ANKARA- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üye ve yöneticisi kadınların, "KCK üyesi" oldukları iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi.

 

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşma sonunda 9 tutuklu kadın sendikacıdan 6'sını tahliye etti.

 

Tahliye edilen kadın sendikacıların isimleri şöyle: Canan Çalağan, Nurşat Yeşil, Belkız Yurtsever, Hülya Mendilligül, Hatice Beydilli Kahraman ve Evrim Özdemir Oğraş.

 

Mahkeme, SES Kadın Sekreteri Bedriye Yorgun, Tüm Bel Sen Kadın Sekreteri Güler Elveren ve Eğitim Sen 2 No'lu Şube Kadın Sekreteri Güldane Erdoğan'ın tutukluluk halinin devamın karar verdi.

 

Duruşma 13 Aralık 2012 tarihine ertelendi.

 

DURUŞMA

Duruşmada kimlik tespiti sırasında sanıklardan eski Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Bedriye Yorgun ile Güler Elveren sorulara ''Kürtçe'' cevap verdi. Sanık avukatlarından Öztürk Türkdoğan, sanıkların cevaplarını mahkeme heyetine tercüme etti.

 

Duruşmanın ilk celsesinde savunmalarını yapan sanıklardan Canan Çalağan, iddianamedeki ''yasa dışı örgütün hedefleri doğrulusunda sendikalarda faaliyet yürütmekle'' suçlandıklarını anımsatarak, bunun doğru olmadığını söyledi.

 

Güldane Erdoğan, öğretmenliğinin ilk yılından beri Eğitim Sen üyesi olduğunu ve sendikada aktif görev yaptığını belirterek, iddianamede yasal eylem çağrılarının suç gibi gösterildiğini ileri sürdü. Eylemlerin yasal olduğunu savunan Erdoğan, ''Mesleğimi seviyorum, aktivist olmaya da devam edeceğim. Bu ülkede yaşamayı da seviyorum. Bir yere gidecek değilim, tahliyemi istiyorum'' dedi.

 

Hatice Beydilli Kahraman da Eğitim Sen üyesi olduğunu ve burada çeşitli görevlerde bulunduğunu belirterek, ''Hiçbir zaman yasa dışına çıkmadım, şiddet çağrısı yapmadım. Hayatımın hiçbir döneminde yasa dışı bir örgütlenme içinde bulunmadım'' ifadesini kullandı.

 

İddianamede, üzerinde 3 yaşındaki kızının isminin yazdığı ve içinde fotoğraflarının bulunduğu CD'lerde, ''terör örgütünün görüntülerinin yer aldığının'' iddia edildiğini ileri süren Kahraman, tahliyesini istedi.

 

Diğer tutuklu sanıklar da suçlamaları reddederek, tahliyelerini talep etti.

 

KÜRTÇE SAVUNMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Kimlik tespitleri sırasında Kürtçe konuşan sanıklardan Yorgun ve Elveren, savunmalarını da Kürtçe yapmak istedi. Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, sanıklardan savunmalarını Türkçe yapmalarını istedi. Sanıkların Kürtçe ısrarı üzerine, bu durum tutanağa yazıldı.

 

Avukat Öztürk Türkdoğan, Yorgun ve Elveren'in Kürt kökenli sendikacılar olarak cezalandırıldıklarını düşündüklerini söyleyerek, sanıkların anadilde savunma talebinin kabul edilmesini istedi.

 

Avukat Hikmet Özdemir ''Mahkemeler, toplumda kilitlenmişliğin önünü açar, sorun varsa çözer. Siz öncü olun, bu kilitlenmişliği açın'' ifadesini kullanırken, Avukat Hasan Anlar, iddianamede Kürtçe sloganlara yer verildiğini belirterek, ''Mahkeme bu iddianameyi kabul etmişse, bu dili biliyordur. Kürtçe savunma talebinin kabul edilmesi lazım'' diye konuştu.

 

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Özgür, ''sanıkların, meramlarını anlatacak kadar Türkçe bildiklerini'' kaydederek, ''yargılamanın yüzyüzeliği ve doğrudanlığı da'' dikkate alınarak, Kürtçe savunma taleplerinin reddini istedi.

 

Mahkeme heyeti, Kürtçe savunma yapma ve tercüman bulundurma istemini reddetti. Mahkemenin buna ilişkin kararında, sanıkların soruşturma aşamasında Türkçe ifade verdikleri anımsatıldı, eğitim ve öğretim durumlarına dikkat çekildi ve tercümanla savunmanın yargılamanın yüz yüzeliğine aykırı olacağı belirtildi.

 

Savcı Özgür, savunması alınmayan sanıkların savunmalarının alınmasını ve tutuklu sanıkların bu durumlarının devamını talep etti.

 

Tutuklu sanıkların avukatları ise müvekkilleri adına tahliye talebinde bulundu. Avukatlar, iddianamede müvekkillerinin sendikal eylem ve etkinliklerinin suçlama konusu yapıldığını, haklarında yaklaşık 3 yıl teknik takip yapılmasına rağmen, iddiaları kanıtlar nitelikte delil bulunamadığını anlatarak, tutuklu olmalarının mağduriyete yol açtığını anlattı.

 

Müzakerenin ardından ara kararları açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Nurşat Yeşil, Hatice Beydilli Kahraman, Evrim Özdemir Oğraş, Canan Çalağan, Hülya Mendillioğlu ve Belkis Yurtsever'in tahliyelerine karar verdi.

 

Tutuklu sanıklardan Güldane Erdoğan, Bedriye Yorgun ve Güler Elveren'e ilişkin tahliye talepleri ise ''bu sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunduğu, haklarında istenen cezanın alt ve üst haddi ve adli kontrol kararının yetersiz kalacağı'' gerekçeleriyle reddedildi.

 

'3 ARKADAŞIMIZ HALA REHİN'

Duruşma sonrasında KESK Genel Başkanı Lami Özgen, adliye önünde bekleyen emekçilere açıklama yaptı. "İçimizde buruk bir sevinç var" diyen Özgen, "Üç arkadaşımızı hala rehin olarak tutuyorlar. Onlar özgürlüğüne kavuşuncaya kadar sokakta olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

 

Duruşma için çeşitli illerden Ankara'ya giden KESK üyeleri, illerine dönmek üzere yola çıktı. KESK Ankara Şubeler Platformu üyeleri de, arkadaşlarını karşılamak üzere Sincan F Tipi Cezaevi'ne doğru hareket etti.