Yerel seçimler yaklaşırken sistem partileri ve adayları hangi suçları işlediler yada işlemeye devam edecekler?

Bu soruya verilecek cevapları, bildiğimiz siyasi polemiklerin dışında konuşmak; caba sarf etmek için yeni sorular sormanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Roma -Bizans Dönemine ait birçok tarihsel doku Osmanlı zamanında neden yok sayılmak istendi?

Ayasofya kilisesi neden cami olarak kullanılmak istiyor?

Cumhuriyet kurulduktan sonra homojen bir Türk ulusu yaratılmak istenmesi kentleşmenin esas belirleyicisi olabildi mi?

Kemalist ideolojinin devletleştiği dönem kentlerin yapılanmasına nasıl yansımıştır?

Türkiye’de kendi iç dinamiği ile gelişmeyen kapitalizmin, montaj sanayi ağırlıklı olması nedeniyle, feodal üretim ilişkileri ile iç içe gelişen çarpık kapitalist sistem, kentlerin yapılanması dâhil her türlü sosyal, kültürel farklılıkları aynı şehirlerde nasıl buluşturdu?

Bütün kentler sermaye tarafından nasıl kuşatıldı? Kentsel dönüşüm adı altında mahalleler, sokaklar, bakkal, berber, kasap velhasıl yaşamı var eden her şey neden yok edildi?

Toplu konut projeleri neden devreye sokuldu?

Rezidanslar ve plazalarla kent merkezlerini işgal edilmesinin önü neden açıldı?

Ulus devletin şirket devlete dönüşüm süreci aynı zamanda kentlerin şirketlere teslim edilme sürecine nasıl dönüştü?

İnsanlar kentlere neden akın ettiler?

Köyler neden hızla boşaldı?

Bugünün faşo ağası kim?

Müslüm babanın konserine akın eden insanlar nerden geldi? Nere gittiler? Ve şimdi ne yapıyorlar?

Aşağıdaki fotoğrafın hafızamızdaki hatırası ne ?

Ve sonuçta kentler İşçi sınıfını çoğalttı, emek sömürüsü sermayeyi büyüttü.

Her yeni rejim tasfiye ettiği eski rejimin hafızasını ve tarihsel izlerini yok sayacak zihniyete sahiptir. İktidar sahiplerinin kendi otoritelerini egemen kılmanın bir aracı olarak kenti asimile etmeyi hedeflerler

Bu suç makinesiyle hesaplaşmak, makineyi inşa eden siyasal güçlerin ‘’hukuk’’ diye tarif ettikleri kanunlar, yasalar ve mahkemelerle mümkün değildir. Hukukun üstünlüğü toplumsal vicdanın toplumsal bir eyleme dönüşmesiyle sağlanır.

Hayal ettiğim örgüt, uğruna mücadele ettiğim ülkenin en küçük modeli olmalıdır. Suç makinesinin yarattığı insan olmak istemiyorsak mücadeleye kendimizden başlamamız gerekiyor. Her birey başlı başına bir mücadele alanıdır. Bütün hikâye mücadele alanlarını, hayallerimizi, toplumsallaştırabilmektir.

Sömürgeci siyasi iktidarın çizdiği sömürgeci kent anlayışının dışında kalmaya çaba göstermek, bugün için en devrimci, en demokrat gerçekçi görevdir. İçi boşaltılmış olan devrim kavgamızın yeniden, yeniden inatla üretilmesidir.