Perşembe günü 16. Rus uçağı, Rus yapımı füze savunma sistemine dair ekipmanları taşıyan 16. uçak, Mürted Havalimanı’na indi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başkan Donald Trump’ın birbirleri hakkındaki sıcak mesajlarına rağmen Türkiye’nin S-400 tercihi, iki ülke arasındaki ilişkileri germeye devam ediyor.

Amerikan Savunma Bakanlığı Savunma Projelerinden Sorumlu Müsteşarı Ellen Lord ve Savunma Politikasından Sorumlu Müsteşar Yardımcısı David Trachtenberg’in Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması kararını basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşmasından sonra Ankara, Washington’dan resmi yazılı bir doküman bekliyor.

SAVUNMA SANAYİ BAŞKANI: F35 ORTAKLIK SÜRECİNDEN TÜRKİYE’Yİ DIŞLAMAK TEK TARAFLI ALINABİLECEK BİR KARAR DEĞİLDİR

Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir de yaptığı açıklamada ABD’nin tek taraflı olarak Türkiye’yi projeden çıkartamayacağına vurgu yaptı.

Demir, ‘‘F35 ile ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk şirketleri üzerlerine düşen her türlü yükümlülüğü anlaşmalar çerçevesinde eksiksiz yerine getirmişler ve getireceklerdir. F35 ortaklık sürecinden Türkiye’yi dışlamak tek taraflı alınabilecek bir karar değildir. Bu konudaki haklarımız mahfuzdur. Türk şirketlerine şimdiye kadar olumsuz bir durum ulaşmamıştır, aksine siparişlerine devam etmektedirler’’ dedi.

RUSYA’DAN TÜRKİYE’YE SU-35 TEKLİFİ

Savunma Sanayi Başkanı, Türkiye’nin S-400 sürecini başlattığı günden beri sürdürdüğü ‘‘S-400 almak, F-35’lerden dışlanmaya yol açmaz’’ pozisyonun devam ettiğini teyit etse de Rusya’dan aynı saatlerde Türkiye’ye dördüncü nesil savaş uçağı SU-35 teklifi geldi.

Rus devlet şirketi Rostec'in genel direktörü Sergey Çemezov, ‘‘Türk meslektaşlarımız arzu ederse, biz Su-35 savaş jetlerinin sevkiyatının hazırlıklarını yapmaya hazırız” dedi. Ancak Türkiye’den bu konu ile ilgili henüz resmi bir değerlendirme gelmiş değil.

KALAYCIOĞLU: RUSYA, NATO İÇİNDE SORUN ÜRETMEK İSTİYOR

Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının karşılanmasında ağırlıklı rol oynayan, Akkuyu’da nükleer santral kuran Rusya’nın savunma alanında da Türkiye’nin partneri haline gelmesi Sabancı Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Ersin Kalaycıoğlu’na göre, Türkiye’den çok Rusya’nın lehine bir durum oluşturuyor.

VOA Türkçe’den Hilmi Hocalıoğlu’nun haberine göre sorularını yanıtlayan Profesör Kalaycıoğlu, ‘‘Rusya’nın buradaki tek amacı NATO’yu bölmek ya da ittifakta bir gedik açmak. Moskova, NATO içinde sorun üretmek istiyor. Başta Kırım olmak üzere Ukrayna’nın genelindeki yayılmacı politikalara tepki gelmemesini de bu yolla sağlıyor. Biz de buna yardımcı oluyoruz. Biz neden S-400 almak zorunda kaldık? ‘Doğu Akdeniz’de kuş uçurtmayacağız’ deniyor. Böyle denince savunma değil saldırı amaçlı alınmış gibi algılanıyor. Hani S-400’leri savunma amaçlı alıyorduk? Altıncı Filo’yu mu vuracağız? NATO müttefiki mi tehdit ediyor? Onunla mı savaşacağız? Doğu Akdeniz’deki sorunlar, uluslararası hukuk ve diplomasiyle çözülmeli. Neden yumuşak güç değil de kaba kuvvet kullanmayı düşünüyoruz. Mısır, Suriye, İsrail, Lübnan, G. Kıbrıs, Yunanistan bunların hepsiyle neden sorunluyuz? Bu sorunların birçoğunu dış politikamız üretti. Üstelik Doğu Akdeniz’deki tezlerimizi yalnız bunlar değil Rusya da kabul etmiyor. Neden kendimizi bu noktaya sıkıştırdık anlaşılır bir şey değil’’ dedi.

KALAYCIOĞLU: CAATSA YAPTIRIMLARI DEVREYE GİRERSE ÇOK DAHA VAHİM SONUÇLAR ORTAYA ÇIKAR

Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi, Türkiye’nin F-35 programının dışında bırakılmasının ihracata birçok maliyete olacağını söylerken asıl büyük krizin CAATSA yaptırımlarının devreye girmesi halinde meydana geleceğini belirtiyor.

