Zeki Demirkubuz, Beşiktaş aşkını, "Beşiktaş maçına gitmemem için ölümcül bir şey olması lazım" sözleriyle anlattı. "Benim Beşiktaş'la bağım onun en sorunlu olduğu zamanlarda daha çok yükseliyor" diyen Demirkubuz, şöyle devam etti: 90'lı yıllarda bir Doçent bir araştırma yapmıştı. "14 sene şampiyon olamayıp da taraftarı artan takım" diye... Taraftarlığı anlamlandırmak kolay değil. Çünkü meselenin akıl dışı bir yanı var. Yıldırım Demirören gibi bir adam 8 sene bu kulübü yönetti. Benim gibi kendini koruyan, kibirlilik derecesinde kendisiyle ilgili birisi, "Yav Yıldırım Demirören kim? Benim bununla ne işim var?" demeden, 8 sene o maçlara gittim. Şimdi de iyi bulmuyorum Beşiktaş'ı, Samet Aybabayla falan olmaz, ama bunun farkında olarak gidiyorum yine maçlara. Bu takımı tutmazsa hiçbir şey yapamayacak bir adam da değilim ben.

FİLMLERİMİ FESTİVALLERE KESİNLİKLE GÖNDERMEM

Festivallere katılmayacağını açıkladığı tweetleriyle gündem yaratan Demirkubuz, o açıklamasını da şöyle anlattı: Benim filmlerimde oyuncular büyük fedakarlıklar yaptı. Taner Birsel, Derya Alabora, Engin Günaydın... Ben “Bu insanlar neden benim filmlerimde oynuyorlar? Zaten filmler iş yapmıyor, filmi festivallere de göndermezsem ne olacak” diye düşünüyordum. Ancak artık bazı şeyler birikti ve ben de filmlerimi festivallere göndermeme kararı aldım. Bugüne kadar bana, Kader filmime, Masumiyet filmime çok fazla şey yapıldı.

“BİZE SÖVÜYOR” DİYEREK ÖDÜLÜ GERİ ALDILAR

Kader'e Antalya Film Festivali'nde en iyi film ödülünü veriyorlar. Oylama bitiyor, jüri başkanına sonuçları teslim ediyorlar. Ertesi gün jüri başkanı “Bir daha toplanacağız, ödülü bu filme vermeyeceğiz” diyor. Fatih Özgüven olmasa ödülü geri alacaklarmış. Daha da korkuncu Masumiyet filminde yaşandı. O zaman ben festivale bile gitmemiştim. Ödül aldığımı İstiklal'de çekirdek alırken gördüm. Film yine birinci seçilmiş, ertesi gün biri “Bu adam bize, Yeşilçam'a sövüyor” deyip insanları toplamış. Ödülü geri aldılar ve Hamam'a verdiler. Bunu herkes biliyor ama kimse çıkıp konuşmuyor. Ben de bu olanlardan artık çok sıkıldım.

JÜRİLER SİNEMACI OLMAYANLARDAN YAPILSIN

Ben ödül alsam da almasam da benim için değişen bir şey yok. Ben artık bu konuya kafa patlatmıyorum, filmlerimi göndermeyeceğim. Yine de bugüne kadarki tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim: Bizde sinemacılar henüz birbirlerini değerlendirecek gibi değil. Bu nedenle jüri sinemacı olmayan insanlardan yapılabilir belki.