Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, İngiltere’nin daha önce kredi notu 'durağan' seviyede olan kredi notunu düşürüp 'negatif'e çekti.

İngiltere'de yapılan referandumla Avrupa Birliği'nden (AB) çıkma (Brexit) kararı alınması üzerine uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, kredi notunu düşürme kararı aldığı belirtiliyor.

Moody's referandum sonucunun 'belirsizlik sürecinin uzamasına' neden olacağını söyledi.

Kuruluşun açıklamasında, Brexit kararının 'ülkenin orta vadede büyüme görünümünde olumsuz etkileri olacağını' belirtildi ve 'düşük ekonomik büyümenin yaratacağı olumsuz etkiyle, İngiltere'nin mali planlarının zorlaşacağı' ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, İngiltere'nin gelişmiş ekonomiler arasında en fazla bütçe açığına sahip olan ülke olduğu kaydedildi.

Moody's'in üst düzey kredi derecelendirme yetkilisi Colin Ellis, İngiltere'nin kredi notunun uzun vadede haneler üzerinde de etkisi olacağını söyledi.

Ellis, "Ölçüt normalde hükümetin borçlanma oranıdır ve bu, ekonomide belirlenen diğer faiz oranlarıdır. Düşük oran genellikle yüksek borçlanma maliyetlerine tekabül eder ve bu da uzun vadede yalnızca hükümetler değil, iş yerleri ve haneler tarafından da hissedilir" dedi.

Kredi derecelendirme kurumunun bu adımı, İngiltere'nin AB'den çıkma kararı alması ve İngiltere Başbakanı David Cameron'un sonbahara kadar istifasını sunacağını açıklamasının ardından geldi.

Cameron'un yerine, Brexit destekçisi Londra eski Belediye Başkanı Boris Johnson'un gelebileceği belirtiliyor.

Cameron, Perşembe günkü referandumda 'AB'de kalınması' yönünde oy kullanılması için kampanya yürütüyordu.

Fakat 'AB'de kal' kampanyası, Londra, İskoçya ve Kuzey İrlanda'nın desteğine rağmen %52'ye karşı %48 oy oranıyla başarısız oldu.

Başbakan Cameron, Cuma sabahı sonuçların ilan edilmesiyle Başbakanlık binasında eşi Samantha'nın da eşliğinde kısa vadede görevinde kalacağını ancak Ekim ayında

Muhafazakâr Parti kongresinde görevini yeni başbakana teslim edeceğini söyledi.

Cameron, gelecek haftalar ve aylarda 'gemiyi sağlam tutmak için' elinden geleni yapacağını ancak, İngiltere'nin Birlik'ten ayrılık müzakereleri için iki yıl tanıyan Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesinin yürürlüğe girmeyi yönündeki görüşmeleri yapacak kişinin ise yeni başbakan olacağını ifade etti.

Alman televizyonuna konuşan Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise "İngilizler dün Avrupa Birliği'nden ayrılmak istediklerine karar verdiler, dolayısıyla ayrılma şartlarını müzakere etmek için Ekim ayına kadar beklemek anlamsız, derhal başlamasını isterim" dedi.

Juncker, AB'nin ayrılış müzakerelerinde 'makul bir yaklaşım' sergileyeceğini söyledi.

PROTESTO GÖSTERİLERİ

Diğer yandan referandum sonuçlarının açıklanmasıyla ülke genelinde protesto gösterileri de düzenlendi.

Brexit kararını protesto eden ve özellikle gençlerden oluşan bir grup Başbakanlık binası önünde toplanıp "Sınırlara Hayır! Boris'e Hayır!" sloganları attı.

Londra'nın doğusunda da ırkçılık karşıtı gösteriler düzenlendi. Kalabalık, mültecilere, göçmenlere destek sloganları atıp, Brexit kampanyasını desteleyen The Sun gazetesinin binasına yürüdü.

Glasgow ve Edinburgh'ta da benzer protestolar düzenlendi.

(Kaynak: BBC)