21 işçi ile Birleşik Metal-İş Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci, Şube Mali Sekreteri Gökhan Aydın ve sendika çalışanı Cengiz Yıldız, Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettikleri gerekçesiyle savcılık tarafından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi.

İşçiler ve sendikacılar ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldılar.

NE OLMUŞTU?

Oyak Renault Fabrikası'nda işten çıkarılan arkadaşlarına destek olmak amacıyla fabrika önünde toplanan Birleşik Metal İş Sendikası üyesi bir grubun Mudanya karayolunu trafiğe kapatmak istemesi üzerine, polis müdahalede bulundu.

Müdahale sırasında bir çok işçi gözaltına alındı.

İşten atmalara ve saldırılara karşı hakları için direnen 22 Renault işçisi hakkında savcılık tarafından tutuklama talep edildi.

Öte yandan gözaltına alınan işçilerin serbest bırakılması için Birleşik Metal-İş açıklama yayınladı.

Birleşik Metal-İş’in açıklaması şu şekilde:

GÖZALTINA ALINAN İŞÇİLER DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

Dün gece gözaltına alınan, biri şube çalışanımız 22 kişi ve ifade için çağrılan

Bursa Şube Başkanımız ve Şb. Mali Sekreterimiz, toplam 24 kişi tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildiler...

Bursa Renault’ta 01.03.2016 tarihinde işçiler işten atılan arkadaşlarının geri alınması konusunda Renault Yönetiminin bir açıklama yapması için fabrika önünde beklerken polisin saldırısına maruz kalmışlar ve darp edilerek 9 işçi gözaltına alınmıştır. Bu 9 işçi ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmışlardır. Serbest bırakma işlemi 17.00’a kadar sürmüştür.

Daha sonra 01.03.2016 günü Bursa Cumhuriyet Savcılığının 19.30’da verdiği karar üzerine geç saatlerde 22 işçi fabrikadan veya evlerinden gözaltına alınmışlardır. Bu 22 işçinin içerisinde gözaltına alınan ve serbest bırakılan 9 işçi de bulunmaktadır. Güvenlik Şube’de ifadeleri alınan 22 işçi ile Bursa Şube Başkanımız Ayhan Ekinci ve Mali Sekreterimiz Gökhan Aydın serbest bırakılmamış olup talimat üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’na götürülecekler. Bu gözaltı işlemleri tamamen hukuksuz, keyfi bir şekilde gerçekleştirilmiştir.

Zira Anayasa’nın “Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı 19. maddesinde “Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir. Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir. … Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir. ... Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir. ” denmektedir.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde gözaltı işleminin nedenleri açıkça belirtilmiştir. Düzenlemeye göre ancak soruşturma yönünden zorunlu olması veya bir suçun işlendiğine dair kuvvetli iz, eser, emare ve delil bulunan şüpheliler hakkında gözaltı kararı verilebilir.

Renault işçilerinin gözaltına alınmalarını gerektiren bir suç işlemedikleri kamuoyunca bilinmektedir. İşçiler haksız işten çıkarmalara karşı yasalara uygun hareket ederek demokratik tepkilerini ortaya koymuş ve işverenden açıklama istemişlerdir.

Yine CMK’da ve anılan yönetmelikte açıkça “… gözaltına alınıp da serbest bırakılan kişi hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe bir daha aynı nedenle yakalama işlemi uygulanamaz ” denmektedir. Serbest bırakılan 9 işçinin tekrar gözaltına alınması kararı bu madde uyarınca keyfidir. Hukuka aykırılık Cumhuriyet Savcılığı eliyle işlenmektedir.

Ayrıca gözaltına alınan işçiler avukatları ile görüştürülmemişlerdir. Yönetmeliğin 20. maddesinde “Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında müdafiîn, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.”, 21. maddesinde ise “Şüpheli veya sanık vekâletname aranmaksızın müdafi ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafiî ile yazışmaları denetime tâbi tutulamaz. …Her kolluk biriminde görüşme için uygun şartları haiz görüşme odası ayrılır.” denmiştir. Emniyet kuvvetleri uymaları gereken yasa ve yönetmelik hükümlerini çiğnemişlerdir.

Yukarıda ki düzenlemeler göstermektedir ki işverenin geçerli ve haklı bir neden olmaksızın gerçekleştirdiği işten çıkarma işlemlerine karşı yasal haklarını arayan işçileri, yasaları açıkça çiğneyen kolluk kuvvetleri engellemeye çalışmaktadır.

Verilen bu yasaya aykırı gözaltı kararının kaldırılmasını işçilerin bir an önce serbest bırakılması gerekirken işçilerin Savcılığa çıkarılması hukuksuzluğun devam ettiğini göstergesidir.

Bu nedenle gözaltındaki üyelerimizin ve yöneticilerimizin biran evvel serbest bırakılmalarını, gözaltı işlemi sırasında yasaya uygun hareket etmeyen kolluk kuvvetleri hakkında işlem başlatılmasını aksi takdirde haksız gözaltı işlemi nedeniyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu uyarınca üyelerimiz için tazminat talepli davalar açmak dahil olmak üzere her türlü yasal ve demokratik hakkımızı kullanacağımız hususunu kamuoyu ile paylaşırız.