Ankara’da Emek Partisi Yenimahalle İlçe Örgütü tarafından “Savaş, Göç ve Kapitalizm” etkinliği düzenlendi.

Türkiyeli ve göçmen işçilerin katıldığı etkinlikte, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz geçmişten günümüze Türkiye ve emperyalist devletlerin göçmen konusundaki tutumu ve bu tutum karşısında ırkçılık ve görmezden gelme dışındaki sınıf mücadelesi temelindeki çözümleri anlattı.

Türkiye’nin göçmen politikasında 3 ana temel yaklaşımın ortaya çıktığını belirten Akdeniz, “Birincisi AKP’nin ve cenahının yürüttüğü ümmet kardeşliği politikası. Bu yaklaşım göçmenlere karışmayın, biz kardeşiz beraber yaşayalım kisvesi altında kendini gösterirken mesele eşit haklara ve insanca yaşamaya gelince tüm kapıların kapandığı iki yüzlü bir politika. Diğeri CHP ve İYİ Parti'nin yükselttiği ulusalcı sağ ve sol kesimlerin, mültecileri evlerine yollayacağız söylemlerinin önü ve arkasının ırkçı söylemlerle doldurulduğu linçlere yol açan ve ülke ekonomisi açısından bir gerçekliği olmayan politika. Üçüncü olarak da biz sosyalistlerin emekten yana siyaset yürütenlerin politikası. Bizim için işçinin hangi ülkeden olduğu değil, bulunduğu ülkede sınıf mücadelesine katılımı önemlidir. Bunu dediğimiz için az önce bahsettiğim iki gruptan da birbirine zıt tepkiler aldık. Ancak bu tepkiler bizim çizgimizi değiştirmedi. Nasıl Kürt sorunu, laiklik sorunu bir zamanlar ülke siyasetinde turnusol kağıdı görevi gördüyse, bugün de göç ve göçmen sorunu aynı durumdadır. Ortada bir sorun olduğu ortadadır. Ve bu sorunun çözümü de giderek büyüyen mülteci sınıf kardeşlerimizle beraber yürüteceğimiz sınıf mücadelesidir” dedi.

Akdeniz’in ardından söz alan Türkiyeli ve göçmen işçiler de yaşadıkları sorunları anlattı. Suriyeli bir işçi, “Benimle aynı yerde çalışanlar bile ırkçı kışkırtmalar sonucu benim ana dilimdeki ‘Allalhu ekber” sloganlarıyla benim evimi yıkıp yağmaladı. Çözüm konusunda başkanımızın bahsettiği dayanışma, Suriyeli işçiler arasında giderek güçleniyor. Yıllardır mücadele konusunda birikim kazanmış işçi sınıfının mücadelesiyle birleştiği ölçüde başarıya ulaşması mümkün olacak” diye konuştu.

"HEP BÖYLE GİTMEZ"

Türkiyeli bir işçi de daha önceki yıllarda yapılmak istenmeyen işlerin Kürt işçilere yaptırıldığını söyledi.

Bugün ise aynı işlerin göçmen işçilere yaptırıldığını belirten işçi şöyle konuştu:

“Bu yetmez gibi bir de suyu bile fazla gören, onlara hakaret eden bir tutuma sahip insanları görüyorum çalıştığım yerde. Biz işçiler göçmen arkadaşlarımıza yardımcı olmak ya da en azından yiyeceğimizi paylaşmak istediğimizde de arkamızdan patron gelip yine ırkçı söylemlerde bulunuyor. Hem kimsenin yapmayacağı işi asgari ücretin yarısına göçmen işçilere yaptırıp hem de bu lafları söylemesinin bence tek sebebi işine gelmesi. Patron tüm parasını, tüm kârını biz işçiler üzerinden kazanıyor, bize ne kadar az verirse o kadar çok kendini zengin ediyor. Bu iki yüzlü yaklaşımın çözümü tüm işçilerin bir arada olmasıdır diye düşünüyorum. Altındağ'da saldıran, evlere zarar veren kişinin iş yeri sahibi olduğunu ve çalışanlarının neredeyse tamamının göçmen olduğunu öğrendik. Elbette onlara verdiği ücret bir işçiye verilenden çok az. İnsanların kendilerini ve ailelerini hayatta tutmak için boyun eğmeye zorlanması hep böyle gitmez.”