‘‘CAATSA denen yasa muazzam bir çoğunlukla çıktı. Temsilciler Meclisi’nin 435, Senato’nun 100 üyesi var. Sadece dokuz, Temsilciler Meclisi üyesi ve iki senato üyesi aleyhte oy verdi. Dışişleri Bakanı ve Maliye Bakanı bu konudaki uygulamayı yürütmek durumundadır. Benim bildiğim bu konuda bir uygulama Çin’e karşı yapıldı ve dokuz ay sürdü. CAATSA devreye girecek olursa Pentagon’un aldığı karardan daha vahim ve daha kapsamlı sonuçları olacak bir süreç oluşur. Ve bundan Türk-Amerikan ilişkileri çok ciddi olarak negatif etkilenir. Türkiye’nin F-35’den çıkarılması ise buradaki üretici firmalara olumsuz yansır. Çünkü 100’lerce parça üretiyorlar. Ayrıca bununla ilgili know-how akışı biter, sanayide işsizlik olur. Bu uçak arada Yunanistan’ın da olduğu başta NATO üyelerine verilir. ABD’nin Güney Kıbrıs’a askeri yardım yapmaması kararı kaldırılması konuşuluyor. Tüm bunlar Doğu Akdeniz ve Ege’deki güç dengesini aleyhimize gelişmesi sonucunu verebilir. Bunun ötesinde Rusya’dan başka silah temini NATO ile ilişkileri daha da karmaşık hale getirecektir. Benim bildiğim NATO’dan çıkartılma yok ama kimileri NATO’dan çıkmayı konuşuyor. Yarın Rusya ile ilişkiler bozulursa bu ülkeye nasıl direneceğiz? Bunlar hesap ediliyor mu? Bu kararlar çok kısa dönemli milliyetçi hamasetlerle alınamaz. Türkiye, tehlikeli noktaya sürükleniyor.’’

GÜLLER: TÜRKİYE’DE BİR EKSEN KAYMASI YOK, ABD SERT YAPTIRIM UYGULARSA TÜRKİYE KÜRECİK VE İNCİRLİK ÜSLERİNİ KAPATMALI

Amerikan Hegomonyası’nın Sonu adlı kitabın yazarı da olan Cumhuriyet dış politika yazarı Mehmet Ali Güller, Amerika’nın Türkiye’yi gözden çıkaramayacağını söylese de Washington’un sert yaptırımlar uygulaması halinde Ankara’nın da NATO üslerini kapatması gerektiğini düşünüyor.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Güller, şöyle konuştu:

‘‘Türkiye-Amerika ilişkilerinde S-400 meselesi, çok köklü bir kopmaya neden olmayacaktır. Ben ABD’nin Türkiye gibi bir ülkeyle köprüleri atacağını sanmıyorum. Bana kalırsa S-400 almış bir Türkiye’yi kaybetmesi daha vahim sonuçlar doğurur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin NATO dışı kuvvetleri var. Ben S-400’leri de NATO dışı kuvvet olarak konumlayıp orta yol bulacağını düşünüyorum. Bu tercih Türkiye için bir eksen kayması olarak değerlendirilmemeli. Ben eksen kayması olarak görmüyorum. Türkiye, dünyaya uyuyor. Dünya Atlantik merkezinden, Asya-Pasifik’e dönüyor. Ekonomin merkezi Asya-Pasifik, doğal olarak siyasetin merkezi de oraya kayacak. Bütün dünya yönünü Asya-Pasifik’e çevirdiği bir ortamda Türkiye’nin çevirmesi de gayet normal. Mevcut Amerikan Kongresi’nin CAATSA yaptırımı uygulayacağını biliyoruz. Bunun ne kadar sert olup olmayacağını zaman içinde göreceğiz. Dolayısıyla Türkiye’nin atacağı adımlar, ABD hamleleriyle doğru orantılı olacaktır. ABD, Türkiye’yi sıkıştırmaya kalktığı taktirde Türkiye’nin de İncirlik üssü ve Kürecik radar üssünü kapatarak cevap verme hakkı vardır. Kürecik radar üssü, İran’a karşı Amerikan gözü. Ayrıca İsrail’in güvenliğini sağlayan bir göz. Türkiye için zaten sakıncalı. ABD daha sert yaptırımlara giderse Kürecik ve İncirlik’i kapatarak yanıt vermelidir’’

‘TÜRKİYE, MİLLİ UÇAK YAPIMINI HIZLANDIRMALI’

ABD’nin Türkiye’yi F-35 programından çıkarmasını ‘‘cezalandırma değil, iyilik’’ olarak değerlendiren Güller’e göre, bu durum Türkiye’nin milli savaş uçağı yapımını hızlandırmalı.

‘‘Türkiye’nin S-400’leri satın almasının ardından ABD tarafından F-35 projesinden çıkarılması aslına bakarsanız bir cezalandırma değil, aksine iyiliktir. Türkiye Hava Kuvvetleri mevcut haliyle yüzde 75-80 oranında ABD’ye bağlı hatta bağımlıdır. 5 nesil uçaklarda F-35 tercihi ile birlikte bu oran yüzde 100’e ulaşacaktı. Birçok bölgesel tehditle karşı karşıya olan Türkiye açısından bu durum iyi değildi. Üstelik F-35’lerle ilgili kaleme alınan birçok raporda bu uçaklarla ilgili ciddi aksaklıklar olduğu görülüyor. Kanada’nın bile bu nedenle F-35 Türkiye açısından hayat memat bir mesele değildir. Türkiye, artık ‘milli uçak’ rotasına girmelidir.’’

Kaynak: Amerika’nın Sesi