Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı Zonguldak Kozlu kömür ocağında 7 Ocak 2013 günü Metan gazı patlaması ve göçük nedeniyle 8 işçi hayatını kaybetti. Rize/Fındıklı’da yol çalışması yaptığı sırada devrilen iş makinesinin altında kalan Ali Kemal Kulaber hayatını kaybetti, operatör yaralandı. Bursa‘da bir krom işletmesinde çalışan işçi Mehmet Işık gece vardiyası sırasında işyerinde kafasına taş düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Bunlardan önce de yılbaşında İzmir’de Konak Tünelleri’nde çalışırken toprak göçüğü altında kalan Vahdettin Cengiz’in ölmüştü.

İzmir’de Belediye İşçileri son günlerde ardarda yaşanan işçi ölümlerini tabutlu bir eylemle protesto etti. 150 kişilik yürüyüş sonunda İzmir Ege Sanayi Ticaret Odası önünde basın açıklaması yapılarak tabut bırakıldı.


“İş kazaları” adı altında yaşananların “işçi cinayetleri” olduğunu savunan Belediye İşçileri bunların sorumlusunun AKP hükümeti ve patronlar olduğunu dile getirdi. Açıklama şöyle devam etti:

Madenlerde yaşanan iş cinayetleri nedeniyle geçtiğimiz yıl 77 işçi hayatını kaybederken Türkiye farklı sektörlerde meydana gelen iş cinayetleri sayısında dünya sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. Resmi rakamlara göre 2012’de 878 işçi yaşamını yitirdi, binlercesi sakat kaldı. İş yaşamında son yıllarda artan taşeronlaştırma uygulamaları, güvencesiz-sendikasız çalışma dayatmaları nedeniyle iş kazalarında ve ölümlerde büyük bir artış gözlendi.

Kaza yaşanan işletme Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait olup, kamu olanaklarıyla üterim yapmak yerine taşeron firma vasıtasıyla üretim sürdürülmektedir. Kozlu’da işçilerin can verdiği maden ocağında Star İnşaat isimli bir taşeron firma faaliyet sürdürmektedir. 8 işçinin yaşamını yitirdiği kazanın bir kıvılcım çakması halinde ocakta bulunan 350 işçinin ölümüyle sonuçlanacak bir faciaya dönüşeceği Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun tarafından açıklanmıştır. Kömür ocağında iş güvenliği önlemlerinin hiçbir şekilde alınmadığı, Çalışma Müdürlüğü’ndeki raporlarla sabittir. Taşeron firmanın sendikalaşmayı engellediği de sendika yetkilileri tarafından ifade edilmiştir.

Sermayenin geleneksel kar odaklı çalışma anlayışı nedeniyle özellikle iş güvenliği konusu her zaman askıya alınmakta ve “maliyet artışı” gerekçesiyle gerekli tedbirler asla alınmamaktadır. Madenlerde özellikle taşeronlaşma nedeniyle yoğun kaza ve ölümlerin yaşandığı bilinmektedir. Çalışma ve Enerji Bakanlıkları ile TTK, madenlerdeki taşeronlaştırma uygulamalarını teşvik ederek ve iş güvenliği önlemlerinin yetersizlikleri ortada olmasına rağmen ocaklarda üretimleri durdurmayarak bu cinayete davetiye çıkarmışlardır. AKP hükümeti bu iş cinayetlerinden birinci derecede sorumludur.

İşçi hayatının bu kadar ucuz olduğu çalışma yaşamında işçi sağlığı ve güvenliği alanında çıkarılan kanunların, yönetmeliklerin bu haliyle hiçbir sorunu çözemeyeceği de açıktır. Mevcut yasalar dahi uygulanmamaktadır. Çalışma Bakanlığı’nca yürürlüğe sokulan İSG kanununda iş güvenliği çalışmalarını uygulamakla ve denetlemekle yükümlü uzmanlar, bu tür kazaların birinci derecede sorumlusu haline getirilirken, işverenler kollanmaktadır. Ayrıca işletmelerde çalışan uzmanlar maaşlarını işverenden almak zorunda bırakılmakta ve bu, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin uygulanmaması halinde uzmanların işverenleri şikâyet etmesi ve üretimi durdurmasının önünde büyük bir engel teşkil etmektedir.

AKP hükümetinin işçi sınıfına dönük saldırıları artarak sürmektedir ve işçi hayatı bu dönemde hiç olmadığı kadar ucuzlamıştır. İşçiler taşeronla çalışmaya mecbur bırakılmakta ve işverenlerin daha fazla kar hırsı nedeniyle yaşamlarını yitirmektedirler. (Demokrat Haber)