Akdeniz Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Çetin Balanuye, bölümün işleyişini eleştirdi ve yeterlilik verilmeyen bir doktora öğrencisi için, "Descartes Metodu'nu belki hepimizden iyi biliyordur" dedi. Bunun üzerine doçente disiplin yönetmeliğinin en ağır cezalarından olan 'kademe ilerleme' cezası verildi.

Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Çetin Balanuye, 19 Kasım 2014 tarihinde, bölüm bünyesinde Türk İslam Düşüncesi Tarihi Anabilim Dalı kurulması gündemiyle toplanan Akademik Kurul'da doktora yeterliliği kabul edilmeyen Araştırma Görevlisi Sercan Çalcı'nın durumunu sordu. Toplantıda kendisine hiçbir jüride görev verilmediğini anımsatan Doç. Dr. Balanuye, Çalcı'nın da nasıl başarısız bulunduğunu anlamadığını söyledi.

BÖLÜM BAŞKANI TOPLANTIYI TERK ETTİ

Radikal'de yer alan habere göre tartışmalar üzerine toplantıyı terk eden Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Yakıt, ertesi gün kurul üyelerine yazdığı yazıda, bölümün temel karar organı Akademik Kurul'da söz almadan konuşma, yüksek sesle tartışma, sözü uzatma, etik dışı kıyaslamalarda bulunmanın, haddi aşmanın kabul edilemez olduğunu savundu. Prof. Dr. Yakıt, bu davranışların toplantıyı sabote etmeye yönelik, adap ve usule aykırı davranışlar olduğunu belirterek, söz konusu hususları tekrar edenler hakkında gerekli işlemin başlatılacağını bildirdi.

‘BENİMLE NE İLGİSİ VAR’

Doç. Dr. Balanuye, Bölüm Başkanlığı'na hitaben cevabında, "Söz konusu toplantıda fiilen bulunan ve görüş ifade eden bir öğretim üyesi olarak bu yazımın şahsımla nasıl bir ilişkisi olduğunu anlayamadım. Ayrıca toplantıyı sonlandırmayı gerektirecek bir kuraldışılık olduğunu da gözlemlemedim" ifadelerine yer verdi. Doç. Dr. Balanuye, ayrıca bölüm başkanının toplantıyı terk etmesinin ardından öğretim üyelerinin iletişim kurmayı sürdürdüğünü aktardı.

‘DOKTORA ÖĞRENCİSİ BİZDEN İYİ BİLEMEZ’

Doç. Dr. Balanuye'nin bu yazısına yanıt 3 Aralık günü geldi. Prof. Dr. Yakıt, toplantıda sarf edilen kelimelerin hem idari hem da adli yargıya taşınabilecek cinsten olduğunu savunurken, hakaretamiz ifadeler olduğunu iddia etti. Doç. Dr. Balanuye'nin, Sercan Çalçı'nın doktora yeterlilikten niçin geçirilmediğinin hesabını sormaya kalktığını, bunun da yakışıksız bir davranış olduğunu iddia eden Prof. Yakıt, Doç. Balanuye'nin, Çalcı’ya ilişkin olarak, Descartes'e ait 'Kartezyen Metodu' için "Hepimizden iyi bilir" dediğini ve etik dışı bir kıyaslama içine girdiğini savundu. Bunun hem kendisi hem de Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şahin Filiz'e hareket olduğunu savunan Prof. Dr. Yakıt, Doç. Dr. Balanuye'nun bunları söylerken bir de el kol hareketi yaptığını iddia etti.

DOÇENT HAKKINDAKİ SUÇLAMALAR

Yazının ardından her iki profesörün 17 ve 18 Aralık tarihli dilekçeleriyle Doç. Dr. Çetin Balanuye hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma aynı fakültenin Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Deniz tarafından yürütüldü. Soruşturmada Doç. Dr. Balanuye akademik kurulun gündem görüşmelerini engelleyici tutum içine girmek, toplantıları amacından saptırmakla suçlandı. Ayrıca Doç. Dr. Balanuye'ye atfedilen, "Hepimiz biliyoruz ki Sercan bu bölümdeki çoğu öğretim üyesinden daha bilgili, hatta onlardan daha fazla yayını var. Fakat doktora yeterliliği geçemiyor. Sercan, Kartezyen Metodu'nu belki de hepimizden daha iyi bilir. Belgelenmiş yabancı dili buradaki pek çok kişiden daha iyi" sözlerinin de doktora jürisine ve profesörlerin akademik itibarını tahkir (aşağılamak) anlamına geldiği savunuldu.

FELSEFİ SAVUNMA

Doç. Dr. Balanuye ise, soruşturma kapsamındaki savunmasında, Çalcı'nın bilgisine ilişkin felsefi bir cevap verdi. Doç. Dr. Balanuye, bir doktora öğrencisinin profesörden bir konuyu daha iyi bilebilmesinin imkansız olmadığını, dahası bunun bir hoca için övünülmesi gereken bir şey olabileceğini şöyle açıkladı:

"Bir adayın herhangi bir tekil konuyu onu değerlendirmek üzere seçilen jüri üyelerinden daha iyi bilmesi mantıksal açıdan olanaksız değildir. Tersi durumda jüri üyelerinin her birinin felsefe alanında her konuda mutlaka adaydan daha bilgili olması gerektiğine hükmetmemiz gerekir ki, bu doğru değildir. İfadem, 'Valla belki de çoğumuzdan daha iyi biliyordur' şeklindedir. Nitekim, daha bir iki dönem önce kendisi de doktora öğrencisi olan bir yardımcı doçent yeterlik jürisinde görev alabilir. Böyle bir durumda o yardımcı doçentin aniden her konuyu adaydan daha iyi bilebilir hale geldiğini mi kabul etmeliyiz? İfadem hiçbir açıdan hakaret, kabalık ya da iftira sayılmamalıdır."

YENİ BİR SORUŞTURMADA ÜNİVERSİTEDEN ATILACAK

Bu savunmaya rağmen AÜ Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, 16 Haziran tarihinde Doç. Dr. Balanuye hakkında ilgili yönetmelik hükümleri gereğince amir ve maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hakaretler yapmak veya tehdit etmek suçlarından dolayı 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulmasına oy birliğiyle karar verdi.