DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası Başkanlar Kurulu, AKP hükümetinin grev yasağına ilişkin yaptığı toplantının ardından bir sonuç bildirgesi yayınladı.

Metal grevinin işçi sınıfı mücadelesinin kötü koşullardan çıkışı için büyük önem taşıdığı belirtilen sonuç bildirgesinde, "2015 metal grevlerinin yasaklanması ve sermaye egemenliğinin tahkim edilmesi kararının ardından toplanan Başkanlar Kurulumuz mücadelenin daha yoğun, daha kitlesel ve her türlü platforma taşınarak sürdürülmesi kararlığındadır" ifadeleri yer aldı.

Mücadelenin yeni bir evreye girdiğini belirten Birleşik Metal-İş Başkanlar Kurulu, bu dönemin en önemli koşulunun sınıf bilinci ve sendikal disiplin içinde hareket edilmesi olduğunu kaydetti, sendika kurul kararları dışında hiç bir kararın tartışılmaması ve uygulanmamasını isteyen Başkanlar Kurulu, "Tüm dayanışma gösteren kurum ve kuruluşların da bu temel ilkeyi gözetmelerini kendilerinden bekliyoruz" diye belirtti.

Sendika Başkanlar Kurulu'nun, Genel Yönetim Kurulu'nda dün alınan şu kararın arkasında olduğu belirtildi: "Grev hakkımızı yasaklayan, sermayenin sömürü düzenini güvence altına alanlarla ve bu sürecin gerçek sorumlusu sermaye örgütü MESS ile aynı masaya oturmayacağız. Arabulucu değil, metal işçilerinin haklarını istiyoruz. Arabulucu değil, grev hakkımızın iadesini istiyoruz."

'ÖZGÜR TOPLU PAZARLIK, İNSAN ÇALIŞMA KOŞULLARI, GREV HAKKININ İADESİ'

Sonuç bildirgesinde metal işçilerinin mücadelesi üç maddede şu şekilde sıralandı:

"Birincisi, özgür toplu pazarlık düzeni istiyoruz. Anayasa’da, Türkiye Cumhuriyeti’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerde yer alan sözleşme özgürlüğünün varlığı, tarafların kendi özgür iradeleriyle sözleşme yapabilmelerine bağlıdır. Grup toplu iş sözleşmesi iki işbirlikçinin anlaştığı koşulların tüm metal işçilerine dayatıldığı bir yapıdır. İşbirlikçi ve dayatmacı bu yapıya karşı mücadele ediyoruz.

İkincisi, insan onuruna yakışır bir ücret, insan onuruna yakışır çalışma koşulları için mücadele ediyoruz. Sarı sendikanın imzaladığı sözleşme özgür bir sendikal düzen ve toplu pazarlık sistemi olsa idi hiç bir şekilde bağıtlanamazdı. Özgür ve gerçek sendikacılığın olduğu yerde MESS’in tekliflerinin kapsam dışı personel dahil olmak üzere çalışanlardan büyük tepki görmesi ve sözleşmenin metal işçilerine grev yasakları ve Yüksek Hakim Kurulu yoluyla kabul ettirilmeye çalışılması baskının, dayatmanın ve darbenin en açık kanıtıdır.

Üçüncüsü, yasaklanan grev hakkımızı geri almak için mücadele ediyoruz. Bakanlar Kurulu grevleri erteleyerek, milli güvenliğin sermayenin sömürüsünü ve işçilerin köleliğini güvence altına almak olduğu bir kez daha göstermiştir. Metal işçileri şimdi ücret zammı taleplerinde daha da kararlıdırlar. Milli güvenliği sağlayan ürünler üretiyor isek ücretlerimiz ve sosyal haklarımızın daha yükseltilmesi gerekir, demektedirler."

Metal işçilerinin amaçlarını çarpıtan yalanların önümüzdeki günlerde sıklıkta duyulacağına işaret eden Sendika Başkanlar Kurulu şunları kaydetti: "Biz her siyasal partiden işçinin üye olduğu bir sınıf sendikasıyız. Kararlarımızı üyelerimizi temsil eden kurullarımız aracılığıyla alırız. Metal işçisinin benimsemediği hiçbir karar Birleşik Metal-İş’in kararı değildir. Birleşik Metal-İş, metal işçisinin iradesinin dışında hiçbir iradeyi tanımaz. Bizimle aynı çizgiye yaklaşanlar varsa seviniriz, bizim çizgimizi anti-demokratik yöntemlerle değiştirmeye kalkanlara gerekli yanıtı vermesini de biliriz."

PATRONLARA VE HÜKÜMETE UYARI

Birleşik Metal-İş Başkanlar Kurulu, metal patronları ve hükümete şu uyarıyı yaptı:

"İşverenler, grevlerin yasaklanması ile sorunun bitmediğini 2 Şubat Pazartesi gününden itibaren yaşayarak görecekler. Geçtikleri sadece bir deredir. Metal işçilerinin denizinde boğulmak istemiyorlar ise MESS’ten ayrılır, taleplerimizi karşılarlar. Sadece 60 gün değil, yıllarca sürecek bir mücadeleden söz ediyoruz.

Sermaye örgütünü uyarıyoruz! Dayatmalarınızı, ne devlet zoruyla, ne YHK kararıyla ne de başka bir biçimde kabul ettiremeyeceksiniz. Zalimler için yaşasın cehennem! Var olan beceriksiz ve işçi düşmanı yöneticilerinizle bu süreci yönetemediniz ve yönetemeyeceksiniz.

AKP hükümetini uyarıyoruz! Grevimizi yasaklamakla metal işçilerinin mücadelesini 38 fabrikanın kapısından kent meydanlarına, başta sizinki olmak üzere siyasi parti binalarının önlerine, mahkeme salonlarına, uluslararası platformlara ama hepsinden önemlisi fabrikaların içine taşıdınız. Sonuçlarından siz ve hizmetinde olduğunuz sermayedar sınıf örgütü sorumludur."

'SENDİKAL DİSİPLİN BOZULMAMALI'

Birleşik Metal-İş Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesinin sonunda ise metal işçilerine çağrı yer aldı. Sonuç bildirgesinde şunlar ifade edildi:

"Başkanlar Kurulumuz son olarak yiğit ve onurlu metal işçilerine seslenmeyi bir görev bilir!

Kardeşlerimiz! Sizlerle birlikte çıktığımız yolu yürümekten vazgeçmedik! Vazgeçmeyeceğiz! Asla teslim olmayacağız! Asla yılgınlığa kapılmayacağız!

Biz kazanacağız! Çünkü haklıyız! Çünkü sömürülüyoruz! Çünkü çocuklarımız için yaşıyor ve çalışıyoruz! Büyük bir kavganın neferleriyiz! Sendikal disiplinimizi hiç bir şekilde bozmadan, kurul kararlarını harfiyen uygulayarak Güven, Birlik ve İnat!"

(ETHA)