Gün geçmiyor ki basında yeni bir nefret söylemi ile karşılaşmayalım…

Bunun en yeni ve son örneği Vahdet Gazetesi’nde geliyor. Bugünkü “DÜRZÜLER’E BAK” manşetine bakınca bunu görüyoruz… Biz vicdani retçiler uzun yıllardır militarizme, şiddete karşı mücadele etmiş insanlarız. Nefret söylemine, milliyetçiliğe ve de militarizme karşı olduğumuz, buna karşı mücadele yürüttüğümüz için devlet tarafından “halkı askerlikten soğutma” gerekçesi ile yargılandık, gözaltına alındık, tutuklandık. Ancak hiçbir zaman barış mücadelesinden vazgeçmedik.

Bugün de devlet/AKP eksenli yoğun bir şiddet dalgası içindeyiz, durmadan ölmeye, öldürmeye çağırıyorlar insanları. Bizler ise buna karşı daha etkili şekilde barışın sesini çoğaltmaya çalışıyoruz. Barış mücadelesi veriyor.



Bu kez de Vahdet Gazetesi bizi manşetine aldı. Bu manşet nefret dolu bir manşet, öfke kusan, nefret kusan, şiddet kusan bir dildir. Burada haber değeri olan bir söylem yoktur. Daha önceleri defalarca Alevileri, Kürtleri, kadınları, LGBTİ bireyleri hedef aldıkları gibi bu kez de biz vicdani retçileri hedef almaktadır. Bu çağrı bir yerde bir linç çağrısıdır da… Hani her defasında bu ülkeyi yönetenlerin; “benim vatandaşım, polisim, esnafım işini bilir” söylemini yaygınlaştıran bir yaklaşımdır.



Burada bir kez daha ifade ediyoruz ki; bizler barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz ve bu açıklamanın bir suç duyurusu olarak görülmesini istiyoruz.

Bizler 5-6 Eylül tarihinde Cezayir Toplantı salonunda şavaşa, şiddete, militarizme karşı sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Ve 6 Eylül Pazar günü saat 16.00 da toplu vicdani retler ile bu savaşın insan malzemesini kurutmak için bir kez haykıracağız…Duyarlı bütün insanları bizim ile birlikte olmalarını barış için yanımızda durmalarını istiyoruz…

Barış mücadelesi kolay değil ve de bizler mücadele etmekten yılmayacağız…

Ne gözaltılar, baskılar, tutuklamalar ne de manşetler bizi bu mücadele de uzak koyamayacaktır.