2013 Haziran’ında tüm Türkiye’ye yayılan Taksim Gezi Parkı protestolarından ilham alarak kurulan Birleşik Haziran Hareketi (BHH)’nin 7 Haziran 2015 genel seçimleri için aldığı karar tartışma yarattı.

İçerisinde ÖDP, HTKP ve KP gibi siyasi partilerle bazı CHP'li milletvekillerinin de yer aldığı Birleşik Haziran Hareketi (BHH) 7 Haziran için nasıl bir yol izleyeceğine dair açıkladığı metinde herhangi bir partiye destek açıklamazken kendi adaylarını çıkaracağı mesajı da vermedi ve şu ifadeleri kullandı:

“… altını çizdiğimiz toplumsal talepleri inandırıcı biçimde sahiplenen güçlerle seçim sürecinde dayanışma içinde olacağımızı da kamuoyu ile paylaşıyoruz.”

Bu açıklama HDP’nin barajı aşması durumunda AKP ve Tayyip Erdoğan’ın planlarının bozulacağına inanan çok sayıda kişi tarafından yetersiz bulundu ve sert tepkiler gösterildi.

Bu tepkileri ve hassasiyeti anlıyorum ancak bana göre aslına bakarsanız BHH bundan farklı bir açıklama yapamazdı. İçinde farklı eğilimleri, partileri barındıran bir oluşumun HDP’yi ya da CHP’yi işaret etmesi riskti, kendi adaylarını çıkarması da en çok karşı oldukları AKP’ye yarardı.

Bu açmazın farkında olan bazı BHH’liler “CHP+HDP+BHH İttifakı” önermişti, ancak iyi niyetle de yapılmış olsa hayata geçmesi imkansız bir öneriydi bu. Böyle bir ittifaka CHP’nin ve HDP’nin içinden önemli bir kesimin oy vermeyeceği belliydi.

***

Bence BHH, yapısal olarak ortak bir seçim tutumu alamayacaklarını görüp kendilerinin bir seçim ittifakı olmadığını çok önceden açıklasaydı bu tür tartışmalı bir ortam oluşmayabilirdi. Ancak bunun aksine BHH bileşeni partilerin seçime yönelik tavırları sorulduğunda “BHH’nin kararına uyacağız, onu bekliyoruz” demeleri BHH’yi zor bir kararla başbaşa bıraktı. Böylece kimseyi memnun edemeyen bir açıklama yapılmak durumunda kalındı.

Ancak BHH’nin yapmak zorunda kaldığı bu açıklama BHH’lilerin barajı aşmak için desteğe ihtiyacı olan HDP’nin yanında durmayacağı anlamına gelmiyor.

Kaldı ki, bu açıklama sonrası görüşlerini belirten çok sayıda BHH’li HDP’ye destek vereceklerini belirtti. HTKP’nin yayın organı ilerihaber.org’ta yazan Birleşik Haziran Hareketi (BHH) Yürütme Kurulu Üyesi, Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı ve Mimarlar Odası avukatı Can Atalay, "Dayanışmayı somutlamak: HDP ile dayanışma" başlıklı yazısında, "AKP’nin geriletilmesi yolunda bir adım daha atabilmek için Halkların Demokratik Partisi ile kendi programatik önceliklerimiz çerçevesinde dayanışma içinde olmak görevimizdir," diye yazdı ve bu yazı çok olumlu tepkiler aldı.

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da BHH’nin seçim kararına ilişkin olarak “Birleşik Haziran Hareketi’nin alacağı karara baştan beri saygı duyacağımızı söylemiştik. Seçim öncesi, sonrası birlikte mücadelemize devam edeceğiz” demişti.

KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık da İMC TV’den Banu Güven’e Birleşik Haziran Hareketi’nin herhangi bir partiyle ittifaka girmeyeceği açıklamasını yerinde bulduğunu belirtti. Bayık’a göre, herhangi bir partiyi desteklemesi, hareketin çatırdamasına neden olurdu. Bayık, “BHH’den başka açıklama beklenemezdi. CHP ile yapsa zarar görürdü, HDP ile ittifak yapsaydı, yine zarar görürdü. BHH açısından en doğru yol böyle bir açıklama yapmasıydı” ifadelerini kullandı.

***

BHH’nin seçim tavrına ilişkin açıklaması farklı beklentileri karşılamaması nedeniyle ilk başta tepki çekip olumsuz bir hava yaratmış olsa da, ardından gelen sağduyulu değerlendirmeler solun ve demokrasi güçlerinin 7 Haziran seçimlerinde birlikte hareket etme zemini yaratabileceği inancının yeniden yeşermesini sağladı.

Hepimize düşen görev bu zemini güçlendirmeye çalışmak olmalı, yoksa MİT’i, polisi, yargıyı, medyayı oyuncağı haline getiren Tayyip Erdoğan HDP’yi baraj altında bırakarak ben-merkezci planlarını hayata geçirebilecek büyük bir fırsat yakalayabilir.