Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin oluşturduğu "Bağımsız Uluslararası Suriye Arap Cumhuriyeti'ni Tahkikat Komisyonu" Suriye ile ilgili raporunu tamamladı.

Rapora göre, Suriye savaşında silahlı aktörlerin neredeyse tamamı cinayet, işkence, tecavüz, zorla yerinden etme ve yağma gibi savaş suçları işledi.

Komisyon Afrin, Resulayn ve çevresindeki bölgelerde Türkiye'in desteklediği grupların esir alma, işkence ve tecavüz gibi savaş suçları işlediğini belirtti ve Türkiye’ye bu grupları kontrol altına alma çağrısında bulundu.

Paulo Sérgio Pinheiro, Karen Koning AbuZayd ve Hanny Megally'den oluşan ve Suriye'deki savaşın başından bu yana 20'den fazla rapor hazırlayan komisyon, bu kez 5 Mart 2020'deki ateşkesin ardından sahadaki gelişmeleri incelediği 25 sayfalık bir rapor yayımladı.

Rapor, Suriye genelinde 11 Ocak-1 Temmuz 2020 arasında yapılan incelemeleri ortaya koyuyor.

Ülke genelinde herhangi bir bölgeyi elinde tutan neredeyse her silahlı gücün insan hakları ihlâlleri yaptığını belgeleyen raporun başlığında "Kimsenin eli temiz değil - Cephe hatları ve manşetlerin ardında, silahlı aktörler sivilleri doğrudan hedef alan korkunç ve sayısı gittikçe artan ihlâllerde bulunuyor" denildi.

Tüm silahlı grupların yasa dışı uygulamalarının incelendiği rapor, asıl olarak dört gruba odaklanıyor:

*Beşar Esad'a bağlı devlet ordusu,

*Türkiye'nin desteklediği grupların oluşturduğu Suriye Ulusal Ordusu,

*Oomurgasını Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG)

*İdlib'de aktif olan ve eskiden el Kaide'yle bağlantılı olan Hayat Tahrir el Şam (HTŞ).

TÜRKİYE'NİN EĞİTTİĞİ GRUPLAR POLİS GÜCÜ OLARAK DA GÖREV YAPIYOR

Komisyon Başkanı Paulo Pinheiro, "Afrin, Resulayn ve çevresindeki bölgelerde Türkiye'nin desteklediği Suriye Ulusal Ordusu'nun esir alma, işkence ve tecavüz gibi savaş suçları işlediğinin görüldüğünü" söyledi.

Raporda da, aynı bölgede etkisi geniş alana yayılan patlayıcılarla, top ateşi ve füzelerle çok sayıda sivilin öldürüldüğünü ya da sakat bırakıldığını yazıyor:

"Kadınlar, erkekler ve çocuklar, markette alışveriş yaparken öldürüldü. Özellikle Kürtlerin yaşadığı bölgede Suriye Ulusal Ordusu tarafından yaygın şekilde yağma ve özel mülklere haksız yere el koyma uygulaması yapıldı. Sadece bireyler değil, topluluklar ve kültürler de hedef alındı. Uydu görüntüleri, UNESCO tarihi miras bölgelerinin zarar gördüğü ve yağmalandığını gösteriyor."

Komisyon, Türkiye'ye "İnsan kaçırma, işkence, sivillerin mülklerine yönelik yağma gibi savaş suçları işlemiş olabileceği görülen Suriyeli muhalifleri" kontrol altına alma çağrısında bulundu.

TÜM SİLAHLI GRUPLAR SÜREÇ İŞLENMEDEN ÇOCUKLARI GÖZALTINA ALIYOR

SDG'nin elindeki kamplarda IŞİD'le bağı olduğu iddia edilen sivillerin "uzun süreli hapis cezasına" dönecek şekilde yıllardır kalmasını ise Komisyon, "Özgürlüğün insanlık dışı koşullarda yasa dışı olarak ellerinden alınması" olarak değerlendiriyor.

HTŞ'nin de İdlib'deki çatışmalar sırasında geçici olarak şehri terk eden sivillerin evlerine el koyduğunu; kontrol ettiği bölgelerde cinayet, kendi kurduğu mahkemelerin kararıyla yargılamadan idam cezası uygulama ve işkence gibi savaş suçları işlediğine raporda yer veriliyor.

Raporda, tüm silahlı grupların "Kanıtın zerresi olmadan veya gerekli süreç işlenmeden çocukları gözaltına aldığı" belirtiliyor.

Hanny Megally, raporla ilgili düzenlenen basın toplantısında "Özgürlükleri tartışmalı şekilde kısıtlanan herkes serbest bırakılmalıdır. Uluslararası toplum, özellikle siyasi iradelerini kullanarak hızla etki oluşturabilecekleri kuzeydoğudaki kamplarda daha fazlasını yapabilir, yapmalıdır da" ifadelerini kullandı.

Kaynak:Evrensel