Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu, (ITUC) 2013 yılı Küresel Anketi’ni açıkladı. Dünya nüfusunun yarısına yakınının görüşlerini yansıtan bu anket küresel sorunları ortaya koyuyor.

İşsizlik gitgide artıyor, insanların işi olsa bile kazandıkları para yaşamalarına yetmiyor. Gelecekten umutlu olanların sayısı ise çok az. Bu yaşananlar karşısında insanların talepleri karşılanamaz değil! Çalışanların haklarını savunan sendikalar güçlendikçe, dünya genelinde sendikal örgütlülük büyüdükçe sorunlar azalacak.

Çalışanlar, hükümetlerin çalışanları şirketlere karşı korumasını, yaşanabilir düzeyde bir ücret almayı ve çalışma koşullarının düzeltilmesini talep ediyorlar. Çalışanlar daha fazla eşitlik istiyorlar!

ITUC KÜRESEL ANKET 2013: İŞSİZLİK VE EŞİTSİZLİK BELASI...

Küresel ekonomi bugün altı yıl önce olduğu kadar istikrarlı değil. İşsizlik ve eşitsizlik belası ekonomik istikrarsızlığı tetikliyor.

Çalışan iki aileden biri işini kaybetmekten veya çalışma saatlerinin azaltılmasından doğrudan etkileniyor. Özellikle genç kadınlar iş krizlerinden en çok etkilenenler.

Dünya nüfusunun yarısından fazlası gelirlerinin son iki yıl içinde yaşama maliyetinin gerisine düştüğünü ifade ediyor.

Küresel düzeyde yurttaşlar hükümetleri tarafından sahipsiz bırakıldıklarını hissediyorlar çünkü hükümetler işsizler ve çalışan ailelerin çıkarlarına değil; şirketlerin karlarına öncelik veriyorlar.

Emekçi aileler için durum karanlık. İşsizlik yeniden 200 milyonun üzerine çıkıyor ve genç işsizliği hemen hemen her ülke için büyük bir problem.

ITUC 2013 Küresel Anketi, Belçika, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Japonya, Rusya, Güney Afrika, İspanya, İngiltere ve ABD’den yetişkin nüfusu kapsamaktadır. Bulgular 3.7 milyardan fazla insanın veya BM hesaplarına göre dünya nüfusunun yarısına yakınının fikirlerini yansıtmaktadır.

FİNANSAL KRİZ YENİ BİR DERİNLİK KAZANIYOR

Geçen iki yıl boyunca, insanların önemli bir bölümü, (%49) gerek kendi işlerinde gerekse aile üyeleri dolayısıyla, işsizliği ve iş saatlerinin azaltılmasını yaşadılar.

Bu sorun en şiddetli biçimde Güney Afrika (%73) ve İspanya’da (%73) hissedildi. Kendi işinde çalışanlar en ağır şekilde etkilendiler (%62). Özellikle 35 yaşın altında genç kadınlar sert biçimde etkilendiler (%57).

İŞSİZLİK KİŞİSEL FİNANSI DERİNDEN ETKİLEDİ

İşsizlik eşitsizliği tetikler. Bunun ‘büyük zorluk’ yaşayan % 76’lık belirgin bir kısmı işsizliği ya da kısmi işsizliği doğrudan deneyimledi. Bu ‘çok iyi’ yaşayan % 29’un işsizlik ve kısmi işsizlikten doğrudan etkilenmesiyle çelişmektedir.

KÜRESEL VATANDAŞLAR FİNANSAL KRİZDEN ETKİLENDİLER

Katılımcıların yaklaşık üçte ikisi (%63) kendi ulusal ekonomilerini kötü olarak nitelendirdiler. Yarısından fazlası (%58) ailelerinin gelirlerinin yaşam maliyetlerindeki artışın gerisine düştüğünü ifade etti.

