Zonguldak'ta ağaçtan düştüğü iddiasıyla hastaneye kaldırılan işçinin, ruhsatsız işletilen maden ocağındaki göçükte yaralandığı ortaya çıktı.

İddiaya göre, Asma Mahallesi'nde ruhsatsız işletilen maden ocağında çalışırken göçük altında kalarak yaralanan 50 yaşındaki Hüseyin B. , ocak sahibi olduğu öne sürülen A.A. ve babası D.A. tarafından ağaçtan düştüğü ileri sürülerek hastaneye kaldırıldı.

Hastane yetkilileri, Hüseyin B'nin tırnaklarında kömür tozuna rastlanması üzerine durumu polise bildirdi. Soruşturmayı derinleştiren ekipler, işçinin yakınlarının ifadesine başvurdu.

Hüseyin B'nin ruhsatsız maden ocağında çalıştığının belirtilmesi üzerine A.A. ve babası D.A. gözaltına alındı.

Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler serbest bırakıldı.

Öte yandan, Hüseyin B'ye, A.A. ve babası tarafından madenden çıkartıldıktan sonra banyo yaptırıldığı iddia edildi.

Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'ndeki ilk müdahalesinin ardından Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine sevk edilen maden işçisinin hayati tehlikesinin sürdüğü belirtildi.

Hüseyin B'nin özel maden ocağından emekli olduğu, geçim sıkıntısı nedeniyle ruhsatsız ocakta çalışmaya başladığı öğrenildi.

SORUMLULARDAN ŞİKAYETÇİYİZ

Hüseyin B'nin kardeşi Erol B, gazetecilere, 25 Ekim'de evde oturduğu sırada yeğeninin kendisini aradığını belirterek, "Hastaneye gittiğimde 'ağaçtan düştü' diye rapor tutturmuşlar. Ben de madenci olduğum için ağaçtan düşmediğini anladım. Ağaçtan düşen bir insanın o kadar hasar alması mümkün değil. Karşı tarafı sıkıştırdığımızda yengemin yanına gelerek, 'El arabasıyla yuvarlandı, uçurumdan düştü, vagona kısıldı' gibi farklı farklı şeyler söylemişler" dedi.

Ankara'ya başlattıkları yürüyüş sırasında gözaltına alınan işçilerin sendikası Bağımsız Maden İş örgütlenme uzmanı Kamil Kartal, Ermenek madenlerindeki koşullar 18. yüzyıldan kalma. Germinal romanındaki gibi koşullarda çalışıyor madenciler. Sonuçları ne olursa olsun, sorunlar çözülene kadar Soma'ya geri dönmeyeceğiz dedi.

Başka kişilerin yengesini ikna etmek için eve geldiğini söyleyen Erol B, "Siz niye 'Ağaçtan düştü' demediniz de niye 'Göçükte kaldı' diyorsunuz?' şeklinde haber göndermişler. Sesimizi devlet büyüklerinin duymasını istiyoruz. Eve getirdiklerinde üstünü başını soyarak temizlemişler, elbiselerini de değiştirmişler. Temiz elbiselerle o şekilde getirmişler hastaneye. Delil bırakmamak ve 'Ağaçtan düştü' süsü vermek için üzerini temizliyorlar. Evdeki koltukta kan izleri bile mevcut" ifadelerini kullandı.

Gülhan B. de eşi Hüseyin B'nin saat 11.30 gibi işe gittiğini belirterek, "Kızım bir süre sonra camdan görünce, 'Anne koş, babama bir şey olmuş' dedi. Baktığımda eşimi sürükleyerek götürüyorlar. Eve girdiklerinde kollarını sildiler, yüzünü sildiler, ayağında çizmesi, pantolonu yoktu. Eşim yanındakine gözlerini dikerek, 'Ağabey yapma, ağabey yapma' diyordu. Sorumlulardan şikayetçiyiz" diye konuştu.