Bu siyasal projeyi anlatmadan önce size birini tanıtmak istiyorum.

Tanıtmak istediğim kişinin adı; Prof.Dr. Zeki Kılıçaslan.

1957 Trabzon doğumludur. İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim dalında çalışıyor.

Zeki Kılıçaslan 1978 yılından bu yana siyaset yapmaktadır. Kendisi bir sosyalisttir. Hayatını işçiler için adamış biridir.

Nerede bir işçi direnişi varsa oradadır. İşçileri bölen sağcı, solcu, İslamcı, Alevi, Sünni, Kürt ve tüm diğer kimlikleri içtenlikle görmeyen, sadece o alınterini görebilen nadir insanlardan biridir.

Bu ülkeye şunu anlatmıştır; İşçi işçidir. Bu kadar.

80 öncesinden, 2006 yılında son kertede adı İşçi Kardeşliği Partisi’ne dek çeşitli ve döneme özgü politik süreçlerden geçmiştir.

İşçi Kardeşliği Partisi’nin en değerli faaliyeti, kot taşlama işçilerinin sorunlarını ülke gündemine taşımış, çözüm üretmiş ve bu alanda çalışanlarla ortak hareket etmiş olmasıdır. Bu kimi zaman tedavi, kimi zaman çalışma koşulları konusunda mücadele.

Zeki Kılıçaslan, birçok işçiyi yoldaş edinmiştir. Evveliyatı ülkücü olan, evveliyatı İslamcı olan, evveliyatı solcu olan nice işçilere yoldaşlık etmiştir. Onların hayatlarına dokunmuştur.

Partisinin sloganı gibi; Mazluma dini milliyeti sorulmaz! Öyle yaşamıştır.

Daha sonra Mehmet Bekaroğlu ile tanışmış ve kısa bir süre (Bu kısmı tam hatırlamıyorum, sanki öyle olmuştu.) Doğudan Dergisi, Doğu Konferansı Hareketi ile yürüyerek, Has Parti’ye varmıştır.

Has Parti’de Çalışma Yaşamından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak İstanbul’dan çıkarak tüm Türkiye’deki işçilere ulaşmaya çalışmıştır. Bizim Samandağ’da bile torba yasasından dolayı mağdur olmuş işçilerden haberdardı.

Has Parti kapandıktan sonra, CHP’ye geçmiş ve bu partide Emek Bürolarında çalışmıştır. Bu çalışma bir tez konusudur.

Birileri yazar belki de…

Sonuçta şimdi yine CHP’de Parti Meclis Üyesi olarak yoluna devam ediyor.

Nerede bir işçi eylemi varsa orada, Cerrahpaşa’da çalışan taşeron temizlik işçisinden, iş cinayetlerine, mevsimlik işçilerden, fabrika işçilerine dek işi gücü işçi mücadelesine omuz vermek. Her parti onun için sadece bir alandır.

Zeki Kılıçaslan pratik bir adamdır. Sloganlarla düşünmez. Uzun uzun teorik gevezelik etmez. Egosu yoktur.

Mevzusu basittir.

İşçi mücadelesidir.

İşçi mücadelesine daha çok nasıl destek verebilirim?

Nasıl geniş kitlelere ulaşabilirim?

Nasıl sonuçlandırabilirim?

Prof.Dr. Zeki Kılıçaslan hangi partiye girse, duruşu değişmez, daha önemlisi o partiye kendi izini, ruhunu verir.

Zeki Kılıçaslan pratiği düşünmeye değer bir pratiktir.

Şimdi yazıya döneyim.

Türkiye reel politikası bazı siyasetleri aynı yerde kümelenmeye zorluyor. Realite bunu dayattı.

Benim önerim daha güçlü ve cesur bir kümelenme adımının atılmasına dönüktür.

CHP İçinde Kümelenme

CHP ontolojik olarak apolitik bir partidir. Bir şey söylemiyor. Kentli ve zengin, doktor, müteahhit, avukat felan filan meslekli kişilerin istilası altında. Bu kesim yerelde ve genelde partide çok güçlü. Fakat aynı zamanda zayıf. Hepsi aynı tornadan çıkmış gibi. Kolay idare edilebilecek kişiler. Çünkü siyaset üretme, taktik ve strateji üretme yetenekleri yok. Maksimum talepleri vekillik işte. Kalabalıklar ama etkisizler.