Katılımcıların sekizde biri (%12) finansal anlamda bir yaşam mücadelesi veriyor ve artık konut, gıda ve elektrik gibi temel yaşamsal masraflarını karşılayamıyor; katılımcıların yarısından fazlası (% 59) artık her hangi bir tasarrufta bulunamıyor.

GELECEK KUŞAKLAR DAHA İYİ DURUMDA OLMAYACAK

Küresel ölçekte katılımcıların %55’i gelecek kuşakların kendilerinden daha kötü durumda olacağını düşünüyor. Sadece % 23 gelecek kuşakların daha iyi durumda olacağına inanıyor. Bu konuda yaklaşım % 10’un gelecek kuşaklara ilişkin daha olumlu bir beklenti taşıdığı Avrupa’da oldukça karamsar bir tablo yaratıyor. Çin ve Hindistan katılımcıların yarısından fazlasının gelecek kuşakların daha iyi durumda olacağı beklentisine sahip olduğu iki ülke.

ULUSAL HÜKÜMETLER BAŞARISIZ GÖRÜNÜYOR

İşsizlikle mücadele ve çalışan ailelerin çıkarlarının korunması konusunda küresel düzeyde vatandaşlar hükümetleri tarafından sahipsiz bırakılmış durumdalar

İşsizliğin önlenmesinde başarısızlık: Katılımcıların % 80’lik belirgin bölümü hükümetlerinin işsizliğin etkin bir biçimde önlenmesi konusunda başarısız olduklarını düşünüyor.

İşletme çıkarlarına çalışan çıkarlarının üstünde öncelik verme: Hükümetlerinin ‘çalışan insanların ve onların ailelerinin’ çıkarlarına mı yoksa ‘özel şirketlerin, yatırımcıların ve finansal kuruluşların’ çıkarlarına mı odaklandığı sorulduğunda, katılımcıların yarısından fazlası (%59) işletme çıkarlarına öncelik verildiğini belirtti. Sadece %13 hükümetlerinin çalışan ailelerin çıkarlarına daha fazla önem verdiğini düşünüyor.

Mevcut iş kanunlarının etkinliği hakkında ciddi şüphe: Vatandaşlar mevcut iş yasalarının yeterli iş güvencesi (%63) ve iyi bir ücret (%65) sağlayıp sağlamadığı konusunda şüphe duymaya devam ediyor. (%38) mevcut iş yasalarının geçerli çalışma saatlerini güvence altına alma konusundaki etkililiği hakkındaki kaygılarını dile getiriyor.

Belirsizliği en derin düşünenler kadınlar: Kadınlar ülkelerinin gittiği yer konusunda erkeklere göre daha karamsar, % 54’lük bir kısmı ülkesinin yanlış yönde gittiğini düşünüyor.

SENDİKALAR İYİLEŞME İÇİN UMUT VERİYOR

Sendikalar daha iyi bir gelecek konusunda umut veriyor: katılımcıların üçte ikisi (%68) çalışanları temsil eden bir sendika bulunan iş yerlerinin işçilere daha iyi ücret, çalışma şartları ile sağlık ve güvence sağladığı’ konusunda hem fikir.

Kurumlara karşı artan güven eksikliği karşısında, hükümetlerin ikaz işaretlerini dikkate almaları gerekiyor.

İnsanların sadece % 13’ü hükümetlerin onların çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini düşünüyor. % 28’i ise inancını yitirmiş ve daha da kötüsü hükümetlerin ne insanların ne işletmelerin çıkarlarına göre hareket etmediği inancını benimsemiş durumda. Bu demokrasiye güven açısından ciddi bir risk yaratmaktadır.

Çalışanların ailelere gelecek için umut veren ekonomi ve toplum için acil bir plana ihtiyacı vardır.

İstihdam, iyi ücret ve sosyal güvenlik için beş maddelik plan:

ITUC 2013 Küresel Anketi küresel düzeyde yurttaşların belirsizliği ve eşitsizliği azaltmaya yönelik milyarlarca çalışana umut veren 5 maddelik planı desteklediğini göstermektedir.

