Avustralya’daki bir mercan bölgesi olan Great Bariyer Reef’in kuzey ucunda yumurtadan çıkan yeşil deniz kaplumbağalarının soyunun devam etmesi için gerekli olan bir şey, erkekler eksik. Maalesef, bu sorunun temelinde de insan kaynaklı küresel ısınma yatıyor. Birçok sürüngen için cinsiyet kromozomlarla değil, yumurtaların kuluçka süresince maruz kaldığı sıcaklıkla belirlenir.

Uzun yıllardır bilim insanları, insan kaynaklı iklim değişikliği yüzünden bazı türlerin yalnızca bir cinsiyet üretebileceği ve bu durumun da türlerin yok olmasına sebep olabileceği endişelerini taşıyordu. Endişelerin yersiz olmadığı, Avustralya Queensland’in en kuzeyindeki yeşil deniz kaplumbağalarında ortaya çıkan sonuçla rahatlıkla görülebilir.

Üstelik, kısa bir süre içerisinde, bu canlıların yerelde soylarının tükenmesi de mümkün. Deniz kaplumbağaları, sıcaklığa bağlı cinsiyet belirlenmesi (TSD) olarak bilinen durumunun bir formuna sahiptir.

Kuluçka döneminde ortalama 29 santigrat derecede olan kumda yumurtadan çıkan yavrular, kabaca 50-50 dişi ve erkek oranına sahiptir. Bu sıcaklığın altında daha çok erkek yavrular, bu sıcaklığın üstünde de daha çok dişi yavrular yumurtadan çıkar.

Geçmişte de, daha sıcak ve daha soğuk geçen yıllarda dişi-erkek oranında farklılıklar olmuştu. Ancak, 25 yaşına kadar eşleşmeyen bir tür olan deniz kaplumbağaları için, farklılaşmalar birkaç yıl içerisinde dengelendiği sürece, bu durum büyük bir sorun teşkil etmemişti.

Küresel ısınma faktörünün devreye girmesi ile birlikte, deniz analarını yiyebilecek neredeyse tek tür olan yeşil deniz kaplumbağalarının ekosistemdeki rolünü kaybedebileceği endişesi de ortaya çıktı. 2014 yılında yapılan ve bulguları Nature Climate Change‘de yayımlanan bir araştırmada, yeni yumurtadan çıkmış caretta carettaların çoğunun dişi olduğu tespit edildi, ancak nüfusun geleceğini uzun süre garanti altına alacak yeterli erkek vardı.

National Oceanic and Atmospheric Administration’dan Dr Michael Jensen’in yürüttüğü ve Current Biology dergisinde yayımlanan çalışmanın bulguları, Great Barrier Reef’in soyu tükenmekte olan yeşil deniz kaplumbağalarında (Chelonia mydas) durumun çok daha kritik olduğunu gösteriyor.

Resifin güney ucunda, kaplumbağaların yüzde 65 ila 69’u dişi. Bu bölgede, erkeklerin birden fazla dişi ile çiftleştiği bir tür olan yeşil deniz kaplumbağaları için henüz tehlike çanları çalmıyor. Cooktown’ın kuzeyinde ise, yetişkin yeşil deniz kaplumbağalarının %86.8’i ile yeni yumurtadan çıkmış yavruların %99.1’i dişi.

Henüz yetişkinliğe erişmemiş yeşil deniz kaplumbağalarında ise erkeklerin oranı yalnızca %0.2. Bu veriler, ekolojik denge açısından ciddi bir tehlikenin kapıda olduğunu gösteriyor. Yaklaşık 20 yıldır, Great Barrier Reef’in kuzey bölgesinde ağırlıklı olarak dişi yavrular yumurtalardan çıkıyor. Dolayısıyla, bu bölgedeki popülasyonun tamamen dişileşmesi ve türün yerelde yok olması mümkün.

Resifin her iki ucundaki kaplumbağalar da aynı yerlerde besleniyor. Bu sebeple, bir kaplumbağanın hangi bölgeye ait olduğunun çözümlenmesinde genetik analiz kullanıldı. Aynı beslenme bölgesine diğer pasifik adalarından gelen kaplumbağalar da var. Bu kaplumbağalar da resifin güney ucundakine yakın cinsiyet oranlarına sahip.

Deniz kaplumbağaları, milyonlarca yıllık süreç içerisinde birçok iklim değişikliğini tecrübe etti ve bu değişikliklere uyum sağlamayı başardı. Ancak, şu anda Dünya’nın iklimi, bu kaplumbağaların milyonlarca yıldır tecrübe ettiğinden çok daha hızlı değişiyor. Bu sebeple, değişen iklim, deniz kaplumbağalarının soyunun tükenmesine sebep olabilir.

Kaynak: Bilimfili