1- sabahın erken saatleri. sokağa çıkma yasağının 33 günü. diyarbakırın sur ilçesine bağlı iskenderpaşa mahallesi yoğun top atışı altında. bir ev. kahvaltı için evde kalan son yiyecekler sofrada. 38 yaşında bir kadın. lokması ağzında iken tanklardan atılan top başına isabet ediyor. sofra, kana bulanıyor.

2- silopi. sokağa çıkma yasağının 12. günü. 10 bin asker, polis, özel hareket polisi tarafından kuşatma altında. yüksek tepelere tanklar, cami ve okul çatılarında keskin nişancılar yerleştirilmiş. uçan kuştan duyulan sese kadar her şeye ateş etme emri verilmiş. evinin bulunduğu sokakta , 57 yaşında 11 çocuk annesi taybet inan, keskin nişancılar tarafından öldürüldü. cenazesi 7 gün boyunca sokakta kaldı.

oğlunun annesinin ölümü üstüne yazdıkları;

'annem ilk vurulduğunda, haber verdiler koştuk, biz daha varmadan amcam gitmek istemiş onu da vurmuşlar. gittiğimde amcamı taşıyordu komşular, annem dedim sokakta kaldı dediler, ben gitmek istedim tuttular, ağladım ağladım ağladım… annem sokağın ortasında kaldı öylece önce belli belirsiz kıpırdıyordu, sonra saatler geçtikçe hareketleri azaldı… kimi aramadık ki vekilleri, kaymakamı, valiyi, dedik çeksinler şu kargaları öldü ölmesine de cenazemizi alalım… annem ne hissetti acaba, canı çok yandı, yanmıştır…

biz sevgi nedir hiç dile getirmezdik, ama bir sarılması vardı dünyaya değerdi, binerce söz gelse anlatamazdı o sevgiyi… annem tamı tamına 7 gün sokakta kaldı… hiçbirimiz uyuyamadık, köpekler gelir, kuşlar konar diye, o orada yattı biz 150 metre ilerisinde öldük… bir insan bir insana ne kadar acı çektirebilirse devlette bize 7 günde bunu yaptı. 7 gün tam yedi gün annenizin cenazesi sokak ortasında kalsın… insan çok iyi olamıyor, insan kalamıyor… annemin elleri kaskatı olmuş ve öyle sıkmış ki eşarbını belli ki canı hayli acımış, öptüm ellerinde helal et hakkını diye ama…

kanı kurumuş annemin, elleri, yüzü ki yüzü düşerken toprak olmuş, elbiseleri kandan ıslanmış sonra kurumuş, sonra taş olmuş annemin… kokusu gitmiş, toprak ve kan kokuyor annem, saçları sertleşmiş, kirlenmiş, annemin canından can almışlar allah’a inananlar! gözleri açık kalmış annemin, yüzü eve dönük, ayakları toplanmış bir takat gelsin diye belli ki çabalamış. benim annem, siz benim annemi öldürdünüz, çocuklarınız var mı bilmiyorum sizin yoksa bile sahiplerinizin var, nasıl bir acı demeyeceğim zira ağır… 7 gün benim annem 7 gün kara kış soğuğunda kaldı, en acısı kaç saat yaralı kaldı bilememek, keşke diyorum hemen ölmüş olsa. siz benim annemi öldürdünüz.''

3- yer cizre. evlerinin merdivenlerinde halasının kucağında vuruldu miray bebek. 89 günlükken vurdular miray bebeği. büyük dedesi ramazan ince ve babaannesi rukiye ince tarafından beyaz bayrakla ambulansa götürülürken aile tekrar tarandı. dede ramazan ince de öldürüldü. morgta yer olmadığı için miray bebek önce soğutucu da, sonra morgtaki başka bir cenazenin kucağında bekletildi.

4- silopi de üç kürt kadın siyasetçi infaz edildi. silopi halk meclisi eş başkanı pakize nayır, dbp pm üyesi sêvê demir ve kja aktivisti fatma uyar katledildiler. 2013 ocak ayında paris te katledilen sara, rojbin, ronahi' nin katledilmelerinin 3. yıl dönümlerinde botan da üç devrimci kadın katledildi.

...

bir baba bağırıyor ' oğlumun gözlerini çıkarmışlardı. gözlerini...'

bir anne ölüm orucunda ' oğlumun cenazesini versinler, oğlumun cenazesini almayana kadar ölüm orucunda olacağım.'

yaşlı bir kadın yumruklarını sıkarak bağırıyor polise' burası kürdistan gidin burdan'.

binlerce genç, yaşlı, kadın, erkek barikatların arkasında, bağırıyorlar, 'direneceğiz, kazanacağız, kazanacağız'.

...

evet devlet bütün savaş aygıtlarını kullanarak kürdistan da katliamlar yapıyor ve bu katliamlarla halkın iradesini teslim almaya çalışıyor.

1925 den bugüne devlet kürtün dirisine de ölüsüne de saygı duymuyor. şeyh said ve arkadaşlarının mezarlarının hala yerlerinin bilinmemesi, 400' den fazla toplu mezar, dersim, nevala kasaba, amed zindanı, faili meçhuller, roboski, ve bugün kürdistan' da katmerlenerek devam eden vahşet.

...

diha'nın haberinde öğrendiğimiz gerçek; ' silah kullanmakta çekinmeyin, savcının karşısına çıkmaktan korkmayın' emrini veren generallerin ve siyasal aklın düşünsel anatomisidir.

bu akla sahip olanların unutmaması gereken şeyleri tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var;

bugüne kadar kadar kürt halkına yaşatabileceğiniz vahşeti fazlasıyla, milyon defa tekrar ederek yaptınız. ama iradelerini kıramadınız. siz vahşileştikçe onlar örgütlendiler, çoğaldılar.

amed zindanında dörtlerle, mazlumlarla başlayan 'berxwedan' bugün bütün kürdistan halkı için 'jîyan' oldu.

anne babalarını öldürdüğünüz, köylerini yakıp yıktığınız, cezaevlerinde işkence ve tecavüz ettiğiniz çocuklar büyüdüler ve artık kendi topraklarında sizleri istemiyorlar. kendi kendilerini yönetmek, acılarını onarmak istiyorlar.

unutmayın ki sadece tankla topla askerle bulunduğunuz yerler sizin değildir.

unutmayın ki kobanê' den efrîn' e, şengal'den grê spî 'ye, sur' dan cîzîr'e, nisebîn'e, direnerek büyüyen, çoğalan, bir halkı yenemezsiniz.