Futbolun taktiklerinin evrimi bir tarafa, oynanan oyunun estetiği ile değil,  üretilen başarı algısıyla birlikte oluşan oyunun farklı biçimleri oyuncuyu da dönüştürüyor. En tipik örneklemeyi Atletico Madrid üzerinden yapacağımız bu oyunu açmaya çalışacağız.
 
Dörtlü defans üzerine oturtulmuş alan paylaşımına dayalı bir oyunun, saha içi değişimleri de alan paylaşımı ve rakibe boşluk bırakmayacak bir hareket üzerine inşa ediliyor. Dörtlü defansta stoperlerin topu oyuna sokabilmede üst düzey becerileri olmayan fakat hava toplarında üstün, kesici özellikleri tamamlanmış olan oyuncular tercih ediliyor. Bekler, kanatların tamamını kullanan,  ileri çıktığında pas istasyonu olabilen full-back tarz oyunculardan oluşuyor.  Orta sahada - önlibero olarak tabir edilen oyuncularda- box to box midfielder (iki ceza sahası arasında mesafe kat edebilen, güçlü ve savaşkan oyuncular) rakiplerin orta sahalarıyla toplu ve topsuz savaşa giriyorlar.
 
Orta sahada kanat oyuncusu görünen oyuncular da aslında topla ilişkisi box to box midfielder'lere göre biraz daha iyi olan, topla mesafe kat edebilen oyunculardan oluşuyor. Kanat oyuncusu özelliklerinin daha minimize olduğu, fakat pas istasyonu olabilme, topu tutabilme ve alan kapatmada daha yüksek becerilere sahip olan (Saul, Koke vb) oyunculardan oluşuyor. Daha fazla kanat oyuncusu özellikleri olan (4-2-3-1'in sol tarafı özellikleri) Griezmann serbest oyuncu olarak oynatılıyor ve onun bireysel becerileri belirleyici oluyor. Griezmann bir santrafor oyuncusu değil. Üçlü oynayan takımlarda sol öne monte edilebilir, ikili oyunlarda da serbest oyuncu olarak oynayabilir.
 
Farklı bir oyun tarzından bakalım: Gerçek kanat oyuncularını ve iki merkez orta saha ile çift forvetli bir Atletico Madrid düşünelim. Merkezde iki box to box midfielder oynatıp (tercihe göre Koke, Saul, Gabi, Tiago) kanatta  Gaitan ve Carrasco'nun oynadığı ve forvette de Griezmann ve Torres oynadığını düşünelim. Şimdiki oyunun başkalaştığını ve Atletico Madrid'in 1-0'a bağladığı maçların azaldığını izleriz. Oyun  hem gol atma hem de gol yeme anlamında farklılaşır. Önümüzdeki süreçte Simeone'nin bu oyunu oynatıp oynatmayacağını göreceğiz. Dörtlü orta saha bloğunun ne yapacağını hep birlikte izleyeceğiz.
 
Simeone'nin tercih edeceği oyun, kanat özellikleri daha az olan Gabi, Saul gibi oyuncularla oynadığı alan kapatmanın daha çok öne çıktığı, bildiğimiz Atletico Madrid oyunu olacaktır.. Bu oyunda da, yaratıcılık ve yeni oyunlar kurulması minimize oluyor. Bireysel çaba ile yapılan goller ve bütün oynamanın getirdiği avantajlar ile oyuna hakim olabilen bu oyun tarzı, Atletico Madrid'i tam da bir kupa takımı haline getiriyor. Az gol yemenin avantajını tek gollü galibiyetlerle lige yansıtan Atletico Madrid, turnuvalarda da (UEFA Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi) sekizli hat ile rakiplerine alan bırakmıyor.
 
Simeone'nin Atetico'sunun oyunun birçok 'oyun' üzerinde etki yaptığı aşikar. Tabi bunu sadece Atletico Madrid'e benzeyen oyunlar olarak algılamamak gerekiyor. Bu bir oyun algısına karşılık geliyor. Simeone'nin takımıyla kavramsallaştırdığımız bu oyun algısına EURO 2016'da sıkça rastlamıştık. Takımlarda orta sahada alan mücadelesine dayalı oynamaları ve nispeten güçsüz kabul edilen takımların ilerlemesi üzerinde bu oyunun etkisi mevcut. Daha basit haliyle Greizmann'ın işini Bale'in üstlendiği Galler; topun arkasına geçebilme ve alan kapatma üzerinde oynayan İzlanda; üçlü (müdafaada beşlenen) defansla oynayan İtalya benzeri bir algının oyunları olarak karşımıza çıkıyor.
 
Futbol farklı oluşların oyunlarından meydana geliyor. Fakat Simeone'nin Atleticosu'yla kavramsallaştırdığımız bu oyun algısından milli takımlar kadar kulüp takımları da etkileniyor ve etkilenmeye devam edecek.
 
Turnuva başarısı ve yenilmeme anlamında pozitif katkılarını izlediğimiz bu tarz oyunun, futbolun estetiği ve yaratıcılığına bir katkısından söz etmemiz çok zor. Benzeri bir oyun olan Conte'nin İtalya'sının oyununun da etkisini dikkate alırsak, önümüzdeki yıllarda futbolcunun yaratıcılığı ve futbolun estetiği minimize olmaya devam edecek. Topla ilişkileri çok iyi olan, yaratıcılığı yüksek kanat oyuncuları ikinci forvete evirildikleri oranda başarılı sayılacak ve tutunabilecekler. 10 numara olarak atfedilen oyuncular 8 numaraya evrildikçe değerlenecekler. Futbolun keyfi olan estetik ve yaratıcılık azaldıkça, başarılı ama keyifsiz takımları izleyeceğiz.