Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi rektörü olarak atanması üzerine İstanbul Kadıköy'de 2 Şubat'ta yapılan protestolar nedeniyle haklarında 1 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 9 kişi hâkim karşısına çıktı.

Mahkeme adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasına karar vererek, duruşmayı 11 Mayıs'a erteledi.

Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan rektör atamasıyla ilgili olarak Kadıköy'de 2 Şubat'ta gerçekleştirilen eylemlerde gözaltına alınanlardan 9'u hakkında açılan dava Anadolu Adliyesi 60. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, sanıklar ve avukatları katıldı.

"BİR MAĞDUR VARSA O DA BİZİZ"

Necmettin Erdem duruşmadaki savunmasında, öncelikle 2 Şubat'taki eylem ile ilgili bir yasak kararı alındığını bilmediğini söyledi. Erdem, şöyle konuştu:

"Önceden bilmemekle birlikte eylemi öğrendikten sonra katıldım. Çünkü eylemin içeriği Türkiye'nin nasıl büyük bir kısmını ilgilendiriyorsa beni de ilgilendiriyordu. Bir eğitim kurumuna bir üniversiteye antidemokratik bir şekilde kayyum atanmıştı. Ben de anayasal hakkımı kullanmak istedim. Moda Rıhtım tarafına indiğimizde hiçbir ihtar yapılmadan çevik kuvvet polisleri tarafından saldırı başladı. Delil sayılamayacak görüntüler ve istihbaratlarla tamamen politik sebeplerden bizi tutukladılar. Uzun zamandır çalıştığım işimden ayrılmak zorunda kaldım, taşınmak zorunda kaldım ve hazırlandığım üniversite sınavına giremedim. Bir mağdur varsa o da biziz.”

"BU DAVA SİYASİ, İFADE VERMEYİ REDDEDİYORUM"

Sanık Hasan Koral Hacıbeyoğlu ise “Bu dava adli bir dava değil. Davanın toplumun bir kısmına siyasi mesaj vermek için açıldığını düşünüyorum. Gözaltına alınıp tutuklanma şeklim de bunu gösteriyor. Bu şartlar altında mahkemede ifade vermeyi reddediyorum” diye konuştu.

Duruşmada ifade veren Yunus Emre Karaca ise "Rıhtım'da basın açıklaması için toplanılmaya çalışıldığı sırada hiçbir ihtar olmadan adeta saldırı amacıyla polisten tepki gördük. Daha sonrasında dağılan kitleye çok yoğun plastik mermi ve gaz kullanılarak onlarca dakika saldırıldı. Koral arkadaşımın dediği gibi bu yargılama sürecini siyasi kabul ediyorum. Beraatımı talep ediyorum" dedi.

"TEK GELİR KAYNAĞIM OLAN KYK KREDİM KESİLDİ"

Ömer Şengel de savunmasında şunları söyledi:

“Tutukluluk sürecinde, mahkeme salonundan çıktıktan sonra işkence ile Maltepe Hapishanesi’ne sevk edildim. Maltepe’de 10 gün kaldıktan sonra Silivri’ye sevk edildim. 20-25 gün de orada karantinada kaldım. Karantina sürecim keyfi şekilde uzatıldı. Çıktıktan sonra tek gelirim olan KYK (Kredi ve Yurtlar Kurumu) kredisinin kesildiğini öğrendim. Tek derdim, bu ülkedeki tüm anti demokratik uygulamaların son bulmasıydı ama tüm süreç boyunca mağdur edildim. Benim ve tüm arkadaşlarımın beraatını talep ediyorum.”

Mahkeme adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 11 Mayıs 2022 tarihine ertelendi.

Kaynak: ANKA