Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Büyükada’da altı hak savunucusunun tutuklanması, dördünün de adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Bianet’in haberine göre, tutuklamalara tepki gösteren Tanrıkulu, “Yaşamları boyunca sadece insan hakları savunuculuğu yapmış bu isimler hakkında hazırlanan savcılık iddianamesi tam bir hukuk garabetidir. Zorlama suçlamalarla, hiçbir delil sunmadan yapılan yargılamaya olsa olsa yargısız infaz denir. Böylece hem 15 Temmuz’un yıldönümü için siyasi malzeme üretilmiş hem de ihlallerin doruk noktaya ulaştığı bir dönemde insan haklarını savunanlara gözdağı verilmek istenmiştir.

Tanrıkulu açıklamasında özetle şunları dile getirdi:

“10 insan hakları savunucusu hakkında, ‘silahlı terör örgütüne üyelik’ suçlamasıyla (TMK 314/2) tutuklama talebinde bulunuldu. Fakat tutuklanma gerekçesinde gösterilebilen değil bir tek silah, örgüt bile yok. Bu kişiler, sadece insan haklarını savunan ve yasal olarak kurulmuş, faaliyet gösteren kurumların üyeleri.

Üstelik de, birçok sivil toplum kuruluşunun yaptığı gibi, devletin çeşitli organlarıyla beraber çalışmışlar ve çalışıyorlar. Aralarından bazılarını iktidar da çok yakından tanımaktadır. Çünkü insan hakları savunucuları bir zamanlar AKP üyeleri haksızlığa uğradığında onların da hakkını savunmuşlardı.

‘BU YARGILAMAYA ‘YARGISIZ İNFAZ’ DENİR’

Yaşamları boyunca sadece insan hakları savunuculuğu yapmış bu isimler hakkında hazırlanan savcılık iddianamesi tam bir hukuk garabetidir. Zorlama suçlamalarla, hiçbir delil sunmadan yapılan yargılamaya olsa olsa yargısız infaz denir.

İnsan hakları savunucularının tutuklanması, 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü dolayısıyla iktidarın yaratmak istediği komplo teorilerinden bağımsız değildir. Darbe girişiminin yıldönümünde insan hakları savunucularının açık bir toplantısını hedef seçerek onları ajanlıkla suçlamak ise iktidar ve medyası açısından planlanarak yapılmış bir operasyondur.

Böylece hem 15 Temmuz’un yıldönümü için siyasi malzeme üretilmiş hem de ihlallerin doruk noktaya ulaştığı bir dönemde insan haklarını savunanlara gözdağı verilmek istenmiştir.

Büyükada’da gözaltına alınan insan hakları savunucuları Özlem Dalkıran, İdil Eser, Günal Kurşun, Veli Acu, Ali Garawi ve Peter Steudtner’in tutuklandı. Nalan Erkem, İlknur Üstün, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli’nin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.