Bugüne kadar, bu zalim AKP rejiminde Alevifobinin ne boyutlara ulaştığını yazmaya, bu ülkenin demokratikleşmesi önünde nasıl ciddi bir engel olduğunu dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Bu ülkenin esas sorunu Alevifobidir diyen ve bunu gündemde tutmaya çalışan, sayıları çok da fazla olmayan hakiki demokratlar, iktidar dalkavukları tarafından sorunu büyütmekle, hatta AKP'nin Alevilerin sorunlarını çözmedeki samimiyetine cevap vermemekle suçlandı. Fakat, tanımadığı bir hemşerisinin cenazesi için gittiği cemevinde polis kurşunu ile öldürülen mazlum Uğur Kurt'tan sonra ne desek, ne yazsak boş. Bir insanın kutsal saydığı ibadethanesinde devletin kolluk güçleri tarafından öldürülmesinin korkunçluğuna mı yanmalı, bunun toplumda bir infial yaratmamasına mı, bilemiyoruz. Bütün o lafta demokrat, esasında AKP kalemşörü, dalkavuk yazarların bu konuda tek kelime yazmaması ise artık Alevileri yaralamıyor bile... 

Evet, belki henüz tam kavranamadı, ama bir ibadethanede bir masum öldürüldü. Benzer bir olay bir camide olsaydı, neler olabileceğini bir düşünün. Gezi'de, camide içki içildi yalanı ile çıkartılan gürültüyü düşünün ki hep beraber daha çok utanalım. O iktidarın yalanıydı, ama şu utanç verici bir gerçek: Bu devletin kolluk güçleri Alevilerin kutsal mekanında masum bir Alevi gencini katletti. Oğlu onu sadece omuzlarındaki fotoğrafı ile hatırlayacak. O fotoğrafın altına, ‘bu zalim, yezit, faşist rejim babamı benden almadan önce’ yazacak.

Evet, bir Alevi genci ibadethanede hunharca öldürüldü ve ne yer yerinden oynadı, ne de hayat durdu. Yalnız bırakılmaya alışkın Aleviler bu acıyı da yalnız yaşadılar. Bugüne kadar hayatında eyleme katılmamış Alevi dedelerinin, yaşlılarının katıldığı 25 Mayıs protesto mitingine, Alevilerin kadim dostu, bazı sosyalist gruplar ve mazlumların her daim destekçisi, vefalı Çarşı grubu dışında ciddi bir katılım bile olmadı. Masum Uğur Kurt'un öldürülmesini protesto etmek için Şişli meydanından, yine zamane yezitlerinin aramızdan aldığı Hrant Dink'in öldürüldüğü Agos gazetesinin önüne yürüyen bu ülkenin yok sayılan, yalnız Alevileri bu ayrımcı, mezhepçi rejime ve onun efendilerine şu mesajı verdiler: Küfür niyetine Kızılbaş, Ermeni, Rum, İsrail dölü diyen o ayrımcı zihniyetiniz karanlıktır. Ya bu karanlık zihniyeti sorgulayıp, ötekileştirdiklerinizi eşit yurttaşlar olarak tanıyacak, ya da her zalim rejim gibi yıkılıp gideceksiniz.