İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı Spor A.Ş.’de yaklaşık 10 çalışanın, sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta Başbakan’ı eleştiren iletiler paylaştıkları gerekçesiyle sürgün edilerek istifaya zorlandığı iddia edildi. BirGün'ün haberine göre, çalışanlar, hukuki yollardan haklarını arayacaklarını belirtirken, Spor A.Ş. yetkilileri iddiaları reddetti.

Facebook paylaşımları nedeniyle sürgün edildiği öne sürülen çalışanlardan biri, kurumda 3,5 yıldır yüzme ve fitness eğitmeni olarak çalışan Nehir Dalga. 10 aylık bebeği olduğu halde, İstanbul’un batı ucu Beylikdüzü’nden, doğu ucu Pendik’e sürgün edilerek istifaya zorlandığını anlatan Dalga, “Burası demokratik bir ülkeyse eleştiri yapabilmeliyim” dedi.

Gezi olayları sırasında haber sitelerinde çıkan görüntüleri Facebook sayfasında paylaştığı için sürgün edildiğini söyleyen Dalga, “Eziyete, kafasında gaz kapsülü patlayan insanlara üzüldüm ve bunları paylaştım. O insanları destekledim ben, hırsızlık namussuzluk yapmadım. Kendi insanıma da Mısır’daki insanlara üzüldüğüm gibi üzüldüm” diye konuştu.

‘EMİR YUKARIDAN’ DENİLDİ

Dalga, yaşadıklarını şu şekilde aktardı: “Ağustos ayında müdür yardımcısı tarafından imzalanan bir emirle, ne olduğunu bile anlamadan ‘Pendik Kurtköy tesisinde görevlendirildiniz’ diye bir evrak verdiler. Bu evrakı imzalamamızı istediler. Gerekçesi konusunda hiçbir bilgi verilmedi. ‘Yukarıdan’ denildi. Genel müdür yardımcısına evimin Beylikdüzü’nde olduğunu, bebeğimin 10 aylık olduğunu aktardım. Bu sürgünün bizi istifaya zorlama anlamına geldiğini söyledim. ‘Yapabileceğim bir şey yok’ dedi. Ancak şahit olduğum bir telefon görüşmesinde kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali, ‘Başbakan da eleştirilir mi?’ şeklinde sözler sarfetti. Olayın nedenini anladım.”

‘ELEŞTİRMEK HAKKIM DEĞİL Mİ?’

Müdür yardımcısıyla bir kez daha görüştüğünü belirten Dalga, şöyle devam etti: “Odasına gittim. ‘Ben Facebook sayfama ne Başbakan istifa etsin diye yazdım, ne de küfür ettim. Mısır’daki insanlara üzüldüğüm gibi gayet doğal ki kendi insanıma da üzüldüm, haberleri paylaştım’ dedim. Bana ‘Başbakan’ın annesine küfür edilmiş’ karşılığını verdi. Kesinlikle böyle bir şey yazmadığımı ilettim. ‘Bakalım dosyanda ne yazıyor’ diyerek hakkımda tutulan dosyayı açtı. İçimin rahat olduğunu, ne yazdığımı bildiğimi, Türkiye demokratik bir ülkeyse eleştiri hakkımın olması gerektiğini söyledim.

Genel müdür yardımcısı, ‘Eleştiri tabii olur ama, Başbakan’a istifa denmiş’ gibi şeyler söyledi. Sonra da ‘Ben sürgüne tek başıma karar vermedim, burada 10 kişinin imzası var’ dedi.”

‘BAŞBAKANIMA LAF EDEN...’

Genel müdürle de görüşmek istediklerini, ancak her seferinde engellendiklerini dile getiren Dalga, en sonunda bir çalışanın odasına zorla girerek genel müdürle görüştüğünü belirtti. Dalga, bu görüşmeyi, “Genel müdür, sürgün edilen bir arkadaşımızın facebook sayfasına yazdığı iletiyi telefondan gösterip, ‘Benim Başbakanıma istifa diyen kişi benim çalışanım olamaz’ demiş” sözleriyle aktardı.

Spor A.Ş. yönetimiyle yapılan görüşmelerden sonuç alamayan ve istifa etmek zorunda kalan Dalga, hukuksal mücadele başlatacağını belirterek, “Bu durumdan ben ve ailem çok olumsuz etkilendik, hakkımı arayacağım” dedi.

SPOR A.Ş: SÜRGÜN DEĞİL ROTASYON

İddiaların sorulduğu Spor A.Ş’den bir yetkili, sürgün iddialarının doğru olmadığını öne sürerek, “bu tür rotasyon uygulamalarının dönem dönem rutin şekilde yapıldığını” söyledi. Yetkili, görevlendirilmelerin çalışanların siyasi görüşlerine göre yapılmadığını savundu.

Spor A.Ş’de bine yakın eğitmenin çalıştığını belirten yetkili, daha önce de bu şekilde iddiaların ortalığa atıldığını, ancak bunlara basın açıklamasıyla cevap verdiklerini kaydetti. İşten çıkarmak için görev yeri değişikliği gibi bir uygulamaya gitmediklerini iddia eden yetkili, “İllaki daha önce de bu kişiler facebook sayfalarında eleştirilerde bulunmuştur. Neden daha önce yapmadık? Dönem dönem şirketimizde rotasyon uygulamaları yapıyoruz. Biz bu uygulamalarda sadece çalışanlarımızın performansına göre değerlendirmelerde bulunuyoruz. Arkadaşlarımızın performanslarına ve ihtiyaca göre görev yerleri değiştiriliyor” dedi.

Spor A.Ş. yetkilisi, “Bu iddialar inandırıcı değil. İşten çıkarmak için görev değişikliği yoluna niye gidelim? İş Kanunu’ndan yararlanarak, doğrudan işten çıkarma yoluna gidebiliriz. İllaki işe geç kalmışlığı, derse geç girmişliği vardır. İşten çıkarılan arkadaşlarımızın da tüm haklarını, tazminatlarını veriyoruz” diye konuştu.

‘AYRIMCILIK YASAĞINA AYKIRI'

Konuya ilişkin görüş belirten ve BirGün'e konuşan avukat Onur Şahinkaya, şunları kaydetti: “Gezi protestolarının ardından Spor A.Ş. çalışanlarının başına gelenler birçok başka kurumda çalışanların da başına geldi. Elimizde bütünü yansıtacak bir veri olmamakla birlikte Çağdaş Hukukçular Derneği’ne konu ile ilgili çok sayıda başvuru geldiğini söyleyebiliriz. Anlayabildiğimiz kadarıyla genelde çalışanların facebook hesapları, twitter hesapları takibe alınıyor ve ‘muhalif öğelerin’ temizliğine gidiliyor. Doğrudan işten çıkartma ya da açık bir biçimde istifaya zorlama şeklinde gelişiyor süreç.

Bütün bu işten çıkarmalar, ya da istifaya zorlamalar öncelikle İş Kanunu’nda düzenlenmiş ayrımcılık yasağına aykırı. Söz konusu yasak, düşünce özgürlüğünün çalışma yaşamındaki bir karşılığı olarak okunmalı ve yorumlanmalı. Somut örnekte ise insanların tam da bu yüzden işten çıkartıldıklarını anlıyoruz.

Gezi protestolarının çalışma yaşamına yansımalarının bilançosunu çıkarmak belki mümkün değil ama bu veriler alt alta konulduğunda aynı zamanda panoptikonun ne kadar yaygınlaştığı da anlaşılıyor.”