2021 Yılı Bütçesinin TBMM’de tartışılmasının canlı olarak yayınlanması isteği, AKP ve MHP oylarıyla kabul edilmedi.

Bütçe Yasası gibi önemli bir yasanın Yasama Organında tartışılması ülke insanından gizlenmeye çalışılıyorsa, burada halkın bilmesinden, öğrenmesinde korkulan bir şeyler var demektir.

Ülkenin harcamalarını, gelir kaynaklarını saptayan yasa durumunda olan Bütçe Yasası, anne karnında olan bebekten, ölen insanın toprağa konulmasına dek her yurttaşı ilgilendiren bir konu.

Bir yerde, bir konuda gizlilikler varsa, gizlilik özlemleri görülüyorsa, orada kirliliklerin olduğu açıktır. Gizlilik, kirliliğin ikiz kardeşidir.

Tüm uluslararası değerlendirmelerde ülke ekonomisinin çok kötüye gittiğinin tartışıldığı bir dönemde, her şeyin açıklık içinde, toplumun tüm paydaşlarınca tartışılması gerekirken, Bütçe Yasası gibi çok yaşamsal bir yasanın bu tartışmalar arasında bulunması kaçınılmazken, bu yasanın hazırlanmasının kamuoyundan kaçırılmaya çalışılması üzücü.

Bu tutum bir karanlık dönemden geçildiğini göstermekte. Karanlık tünelin ucunun ışıklı yollara çıkabileceği konusunda bir umut belirtisi de yok.

Bu ülkenin Yasama Meclisinde, yaşamsal bir konu olan ülkede uygulanacak bütçenin görüşülmesinin ülke halkından gizlenmesi, bir kaçışın, kirliliğin göstergesinden başka bir iş olmasa gerek.

Bütçe Yasasını Resmi Gazete’de yayınlamadan, açıklık kazandırmadan uygularlarsa şaşırmamak gerek. Yasaların, Anayasanın rafa kaldırıldığı bir süreçte, neyin, nasıl olacağını önceden kestirmenin olanağı yok.

Bütçe Yasası, ülke insanı için hazırlanır. Ülke insanı için hazırlanan bir yasanın, TBMM’de görüşülmesinin canlı olarak yayınlanmasına neden kısıtlama getirilebilir? Bunun ülke insanının yararına değil, gizli-saklı amaçları olanların yararına işleyecek bir süreç olacağı açıktır. Bir yasa ülke insanının yararı için hazırlanmaktaysa, bunu ülke insanının tümüne açık, seçik duyurmak gereklidir.

Kimin ne kadar üreteceğini, kimlerin ne kadar tüketebileceklerini, nelerin üretilip nelerin tüketileceğini Merkezden Yönetimin Bütçesi belirleyecek. Bu durum ülke insanının ekonomik yönden kuşatıldığının göstergesi. Ülkemizde bu çarkın her zaman, küçük farklılıklarla hep böyle döndüğü bilinmekte.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uygulamaya girmesiyle Hazine Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı birleştirilirken, bakanlık bünyesindeki bütçeye ilişkin görevler Cumhurbaşkanlığınca üstlenildi.

Kamu maliyesi ilkelerinin uygulanmasına ilişkin yöntemler ve ilkeler cumhurbaşkanı tarafından belirlenerek izlenmekte. Kamu Yönetimleri, bütçelerinin verimlilik göstergelerine uygunluğu ve idarelerin bu çerçevede yürütecekleri çalışmalar cumhurbaşkanının yetkisinde olacak.

Böyle bir işleyişte, yurttaşların yazgıları devletin elinde demektir. Devlet neyi uygun görürse o yapılacak, uygun görmedikleri yapılamayacak. Yapılabilecekler, yapılamayacaklar parasal olanaklarla sınırlı olduğu için, bunların kararı Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenecek. Yurttaşlar tam anlamıyla edilgen. Bir yıl içinde ülkede neler harcanacağı, nerelere harcanacağı, kimlerin ne ölçüde devletin giderlerine katılacağı Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenecek. Yurttaşların bu konuda hiç söz hakları olmayacak demektir.

Halk yığınlarının kendilerini yönetme hakkını kullanmalarından uzak tutulmasının somut bir örneğinin sergilendiği gözlerden kaçmamakta.

Açıklık demokratik yönetimlerin, gizlilik demokrasi dışı yönetimlerin belirgin özellikleri arasındadır. Demokratik yönetimlerde insan hak ve özgürlükleri, baskıcı yönetimlerde insanların acıları yeşerir.