Malatya Çevre Platformu (MALÇEP) üyeleri ve bölge halkı, doğa talanına ve vahşi madenciliğe ‘dur’ demek için Pütürge Hükümet Meydanı’nda bir araya geldi.

Platform adına açıklama yapan MALÇEP Pütürge Temsilcisi Ramazan Derin, ilçede sayısı her geçen gün artan madenciliğin doğaya verdiği zararları belirterek “Emperyalist maden şirketlerinin kendi ülkesinde kıyamadıklarını bizim ülkemizde bizim doğamızı fütursuzca talan etmelerine karşıyız” dedi.

‘ŞİRKETLER HİÇBİR KURAL TANIMADAN DOĞAYI TAHRİP EDİYOR’

Gazete Duvar'da yer alan habere göre Derin “Pereş olarak bilinen Büyükçay Deresi’nin üzerinde yapılacak olan ve 8 köyün haritadan silinmesine yol açan, sırf Adıyaman’ın bir köyünü sulayacak olan projeye karşıyız. Bizler, Şiro Çayı Tepehan Bölgesi’nde kurulu bulunan kum ve çakıl tesisine değil, hiçbir önlem olmadan tarım arazilerine, yaşam alanlarına ve akarsularımıza, atıkları ile verdiği zarara karşıyız. Malatya il genelinde 11 Aralık 2021 tarihine kadar 867 adet ÇED başvurusu yapıldı ve 328’ine ‘ÇED gerekli değildir’ raporu verildi” dedi. Malatya’da ve çevre illerde madencilik çalışmalarının devam ettiğini hatırlatan Derin, “Bizler idari ve gerekse hukuki muhatap bulmakta zorluk çekiyoruz. Bu nedenle ana şirketler ile lobiler arasındaki kopukluklar maalesef halka yansıyor ve bu durum halktan büyük mağduriyetlere sebep oluyor. Oysa 5909 sayılı Çevre Kanunu ve ÇED Mevzuatı gereği ÇED raporu düzenlenmeden önce halkın katılımı toplantısının yapılması zorunludur. Bu toplantıya köy muhtarı ve heyeti ile köy halkının çağırılması ve yapılacak faaliyetin tüm detayları ile anlatılması gerekir ama günümüzde mevzuatta bir değişiklik olmamasına rağmen uygulamanın genelde masa başında yapılıp ‘ÇED gerekli değildir’ raporu verilebiliyor. Bu rapor yargıya intikal edildiğinde aylarca hatta yıllarca süren hukuki süreçte şirketler faaliyetlerine devam etmekte bir sakınca görmüyor” diye konuştu.

‘MADENCİLİĞİN DOKUNULMAZ OLMASINA KARŞIYIZ’

Çok uluslu şirketlerin hiçbir kural tanımadan, kâr hırsı ile doğayı tahrip ettiğini söyleyen Derin “Bizler vahşi madenciliğe karşıyız. Bizler etkili bir maden yasasının yapılmamış olmasına karşıyız. Bizler, madenciliğin kural tanımamasına karşıyız. Bizler madenciliğin denetlenmemesine, dokunulmaz olmasına karşıyız. Bizler emperyalist maden şirketlerinin kendi ülkesinde kıyamadıklarını bizim ülkemizde bizim doğamızı fütursuzca talan etmelerine karşıyız” İfadelerini kullandı.