” diye konuştu.   
'SENDİKALARIN SONU DEMEKTİR’
Hükümetin ‘kiralık işçi’ uygulamasının yasallaştırmayı amaçlayan taslağını değerlendiren Petrol İş Ankara Şube Başkanı Şuayip Gül, taşeron çalıştırma ile birlikte zaten kiralık işçiliğin yayıldığını, taslakla birlikte de konunun hükümetin gündeminde resmen yerini aldığını ifade etti. Konunun taslak halindeyken tartışılmasını, uzun süredir taslak halinde olan ve gündemde olan "kıdem tazminatının fona devredilmesi" ile ilişkilendiren Gül, “Kıdem tazminatı da uzun zamandır taslak olarak gündemde. Hükümet konuyu ısıtıp ısıtıp tekrar öne sürüyor. Taslak olduğu için de tam bir yorum yapılamıyor” dedi.
“Böyle bir yasa, sendikaların bitişi demektir. Kiralık işçi varken işveren niye işçi alsın ki? Kiralar, çalıştırır, gönderir” diyen Gül, çalışma hayatının esnekleştirilmesi düzenlemelerin yeni anayasada yer bulmasından endişe duyduklarını ifade etti.
‘TAŞERONUN GENİŞLETİLMİŞ HALİ’
Tez Koop İş Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Mustafa Barın, “kiralık işçi” konulu taslağı, “Yasalaşmış şekliyle taşeronluk sisteminin genişletilmiş hali” olarak tanımladı. Barın, “Taşeron sisteminin daha da genişletilmesi sendika hayatının en büyük engeli olacaktır” dedi. Kıdem tazminatının fona devredilmesi ve kiralık işçi çalıştırma ile ilgili taslakların tümünün işçi haklarının kısıtlanması çalışmaları olarak ele alınması gerektiğini ifade eden Barın, hem kiralık işçi çalıştırma hem de kıdem tazminatının fona devredilmesi uygulamaları konusunda tüm işçi ve memur sendikalarına bir araya gelme çağrısı yaptı.
Barın, ağustos ayıyla birlikte çalışma hayatının esnekleştirilmesi çabalarına karşı eylemler yapacaklarını duyurdu.

Petrol-İş Şube Başkanı İsmail Doğan: Taşeron sistemle uğraşırken, şimdi bu model ona bile rahmet okutacak türden.  Bu sistem, iktidarın patronlara biat ettiğinin belgesidir. Patronlar bu modeli, kendisi için maliyet olan her şeyden kurtulmanın bir yolu olarak görüyor. Ama bu sistem aslında bağıra bağıra geldi. Bu kadar bilinmesine rağmen sendikalar ağzını bile açmadı. Asıl sorgulanması gereken sendikacılardır.  Türk-İş de bu yasayı çıkaranlarla iş birliği yapıp, kendi geleceğini buradan oluşturmaya çalışıyor. “Ne yapılması gerekir” sorusunun cevabı artık çok net. “Bıçak kemiğe dayandı” demeye falan da gerek yok. Çünkü artık ne bıçak kaldı, ne de kemik. Artık kaybedecek bir şeyimiz yok. Genel grev bunların tek çaresidir.
PÜSKÜRTMELİYİZ
Tek Gıda-İş Genel Başkan Danışmanı Gürsel Köse: İşçi sınıfının ve emekçilerin ipini çekmek için saldırılarına vahşice devam ediyorlar. Bu memlekette artık özelleştirmeleri tamamladılar ve sıra mevcut haklarımızı gasbetmeye geldi. Kıdem tazminatına saldırdılar, Hava kolunda grevi yasakladılar, şimdi de ödünç işçiliği tartıştırıyorlar. Bu yasa bu haliyle çıkmamalı. Biz sendikalar da sessiz kalmamalıyız. Konfederasyon farkı gözetmeksizin bir araya gelinmeli ve acilen bir şeyler yapılmalı. Hatta memur sendikalarıyla bile bir araya gelmeli ve bu yasayı geri püskürtmeliyiz.

(Evrensel)