Bisikletle işe gidip gelmekte 2 yılım bitmek üzere. Bu konuyla ilgili ilk hafta 100 kilometreyi devirince “Bisikletle İşe Gitmek“, başlıklı yazımı paylaşmıştım. Bisikletle geçirdiğim ilk kazanın ardından  ve o zamanlar henüz acemiliğimi üstümden atmamışken ve istanbul trafiğinin hakimiyeti konusunda haddim bildirilmemişken “Bisiklet ve Kul Hakkı” başlıklı yazımı yazdım. İlk yılın sonunda ise “Bisikletle ayda 1.000 km yol almak!” başlıklı yazımı yayınlamıştım. Bisikletli ulaşımla ilgili son yazımı ise 16 Temmuz’da yani dün “Parasızlar ve Proleterya için Bisikletle İşe Gitmek” başlığıyla yayınladım. Önceki yazımdaki düşünceleri geliştirip başka şeyler de ekledim.

Bu son yazı epey ilgi çekti. Amaçladığım üzere birkaç kişiyi daha bisikletle işe gitmek konusunda umutlandırdı. (Bu son yazı Ekşi Sözlük’teki ” İşe Bisikletle Gitmek” maddesinde umutsuz ve heves kırıcı entrilerin çokluğuna bir tepki olarak yazılmıştı esasında.) Yazıya Facebook, yorumlar vb. ortamlarda gelen sorulardan biri terleme idi. Bu yazıda o sorunu nasıl çözdüğümü açıklayayım.

TER VE KOKU İLİŞKİSİ

Fakat öncesinde bu “sorun” ne kadar “sorun” onu yazayım:

Terlemek bilindiği gibi vücuttaki toksik maddelerin atılması işlemi. Bu durumda bisiklet iyi bir antioksidan. Fakat ilk 10 günün sonunda yeterince terlenirse vücutta pek toksik madde kalmıyor ve teriniz kokmamaya veya eskisi kadar kokmamaya başlıyor.

İkincisi terin kokması biraz kişisel temizliğinizle ilgili. Koltuk altlarınızın veya cinsel bölgelerinizin tüylerden arındırılmış olması terdeki kokuyu önleyecektir. (Ben sağlıklı bulmadığım için deodorant kullanmıyorum. Terlemek sağlıklı olduğumuzun göstergesi ve bunu engellememek gerektiğini düşünüyorum. Kokmamak için kullanmak gereken şey ise su ve sabun olmalı)

Üçünsüsü ise birkaç aylık performans sonrasında vücudunuz form tuttuğu için artık eskisi kadar zorlanmayacak ve terlemeyeceksiniz. Kışın belediye otobüsünde daha çok terlediğimi söylesem abarttığımı düşünmeyin…

Bisiklet sürerken duş almanızı sağayacak bir sistem

(Kaynak: http://lustik.tumblr.com/post/29399018959/shower-bike-suihku-pyora-anteeksi)

TEMİZLİK VE TEMİZ KIYAFET KOKUYU ENGELLER

Geçen yıl yazları işyerinin tuvaletinde askerî usûl soğuk duş veya su dökünme yöntemiyle yıkanıyordum fakat sonrasında paspas işi çıkıyordu. Bu yıl ise “semi-duş” (yarı duş) olarak adlandırdığım yöntemi kullanıyorum. Yani  sadece terleyen bölgeleri yıkıyorum. Ardından da işyerinde bulundurduğum işyerindeki kıyafet yönetmeliğine uygun temiz kıyafetlerimi giyiyorum. Kokudan eser kalmıyor… (Sizler de Carrefour’da 20 liraya satılan kamp tipi duşlardan alıp ketılda su ısıtarak duş almayı deneyebilirsiniz.)

Duş veya semi-duş yerine ıslak mendille temizlenen bisikletçiler de var. Bunun için ayda bir paket bebekler için olan ıslak mendil paketini çantanızda bulundurmanız yeterli olacaktır…

Özetle ter kokmak vb. gibi mazeretleriniz olmasın. Pazartesi sabahı sırt çantasıyla (veya bisiklet heybenizle)  o hafta giyeceğiniz 1-2 kıyafeti işe getirip cuma akşamı da geri götürüyorsunuz. Sabunu ve havluyu da gerektiğinde değiştiriyorsunuz. Hepsi bu kadar… İstanbulkart’ınıza para yüklemekten daha az zahmetli ve ucuz…