İbrahim Yaylalı / Demokrat Haber Roboski

Fransa'da öldürülen üç Kürt kadın siyasetçinin törenlerinde güvenlik güçlerinin son derece "hassas ve müteyakkız" olacağını ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Siyasetçilerin de aynı hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz. Bu süreç bir turnusol kağıdıdır. Bir samimiyet sınavıdır. 75 milyon kimin nerede durduğunu bu süreçte daha net olarak görecek ve eminim ki en güzel şekilde de takdir edecektir" demişti.

Başbakan’ın bu sözlerine 34 gençlerini savaş uçaklarının bombalarına kurban veren Roboskili ailelerden yanıt geldi.

Roboski’de hayatını kaybedenlerin aileleri ve dostları, bundan sonra belli periyotlarla, yaşanan katliamın faillerinin ortaya çıkarılması süreçlerini değerlendirerek "perşembe günleri değerlendirmeleri" yapma kararı aldılar.

Roboski’de kar altında toplanan gruptan insan hakları savunucusu ve barış aktivisti İbrahim Yaylalı ilk sözü aldı ve “Bu perşembe değerlendirmesi açıklamasını, katliamda yaşamını yitiren Serhat Encü'nün ağabeyi Veli Encü okuyacak” diyerek sözü Veli Encü’ye bıraktı.

Veli Encü 55. hafta perşembe değerlendirmesinde şunları dile getirdi:

Biz Roboski aileleri, faillerinin bulunamadığı, adaletin sağlanamadığı  bu hafta da, yani 55. hafta da çocuklarımızın huzurunda adalet arayışımızı sürdürmeye devam ediyoruz.

Bir seneyi geçkin bir süredir, ne yargı sisteminden, ne de burada yaşanan katliamı araştırmak  için oluşturulan TBMM komisyonundan hala bir ses çıkmadı. Yargıdan olmasa bile, dönem dönem ürkekçe ve çok alttan sessizce bile olsa TBMM’nin oluşturmuş olduğu komisyon üyelerinin failleri işaret eden sözlerine şahit oluyoruz.

Ürkekçe bile dile getirilse, dile getirilen sözler ve imalar bize sürekli Ankara’yı gösteriyor. Biz Roboski aileleri olarak soruyoruz. Bizim çocuklarımızın faillerinin bulunamamasında bunun ne kadar etkisi vardır?

Yargı mekanizmasının ağır işleyeceği göz önünde bulundurularak, TBMM tarafından oluşturulan komisyon üyeleri yer yer bu tür açıklamalar yaparken neden hala bir sonuç ortaya çıkmamıştır? Komisyon çalışmaları sonucu ortaya çıkan rapor neden sürekli ertelenip, kamuoyu ile paylaşılmamaktadır?

Yapılan açıklamalar eğer bizim adalet arayışımızda  bir rehavet oluşturmak ve oyalamak içinse, şu iyi bilinmelidir ki Roboski ailelerinin adalet arayışı, failler yargı marifetiyle ortaya çıkartılıncaya kadar, yaşadığımız katliam aydınlatılıncaya kadar devam edecek.

BU SÜREÇ HÜKÜMET İÇİN TURNUSOL GÖREVİ GÖRECEK

Biz Roboski aileleri olarak diyoruz ki, bu süreç hükümet için turnusol görevi görecek bir süreçtir. Hükümet her fırsatta toplumsal barış için hareket ettiğini ve barış sürecine katkı sunmak için her türlü çabayı sarf ettiklerini ama savaş isteyenlerin bu süreci sabote ettiğini açıklıyor.

Bu hükümet için bulunmaz bir fırsat, 19 0cak 2007’de yaşanan Hrant Dink katliamı,28 Aralık 2011’de yaşanan Roboski katliamı ve Paris’te katledilen üç Kürt kadın siyasetçinin katledilmesi, açıkça savaş isteyen ve halkların bir arada yaşama duygusunu sönümlendirmek isteyen güçlerin işidir. Eğer hükümet olarak ben bu güçlere dahil değilim diyorsa ve barış istiyorum diyorsa, bu fırsatı hükümetin iyi kullanması ve bu üç katliamın gerçek faillerinin aydınlatılması için her şeyini seferber etmeli.

Katliamdan bu yana bizim burada yaşadıklarımız ve gördüklerimiz, hükümetin tavrının bu olayı çözmede hiç de istekli olmadığı yönünde. Bu anlamda faillerin ortaya çıkarılması için yapılan tüm çalışmaları ya engellemeye dönük çaba içerisinde, ya da cezalandırma içerisinde tutum sergilemekte. Burada devletin kaymakamından tutun da askerine kadar, faillerin bulunması yönünde bir çaba sarf etmek yerine, Roboski aileleri olarak bizi her gün yeni bir tehdit veya ceza ile karşı karşıya bırakıyorlar.

Biz Roboski aileleri olarak bir kez daha devlete çağrıda bulunuyoruz. Gerçekten toplumsal barışı istiyorsanız, zamanınızı Roboski ailelerini tehdit ve cezalandırma ile değil, bir an önce yaşadığımız katliamı ve diğer saydığımız katliamların faillerini ortaya çıkarmaya harcayarak sağlayabilirsiniz.

GAZETEYE KONUŞANA CEZA

Bir hafta önce Milliyet gazetesinden Namık Durukan’ın haberi sebebiyle, katliamdan sağ kurtulan Servet Encü ve onun beraberinde 3 akrabamız 2’şer bin TL idari para cezasıyla cezalandırıldı. Bundan 8 ay önce aynı yöntemle ben dahil olmak üzere Roboskili 5 aile devlet tarafından aynı yaptırıma maruz kaldık. Kamuoyuna şu soruyu bir kere daha soruyoruz, Gazeteci Namık Durukan her hangi bir cezai yaptırıma maruz kalmaz iken bizim bu yaşadıklarımızı nasıl değerlendirmeliyiz?

Biz Roboski’li aileler olarak diyoruz ki, iki gün sonra katledilişinin 6. Yıl dönümü olacak olan Hrant Dink katliamı aydınlatılmazsa failleri açığa çıkartılamazsa, Roboski katliamının da failleri bulunamaz, Roboski katliamının failleri açığa çıkartılamazsa ve aydınlatılamazsa, Paris’te katledilen üç kadın siyasetçinin de failleri hep karanlıkta kalacaktır.

Çocuklarımızın failleri açığa çıkarılıp yargılanıncaya kadar adalet arayışımız devam edecek.