1. İstihdam: Altyapı yatırımı, yeni doğayla barışık teknolojiler ve sanayiler

‘Eğitim, araştırma ve yeni teknolojiler alanında kamu yatırımına’ (% 92 destek) ve ‘temiz enerji ve çevreyle ilgili sanayiler alanında kamu yatırımı’ (% 88) konularında ezici bir destek var.

2. İyi ücretler: Adil ücretlerle makul maaşları sağlamak

‘Ürünler ve hizmetler için mümkün olan en düşük ücreti ödemek ile ürünler ve hizmetler için biraz daha fazla ödemek’ arasında seçim yapmakla yüz yüze gelindiğinde; eğer şirketler çalışanlara kayda değer bir ücret verirse, dünya nüfusunun yarısı en düşük ücreti ödemektense bir miktar daha fazla ödemeyi tercih ediyorlar.

3. Güçlü iş kanunları: Benimsenmiş ve güçlendirilmiş ulusal ve uluslararası çalışma kuralları

‘Daha iyi maaş, çalışma koşulları ve iş güvenliği için grev hakkı.’ (% 99 destekliyor, % 75’i ‘güçlü bir biçimde destekliyor’)

‘İyi bir asgari ücret belirlemek ve korumak’ (% 89 destekliyor, % 47’i güçlü bir biçimde destekliyor)

‘Bütün şirketler, işletmeler ve işverenler işçilere nerede çalışıyor olurlarsa olsunlar iyi bir maaş ödemelidir’ (% 95 destekliyor, % 55’i güçlü bir biçimde destekliyor)

‘İşçilere toplu sözleşme hakkı vermek’ (% 91 destekliyor, % 47’i güçlü bir biçimde destekliyor)

‘Uluslararası şirketler, hangi ülkede çalışırlarsa çalışsınlar ürün ve hizmet sağlayan işçilerin çalışma koşullarıyla ilgili uluslar arası kurallara tabi olmalıdır’ (% 91 destekliyor, % 46’sı güçlü bir biçimde destekliyor)

‘İşçilere bir sendikaya üye olma hakkı vermek’ (% 89 destekliyor, % 44’i güçlü bir biçimde destekliyor)

4. Sosyal bir korunma zemini: Hükümetler çalışanların ve ailelerin çıkarlarını korumak için adım atmalıdır.

Hükümetlerin eşitsizliği azaltmak üzere çalışanların ve ailelerinin çıkarlarını korumak adına adım atması gerekmektedir. Aktif gelir ölçülerini içeren bir sosyal koruma zemini için ezici bir destek vardır.

‘Sağlık bakımına düşük maliyetli erişim’ (%97 destekliyor, %76’i güçlü bir biçimde destekliyor)

‘Eğitime düşük maliyetli erişim’ (%97 destekliyor, %72’i güçlü bir biçimde destekliyor)

‘İyi düzeyde emeklilik gelirleri’ (%96 destekliyor, %74’i güçlü bir biçimde destekliyor)

‘Çocuk bakımına düşük maliyetli erişim’ (%92 destekliyor , %58’i güçlü bir biçimde destekliyor)

‘İşsizlik ödentisi’ (% 88 destekliyor, % 49’i güçlü bir biçimde destekliyor)

5. Büyük ve çok uluslu şirketlerin vergi ödemesini sağlamak: Küresel düzeyde vatandaşlar vergi kaçırmanın son bulmasını istiyorlar. Küresel vatandaşların ezici bir çoğunluğu (%86) geniş ve çok uluslu kuruluşların vergi kaçırmalarının durdurmaya yönelik politikaları destekliyor. Yüzde 80′i büyük şirketler için vergilerin arttırılmasını savunuyor. İnsanlar daha fazla eşitlik konusunda ısrar ediyor.

(disk.org.tr)