Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Vedat Dolukay Konferans Salonu’nda gerçekleşen HDP Ankara İl Örgütü’nün 3’üncü Olağan Kongresi’nde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yarısı cezaevinde olan bir siyasi parti olarak ayakta durduklarını söylen Buldan, “Meydanlarda da, parlamentoda da, cezaevinde de yaşamın her alanında inadına barış ve demokrasi demeye buradan devam edeceğimizin sözünü veriyoruz. Biliyoruz ki cezaevlerinde binlerce yoldaşımız bizim verdiğimiz mücadeleye bakıyor. Yaptığı tüm zalimlikleri özellikle yüzlerine vurulduğu bir süreçte AKP hükümetinin Kürt halkı başta olmak üzere Türkiye’deki muhalefete, demokrasi haykıranlara nasıl davrandığını hepimiz görüyoruz. Mazlumun zalime karşı dimdik ayakta olduğu bir dönemi yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Buldan, “Eğer bir yerde zalimlik giderek artıyorsa, zalimin sonu giderek yaklaşıyor demektir. AKP’ye de yolun sonu görünüyor. Çok değil yakın bir gelecekte tek adam rejiminin ne hale geldiğini göreceğiz. Kendi içerisinde bölünen ve parçalanan AKP’nin artı bu ülkeyi yönetemediğini ve pes edeceğini biliyoruz” dedi.

‘O KİLİT HENÜZ İCAT EDİLMEDİ’

Kürt halkının nefes almasını engellemeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıya olduğunu ifade eden Buldan, “Ancak HDP ile Türkiye’de demokratlar ve demokrasiyi haykıranlar var olduğu sürece, bu zalimlerin gideceği günler yakındır. Partimize ve demokratik siyasete kilit vurmak isteyen siyasetin varlığını biliyoruz. HDP’ye vurabilecek bir kilit henüz icat edilmemiştir. Bize kilit vurmak isteyenler o kilidi ancak kendilerine vurabilirler. Artık kendi içlerinde yavaş yavaş dağılmaya doğru giden bir yolda AKP hükümetinin 18 yıldır bu ülkede yapmış oldu zalimlikler ve baskı politikalarının ilk sandıkta düşeceğinin müjdesini size vermek istiyorum” şeklinde konuştu.

‘ARTIK BU ÜLKEYİ YÖNETEMİYORLAR’

Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Artık bu ülkeyi yönetemiyorlar. Ekonomik kriz başta olmak üzere kutuplaşma, hırsızlık, yolsuzluk, yoksulluk ve her şey AKP’nin yönettiği 17 yıllık bu dönemde baş göstermiştir. Bu ülkeyi hırsızlıkla, inkarla ve Kürt halkını yok soymakla yönetiyorlar. Kürtlerin, barış isteyenlerin, demokrasi isteyenlerin taleplerini görmeyenler, önünüze koyulacak olan ilk sandıkta gidecekler. Bu ülkeyi yönetemediklerini şuradan biliyoruz; her gün tutuklama, gözaltı ve tasfiye operasyonlarıyla yaratmış olduğu krizi örtbas örtme peşindeler.

‘ELİNİZİ KÜRTLERİN ÜZERİNDEN ÇEKİN’

Komşu ülkelerde de kendi barışlarını yapamadıkları için çatışmalı sürecin önünü açtılar. Kürtler nerede olursa olsun, ister Türkiye’de ister komşu ülkede olsun, Türkiye’yi yönetenlerin hedefi haline geldiler. Suriye’ye yapılan operasyonu bunun bir göstergesidir.

Orada yaşayan Kürt halkının ve tüm halkların birlikte beraber kardeşçe yaşadığı bir ortamı bozmak, demografik yapıyı alt üst etmek kimsenin haddine değildir, buna kimsenin hakkı yoktur. Artık elinizi Kürtlerin üzerinden çekin.

Artık Kürtler üzerinden siyaset yapmayı kendinize yol yapmaktan vazgeçin. Kürtler her yerde yüz yıllardır barış mücadelesi verdi ancak yüz yıldır bu coğrafyada her zaman Kürtler yok edildi, katledildi. Ama şunu bilsinler ki; yüzyıldır bu ülkede Kürtler hep direndi, bundan sonra da direnmeye devam edecek.

‘İLK SANDIKTA TOKADI YİYECEK’

Her zaman bedel ödeye ödeye kazandık. Ama sonunda mutlaka kazanacağız. AKP hükümetinin ülkeyi yönetemediğinin göstergesi olarak ekonomik krizin yanı sıra, çökmüş bir adaletten bahsetmek gerekiyor. Özellikle intiharlardan bahsetmek gerekiyor.

İnsanlar geçinemedikleri için yaşamlarına son veriyor. İnsanlar aş istiyor bunlar ise Türkiye halklarını önüne Suriye’yi koyuyor. Kadınlar her yerde öldürülüyor. AKP kadına yönelik şiddeti durduracağına S-400’lerin yanına F-35’leri alacağını söylüyor.

Türkiye toplumu ne talep ederse AKP tam tersini yapıyor. Kürt halkı irademiz gasp ediliyor diyor, AKP gasp etmeye devam ediyor. Her gün bir belediyemiz hırsızlıkla ve talanla AKP hükümetinin seçimle elde edemediği yerlerde halklarımızın iradesi gasp edilerek başka bir yere devrediliyor.

Kayyumlar şunu bilsinler: 31 Mart tarihinde Kürt halkı sandıkta size iyi bir ders vermişti. Kurulacak ilk sandıkta en büyük tokadı kayyumlar ve AKP hükümeti yiyecektir. Çünkü halkın üzerinde hiçbir güç olamaz. 31 Mart’ta sadece Kürdistan’da göstermedik. Aynı zamanda büyükşehirlerde de halkın iradesinin üzerine kimsenin çıkamayacağını gösterdik. 23 Haziran İstanbul seçimleri milat idi.

‘KÜRTLER AKP’NİN OYUNUNU DA BOZAR’

Hem 31 Mart hem 23 Haziran seçimlerinde Kürtler ve muhalifler oyunu bozdular. Şunu gösterdik, Kürtler ve Türkiye’deki muhalefet ne isterse yapar. Kürtler oyunu bozabilirler. AKP’nin oyununu bozmaya devam edeceğiz.

Biz biliyoruz ki AKP’nin tasası Türkiye toplumu ve halkları değil, kendi yandaşlarıdır, Simit Sarayı’dır. Biz biliyoruz ki bunları gerçekleştirdiği zaman kendi yandaşlarına trilyonlarca para aktarıp peşkeş çekecekler. İstanbul’daki talana da Kürdistan’da ki talana da hep birlikte karşı çıkmaya devam edeceğiz.

‘AKP’YE YOLUN SONU GÖRÜNDÜ’

Eğer bir yerde zalimlik giderek artıyorsa, zalimin sonu giderek yaklaşıyor demektir. AKP’ye de yolun sonu görünüyor. Çok değil yakın bir gelecekte tek adam rejiminin ne hale geldiğini göreceğiz. Kendi içerisinde bölünen ve parçalanan AKP’nin artı bu ülkeyi yönetemediğini ve pes edeceğini biliyoruz.

Ancak bunun için Türkiye halklarının omuz omuza mücadelesiyle gerçekleşeceğini de biliyoruz. Zor zamanlarda eğer el ele verirsek başaramayacağımız, kazanamayacağız hiçbir şeyin olmadığını gördük. Bu mücadelenin sonunda bizler olacağız. Yeter ki dayanışma ve mücadeleyi büyütelim.”