İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Kasım 2011 günü KESK Genel Başkanı Lami Özgen'in de aralarında olduğu, KESK'e bağlı sendikaların değişik kademelerinde yöneticilik yapmış 25 kişiye "Terör örgütü üyeliği" iddiasıyla altı yıl üçer ay hapis cezası vermişti.

 

Bu nedenle Eşitlik ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Ferdan Ergut ve beraberindeki heyet, KESK Genel Merkezi’ne dayanışma ziyaretinde bulundu.

 

EDP heyetinin geçmiş olsun dilekleri ve dayanışma duygularını ifade etmesinden sonra KESK Genel Başkanı Lami Özgen şu bilgileri aktardı:

 

"Genelde emek ve demokrasi güçleri özelde Kamu Emekçileri bu tür hukuksal dayanaklardan uzak yaptırımlarla karşı karşıya bırakılmak istenmiştir. Mücadele tarihimiz değişik siyasal iktidarların böylesi baskılarıyla dolu. AKP iktidarı da değişik toplumsal muhalefet ve demokrasi güçlerini bu tür manevralarla korkutmak, sindirmek, susturmak istemekte. Oysa emek, özgürlük, demokrasiden yana güçlerin yanı sıra bu tür faşizan baskılardan dolayı AKP’ye oy veren muhafazakar kesim bile rahatsızlık duymaya başladı.


Geliştirilen baskılar karşısında KESK'in mücadele tarihine yakışır bir dirençle mücadeleyi yükselteceğiz. Demokrasi dışı bütün uygulamalara karşı 3 Aralık 2011 cumartesi günü KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin çağrısıyla, emek ve demokrasi güçlerinin de katılım ve desteğiyle bütün illerde faşizan uygulamalara son verecek yasal ve hukuksal düzenlemelerin yapılması için siyasal iktidara karşı uyarı eylem ve etkinlikleri yapılacak. Bu uyarılar dikkate alınmazsa değişik direniş eylemlerinin örgütlenecek.”

 

Özgen, Siyasal iktidarın, uyum yasaları çerçevesinde yapılması gereken Toplu Sözleşme ve ücret artışlarına dönük düzenlemelere ilişkin zamana oynayan bir tutum takındığını, bu konuda da kamu emekçilerinin haklarının korunması ve geliştirilmesi için gerekli hazırlıkların yapıldığını söyledi.

 

Eşitlik ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Ferdan Ergut, KESK Genel Başkanı Lami Özgen'in verdiği bilgilere teşekkür ederek şöyle konuştu:

 

"Tarihimizde Menderes ve Özal gibi örneklerde de gördüğümüz gibi AKP iktidarı yaklaşık olarak aldığı %50 oyun ağırlığını taşıyamamakta. Yaratmaya çalıştıkları korku cumhuriyetinin esas nedeni Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi tarihten gelen sorunlara çözüm üretmek yerine Kürtlere karşı tecrit politikaları, Alevilere karşı görmezden gelme yaklaşımı geliştirmeleri. Bunlar kabul edilemez. Sistemin ürettiği emek ve özgürlük sorunlarına çözüm olamadıkları gibi, örgütlenme, düşünce ve inanç özgürlüklerinin önündeki engelleri kaldırmak yerine faşizan baskılarla, gözaltı, tutuklama, korkutma, yıldırma, hukuk güvenliğini ortadan kaldırma yöntemlerini benimsemeleri de hiç kabul edilemez.

 

AKP iktidarının bu tutumuna karşı direnişler örgütlemek önemlidir. Paralelinde sınıf, kimlik, kültür ve inanç sorunlarının çözümünü birlikte ele alan, yeni ve tüm topluma güven veren, çekim merkezi olacak, AKP'ye alternatif siyasetin kurgulanmasına ihtiyaç var. Bu temelde geliştirilecek her türlü eylem ve etkinlikte örgütsel anlamda dayanışma içinde olacağız.

 

3 Aralık’ta bütün illerde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin çağrısıyla yapılacak eylem ve etkinliklere katılarak destekleyeceğiz. Emek, barış, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesinde dayanışma duygularımla başarılar diliyorum"