Bunun yanında yerelde ve merkezde inançlı, politik ve samimi birçok politikacı vardır. Genelde parti mutfağı ve söylemini bu insanlar belirlemeye çalışır. Birçok engele rağmen. Bu insanların çoğalması, partinin yerelde ve merkezde politika üretmesi anlamı taşır.

CHP bu ülkenin muhalefetinden oy almaktadır. Bu muhalefet oy vermenin ötesine aktif bir özne haline dönüştürülebilir. Bunun yolu politik kadrolardan geçer.

ÖDP ve onunla hareket eden diğer gruplar ısrarla HDP’ye mesafeli duruyorlar. Madem öyle CHP içinde kümelenseler iki taraflı büyük bir fayda çıkar ortaya. ÖDP ve diğer gruplar politik insanlar. Kitlesel değiller ama kadro olarak binlerce. Üstelik hepsi politika üreten insanlar, düşünün CHP politikalarını ne olumlu etkilerler.

ÖDP ve onunla hareket eden gruplar CHP üstünden büyük bir kitle ile buluşurlar. Ki CHP’ye oy veren emekçi muhalif kesimle buluşma imkanı vardır. O kitle içinde ister geniş kitle içinde dar kadro çalışması yaparlar, ister partide bir klik olarak çalışırlar ki bunun yolu parti politikalarını belirlemeye kadar gider.

Bu ayıp değil, günah değil, şu-bu hiç değil. Siyasal ortaklık. Üstelik karşılıklı fayda ve sinerji üreten bir ortaklık. Birgün Gazetesi de utangaç şekilde CHP’yi desteklemekten vazgeçer, daha belirleyici bir noktada olur. (Bu iyi niyetli bir izah).

HDP İçinde Kümelenme

Türkiye’de önemli bir sol kesim HDP içinde kümelenmiştir zaten. Bunun yanında çok renkli başka gruplar da mevcut. HDP bu konuda samimiyetini ispatlamıştır. Elbette siyaseten sorunlar çıkacaktır. Çünkü reel siyaset, güç odaklıdır. Gönül isterdi ki HDP’ye destek vereceğini açıklayan gruplar HDP parti örgütlerinde de uzun soluklu çalışsın.

Saadet Partisi İçinde Kümelenme

AKP’nin “masa, nisa, kasa” politikalarından illallah eden tüm İslamcı kesim Saadet Partisi içinde kümelense bu milyonlarca insana tekabül eder. AKP ile alakası olmayan, kapısından dahi girmemiş kerhen ve konjonktür gereği sadece oy veren, Demokrasi nöbetlerinde büyük bir disiplin ve iman ile sabahlara dek duran bilinçli politik İslamcı kesimler dahi Saadet Partisine yüzünü dönse bu bile inanılmaz güç.

2. Aşama

Bu kümelenmeler sonuçlandıktan sonra CHP, HDP, Saadet Partisi gerçek ittifakı kurulabilir.

Bu ittifakın amacı, yaşanan anti demokratik tahribatları onarmak, demokratik bir anayasa, bağımsız yargı, emekçilerin yaşam koşulların iyileştirilmesi, Kürt sorununun demokratik çözümü ve seçim barajının düşürülmesi ilkelerine dayanabilir.

Pratik, gerçek ve uygulanabilir.

Sürdürülebilirlik meselesine gelince, Türkiye’de bu değişiklikler yapıldıktan sonra bu ittifakı sürdürmek zorunlu değil. Herkes kendi bayrağı altına döner. Çünkü ülkede demokratikleştirilen sistem, bir güvencedir artık.

Uzun lafın kısası, Zeki Kılıçaslan gibi olmak lazım. Gerçek, pratik ve işçi (alınteri, emek, hak, halk, mağdur, mazlum, demokrasi) odaklı. Yani mevzusu halk olanın, hak olanın, adalet olanın, emek olanın, özgürlük olanın, demokrasi olanın Partisinin adı ne olursa olsun! Zaten o güçlü öznedir ve nerede olursa olsun belirleyici unsurdur.